HABER

İsrail'de protestolar yazı

BBC muhabiri Wyre Davies'in İsrail'de başkent Tel Aviv'de kurdukları çadırlarda kalan göstericilerle konuşmalarından izlenimleri

Wyre Davies

BBC

Üst üste son birkaç haftasonu toplanan yüzbinlerce gösterici, Orta Doğu'da bir ülkenin sokaklarında yürüyor ve değişiklik talep ediyor.

Yöneticilerden bıktıklarını, hükümetin vatandaşları dinlemediğini söylüyorlar.

Ancak burası Mısır, Tunus ya da Libya değil.

Söz konusu ülke İsrail.

Beş ay önce Kahire'nin Tahrir meydanındakiler gibi, şimdi de İsrailli göstericiler başkentleri Tel Aviv'in merkezinin kontrolünü almış durumdalar.

Revital Len-Cohen eğitimli bir kadın. Kendisi avukat, kocası da İsrail'in hızla büyümekte olan teknoloji sektöründe çalışıyor.

Kendisini bir gün sokaklarda gösteri yaparken bulacağını hiç düşünmediğini söylüyor.

Ancak Revital'in öğrenme zorluğu yaşayan bir oğlu var. Dolayısıyla işini bırakmak zorunda kalmış, devletten de ya çok az yardım alıyor ya da hiç yardım alamıyor.

Bu yüzden sokaktaki küçük bir çadırda bir hafta geçirdiğini söylüyor.

Gözleri dolarak "Çok çaresizim" diyor Revital. "Vergilerimizi ödüyoruz ve elimizden geleni yapıyoruz ama şu an içinde olduğum durumda, hayatta kalabilmek için ailemden para istemem gerekiyor" diye anlatıyor yaşadıklarını.

Farklı kaygılar

Buradaki insanların birbirinden farklı kaygıları var.

Tel Aviv'in Rostchild bulvarında kurulan çadır kentin her bir bölümü, başka bir derdi olan gruba evsahipliği yapıyor.

Revital Len-Cohen gibi engelli çocuk ebeveynlerinin kaldığı çadırların hemen yanındaki grup öğrenciler. Biraz daha ilerleyince ise artan kiralar karşısında ev tutamayan aileler var.

Garip bir şekilde, gösterileri tetikleyen İsraillilerin çoğu için temel bir besin maddesi olan lor peynirinin fiyatındaki büyük artış olmuş. Bu sembolik artış, yüzbinlerce insanın yaşamaya parasının yetmediği bir ülke anlamına gelmiş. Şimdi öğrenciler, anneler, doktorlar ve anarşistler hem birlikte yaşam pahalılığını protesto ediyor.

Göstericileri eleştirenler, taleplerinin özellikle de daha derin ve uluslararası bir ekonomik kriz döneminde gerçekçi olmadığını söylüyor.

Bir başka gruba göre ise gösteriler İsrail'in ruhu ve gideceği yön için verilen bir mücadele.

Hareketlerinin kasıtlı olarak apolitik olduğunu söylüyorlar.

Söz konusu olan İsrail-Filistin sorunu değil, ülkelerinin ahlaki ve toplumsal sorumluluk anlayışını tamamen kaybettiğinden endişelenen İsrailli vatandaşlar.

İsrail, küçük bir azınlığın orantısız bir zenginliğe sahip olduğu bir ülke.

Bu çok alışılmadık bir durum değil aslında, gelir eşitsizliği ve adaletsizlik çoğu ülkede görülüyor.

Göstericileri eleştirenler de bu yüzden onları "naif" buluyor.

Ancak sorun İsrail'in sosyal sorumluluk ve birliktelik fikirleri üzerine kurulan genç bir ülke olması.

Rosthchild Bulvarı'ndaki göstericiler de ülkelerini geri istiyor.

Hükümet, büyüyen gösteriler karşısında biraz hazırlıksız yakalandığını kabul ediyor.

Koalisyon hükümetinin bakanları önce yaşananlara inanamadı. Bir sürü yönden, İsrail'in ekonomisi küresel ekonomik krizden etkilenmemişti.

Yüksek teknoloji sektörü hala gelişiyor ve resmi işsizlik oranları diğer gelişmiş ülkelerden çok daha düşük.

Gecikerek de olsa başbakan Binyamin Netanyahu harekete geçti.

Hükümetin önceliklerinin gözden geçirileceğine söz verdi, göstericilerin liderleriyle görüşüp, taleplerini değerlendirecek bir "uzmanlar paneli" atadı.

Arap Baharı, İsrail yazına dönüşürken henüz Netanyahu'nun hükümetinin devamı için bir tehlike yok.

Ancak bir yandan da gösteriler Kudüs ve diğer büyük kentlere yayılıyor ve önümüzdeki haftalar için daha da büyük yürüyüşler planlanıyor.

En Çok Aranan Haberler