HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Kararı AİHM'ye götüreceğiz"

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) kendisi hakkında vermiş olduğu 'milletvekilliği yetersizliği' kararına itiraz edeceklerini belirterek, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağız" dedi.

"Kararı AİHM'ye götüreceğiz"

AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, CNN Türk'te, Gazeteci Taha Akyol'un sunduğu "Eğrisi Doğrusu" programına konuk oldu.
Yüksek Seçim Kurulu'nun kendisiyle ilgili verdiği kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) götüreceklerini söyleyen Ak Parti Lideri Erdoğan, "Kanunlar hangi türde olursa olsun, eğer adil yöneticilerin elinde olursa o ülkede hukuk adaletle örtüşür" dedi.

Milliyet Gazetesi Yazarı Taha Akyol'un hazırlayıp sunduğu "Eğrisi Doğrusu' programına katılan Ak Parti Lideri Recep Tayyip Erdoğan, Akyol'un YSK kararı ve AK Parti'nin izleyeceği politikalar hakkındaki sorularını cevaplandırdı.

Erdoğan, YSK'nın kararı ile ilgili avukatlarıyla görüştüğünü ve kararın iptali için AİHM'e başvuracaklarını söyledi.

YSK'NİN KARARI

Taha Akyol'un, 'Siz engelleniyor musunuz? Yoksa sizin önünüzde hukuk sisteminin, kanunların koyduğu bir engel mi var?' şeklindeki sorusu üzerine, Erdoğan, "Şimdi, kanunlar hangi türde olursa olsun, eğer adil yöneticilerin elinde olursa, o ülkede hukuk adaletle örtüşür, bütünleşir. Tabii, AB'ye giriş sürecinde 312. Madde ile ilgili değişiklikler yapıldığı zaman, sayın Adalet eski Bakanı Türk, şahsım hakkında 'Tayyip Erdoğan'ın önündeki engeller kalkmıştır' dedi. Ben de zaten kendilerine bundan dolayı teşekkür ettim. Çünkü Türkiye buna gerçekten çok muhtaç. Bir taraftan, 'AB'ye giriyoruz' diyoruz. Öbür tarafta Anayasa ile ilgili değişiklikler yapıyoruz. Hatırlarsanız, biz, Anayasa ile ilgili değişikliklerin tümünde olumlu oy kullandık. Yine, bu maddelerle alakalı olarak bazı siyasi partiler kulis faaliyetleriyle 1. turda yeter sayıda oy çıktığı halde 2. turda yeterli oyun çıkmasını engelledi. Ama bugün bakın bu bir demokratikleşme sürecine geldi ve bize bir engel olarak çıktı. Ama Tayyip Erdoğan olarak benim şahsım önemli değil" diye konuştu.

312. Maddede yapılan değişikliğe sık sık atıfta bulunan Erdoğan, 312. Maddede yapılan değişiklikle kendisinin daha önce işlediği suçun artık suç olmaktan çıktığına dikkat çekti.

"312'Yİ DEĞİŞTİRDİNİZ, YA UYGULAMASI DİYE SORULMAYACAK MI?"

"AB'ye girilmesi hususunda yapılan o 14 maddelik paketin görüşülmesi esnasında, İstanbul'da bütün sivil toplum örgütleri bir araya geldiler, konuştular. Peki, şimdi '312'yi değiştirdiniz. Ama uygulaması...?' diye sormayacaklar mı?" diyen Erdoğan, YSK'nın aldığı kararda bazı çıkar çevrelerinin etkisi olduğunu da ima etti. Erdoğan, "Bizim, hakikaten vatanımıza bir sevdamız var. Milletimizin sıkıntılarının altında yatanın biz dürüstlükten kaynaklandığını düşünüyoruz. Milletin dürüst ve adaletli kadrolara ihtiyacı var. Bu yüzden çıkar çevreleri bir defa bizimle anlaşamaz" şeklinde konuştu.

Erdoğan, Akyol'un, 'Çağdaş değerler' ifadesiyle neyi kastediyorsunuz?' şeklindeki bir başka sorusuna ise, "Düşünce Özgürlüğü, ifade özgürlüğü, din ve vicdan hürriyeti, teşebbüs hürriyeti. Bu tür konular. Bunlar artık küreselleşen dünyanın vazgeçilmez özellikleri oldu. Bunu yakalamamız lazım. Bu çağdaş değerleri Türkiye'nin de bir an evvel yakalaması gerekiyor. Bunların zıddı da çağdışı değerlerdir" şeklinde cevap verdi.

"AB BİZİ ALMAKTA HİSSİ DAVRANIRSA KAYBEDER"

Ak Parti Lideri Tayyip Erdoğan, 'Siz, AB'ye giremediğimiz takdirde Türkiye'nin bir kenar mahalle olarak kalacağına mı inanıyorsunuz?' şeklindeki soru üzerine, "Biz, İslam Birliği'ne de girebiliriz. İslam ülkeleri arasında birlik de oluşturabiliriz. Fakat bunlar bizi dünyada kendini kanıtlamış olan AB gibi birliklere katılmaktan alıkoymamalı. Adeta diğerleri bunun yanında bir garnitür olmalı. O zaman zaten sizi de dünya kabullenecektir" açıklamasını yaptı.

Türkiye'nin kendisini İslam ülkeleriyle veya Asya ülkeleriyle sınırlı tutmaması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "Ama biz kendimizi oralarla sınırlı tutarsak, 'Tamam bunlar bize yeter' dersek, o zaman biz orada biteriz. Çünkü açılamayız. Yani, bunu bazıları anlamak istemiyor. Aslında bizim bir taraftan da AB için gerekli olmamız var. AB bizi almakta hissi davranırsa veya siyasi davranırsa AB de kaybeder. Türkiye, AB'nin Asya'ya açılan kapısıdır. Biz, öncelikle Kopenhag Kriterleri'ndeki gerekli olanları süratle yerine getirdik" ifadelerini kullandı.

3 Kasım'da yapılacak seçimlerde Ak Parti'nin iktidar olması halinde Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin kendileri hakkında tereddüde düşmeyeceğini dile getiren Tayyip Erdoğan, Ak Parti'nin AB konusunda herhangi bir aykırı düşüncesinin olmadığını söyledi. AB ile ilgili şimdiye kadar gelen hükümetlerden çok daha fazla gayret göstereceklerini belirten Erdoğan, "AB ile ilgili şimdiye kadar gelen yönetimlerin ortaya koymadığı heyecanı göstereceğiz. Şu ana kadar gelenler maalesef bu işin lafını yaptılar" ifadelerini kullandı.

"BÖLGESEL, ETNİK VE DİNSEL MİLLİYETÇİLİĞİ REDDEDİYORUZ"

Programda, milliyetçilikle ilgili görüşlerini de anlatan Erdoğan, konuyla ilgili görüşlerini şöyle dile getirdi;

"Biz, 3 milliyetçiliği reddediyoruz; Bölgesel, etnik ve dinsel milliyetçilik. Toplum içinde biz bu tür milliyetçiliklere karşıyız. Hıristiyanlığın, Museviliğin, Aleviliğin, Sünniliğin birbirine üstünlüğünü hiçbir zaman biz tasvip etmeyiz. İster Müslüman olsun, ister Hıristiyan, ister Alevi, ister Sünni... Bunların inançlarını yaşama güvencesi yönetimde biz olacağız. Burada herhangi bir taassubun içinde olmayacağız."

Türkiye'de 30'a yakın farklı ırktan insan bulunduğunu ifade eden Erdoğan, bu farklı ırklar arasında taassup içine girmeyeceklerini açıkladı. "Yani; Türk, Kürt, Çerkez, Abaza ayrımına girmeyeceğiz. Bütün bunları Türkiye Cumhuriyeti ortak çatısı altına toplayacağız. Ama dışa karşı da, 'Türkiye Milliyetçiliği'ne varız. Ama ırksal milliyetçiliğin içinde yokuz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin doğusuyla batısı arasında hiçbir fark olmaması gerektiğine de dikkat çeken Erdoğan, "Ülkemizin batısı hangi standartları yakaladıysa, doğusu da aynı standartları yakalamalı ki, biz, '780 bin kilometrekarelik Türkiye'yi çağdaş, medeni bir ülke haline getirdik' diyelim" dedi.

SİİRT KONUŞMASI Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Türk milleti' kavramını kullanmaktan kaçındığına ilişkin bir soru üzerine de, "Siirt konuşmamda bile, 'Bize Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak yetmez mi?' diye vatandaşa sordum. Onlar da, 'yeter' diye cevap verdiler. Türk milleti kavramını kullanmamak kadar büyük bir cehalet olur mu? Uluslararası alanda dünyaya karşı milliyetçiliğim var zaten. Birbirimize karşı olmamalı. Ama dünyaya karşı olmalı" dedi.

Taha Akyol'un, 'Alevi ve Bektaşilerle temasınız oldu mu?' sorusuna ise, Erdoğan, "Ben, bu konuda özellikle çok rahatım. Özellikle Bektaşilik, Alevilik... Bunlar tabii bizim tarihten gelen kültürel zenginliğimiz. Bu işin istismarını yapanlar da var. Ama belediye başkanlığımda bu işin istismarını yapmayan samimi olanlarıyla bizim çok böyle aramızda nezih tatlı münasebetlerimiz olmuştur. Belediye olarak bize her hangi bir talepleri olduğunda da kendilerine büyükşehir olarak yardımcı olduğumuz gibi aynı zamanda ilçe belediye başkanı arkadaşlarımla bu meseleyi konuştum ve onlar da destek verdiler ve hala da destek vermeye devam ediyorlar" şeklinde cevap verdi.

"TÜRKLERLE KÜRTLER AYRILAMAZ" Adalet ve Kalkınma Partisi Lideri Recep Tayyip Erdoğan, Kürt sorununa da değindi. Erdoğan, konuyla ilgili düşüncelerini, "Biz etle tırnak gibiyiz. Birbirimizden ayrılmamız mümkün değil. Birbirimizi ayırmak için gayret sarf edenler, bu ülkeyi bölmek isteyenlerdir. Bu oyuna gelmememiz lazım. Federasyon isteyenler var. Biz buna karşıyız. Biz, üniter yapımızı korumak durumundayız" sözleriyle aktardı.

Gazeteci Yazar Taha Akyol'un, 'Turgut Özal kavramı, sizin için özel bir anlam ifade ediyor mu?' sorusuna, Erdoğan, "Turgut Bey, özellikle 12 Eylül'den sonra bizim dünyaya açılmamıza vesile olan bir liderdir. Bana göre, Turgut Bey'in en büyük başarısı özgürlükler konusundadır. Ben inanıyorum ki Rabb'im ömür verseydi, sağ olsaydı çok şeyler daha aşılırdı" diyerek cevapladı.

İRAN DEĞERLENDİRMESİ Erdoğan, Akyol'un, 'İran'ı nasıl analiz ediyorsunuz?' sorusunu da, "Dünyanın her ülkesinde İran'dakine benzer gelişmeler var. Bir tarafta gelişimden, değişimden yana olanlar var. Bir taraftan da tutucu, statükocu kesim oluyor. Bu, bizde de var, değişik

ülkelerde de var. İnanıyorum ki, eninde sonunda o değişimden yana olanlar bu işi başaracaktır. Ama o statükocu olanlar orada mağlup olacaklardır. İran'da halk o değişimi istiyor. Ve bu başarılırsa birçok sıkıntıyı da aşacaklardır" diye cevapladı.

Erdoğan, 'Hayatınızda hiç hata yaptınız mı? Keşke yapmasaydım dediğiniz bir hatanız oldu mu? Mesela Siirt konuşmanbulız' sorusuna da şu cevabı verdi;

"Hatam yoktur demem mümkün değil. Ama o şiir okumamı hata olarak kabul etmiyorum. Ben, aslında konjonktür gerektirdiği için o şiiri okudum. Bu şiirin yazarı kim? Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün bir dostu; Ziya Gökalp... Belki o süreci kontrol altına alabilecek bazı girişimlerde bulunabilirdik. 28 Şubat süreci ile alakalı olarak, orada bazı tedbirler alabilirdik. Ak Parti, bu yanlışların yapılmaması için kurulmuş bir adım, bir parti."

"ORDU KİMSENİN TAPULU MALI DEĞİL" Ak Parti Genel Başkanı'na, ayrıca, Ordu ve Laiklik ile ilgili sorular da yönetildi. Erdoğan, bu tür sorulara da şöyle cevap verdi;
"Şu anda biz Ak Parti'yiz. Ak Parti, 14 Ağustos 2001'den bu yana ilkeleriyle ortada olan bir partidir. Ordu, kimsenin tapulu malı değil. Ordu bizim ordumuz, bizim gözbebeğimiz. Biz, ordumuza 'Peygamber ocağı' demişiz. Bu terbiye ile yetişmişiz. Anam babam bana bunu öğretti. Askerliği de yaparken ben bu inançla, bu anlayışla yapmışım."

İktidara geldiklerinde ordu ile aralarında hiçbir sorun yaşanmayacağının altını çizen Erdoğan, "Hiçbir zaman, bizim ordumuza karşı bir önyargı kabulümüz değildir. Belediye başkanlığım döneminde ben böyle bir sıkıntı yaşamadım. Bu ordu milletimizin ordusu değil mi? Beraberce üzerimize düşen görevi yapacağız. Ülkemizi beraberce ayağa kaldıracağız" dedi.

İSRAİL İLE İLİŞKİLER Ak Parti Lideri Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-İsrail ilişkileriyle ilgili sorulara ise, "Bundan sonra İsrail ile aramızda karşılıklı çıkar ilişkileri neyi gerektiriyorsa ona göre davranırız. Tamamen pragmatik... Dine dayalı falan değil" şeklinde cevap verdi.

Erdoğan, Amerika'nın Irak'a operasyon düzenlemesi konusunda da şunları söyledi;

"Biz, 91'de çok ağır bedeller ödedik. Biz, bu bedelleri bir daha ödeyemeyiz. Ama öbür tarafta da bir NATO üyesi olarak durumumuzu değerlendirmek durumundayız. Olaya dini açıdan bakmak suretiyle de burada zarara girmeyi hiçbir zaman düşünmeyiz. Yani din burada hiçbir zaman belirleyici olmaz. Yani önemli olan, bizim çıkarımızın burada ne olacağı, bizim zararımızın ne olacağı..."

Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika'nın muhtemel Irak operasyonu konusunda da, kesinlikle Türkiye'nin görüşünü alması gerektiğine dikkat çekerek, "İnanıyorum ki Amerika da bu noktada adımını atarken kararı herhalde bizimle iyi değerlendirip verecektir. Ama oradaki dayatmacı, totaliter rejim konusundaki Amerika'nın hassasiyetine hak vermemek mümkün değil. Ama acaba hassasiyet o mudur? bunu da değerlendirmekte fayda var tabii ki" şeklinde konuştu.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler