CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı kutlamalarına ilişkin, "İnsanların mutluluğundan niye birileri kaygı, endişe duyuyor. Demokrasiyi geliştirmemiz, insan sevgisini büyütmemiz, insanların kucaklaşmasına imkan sağlamamız lazım. İşçisi, memuru, emeklisi bir araya gelecekler, bayram kutlayacaklar. Bunu yasaklamanın mantığı yok" dedi.
Kılıçdaroğlu, ODTÜ Mezunları Derneği'nce, Vişnelik Tesisleri'nde düzenlenen "Seçim Süreci Tartışmaları" başlıklı panele katılmadan önce, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"1 Mayıs kutlamalarında Taksim'e insanlar giremedi ve müdahaleler oldu. Bu konudaki düşünceniz nedir?" şeklindeki soruya Kılıçdaroğlu, "Bayramların yasaklanması demokrasilerde olmaz. Mitingden söz ediliyor, oysa miting değil, bayram kutlaması yapmak istiyorlar. İnsanlar bayramları arzu ettikleri yerlerde kutlarlar, siz saygı gösterirsiniz" karşılığını verdi.
1 Mayıs'ın daha önce de Taksim'de kutlandığını ve herhangi bir olay çıkmadığını anımsatan Kemal Kılıçdaroğlu, "İnsanların mutluluğundan niye birileri kaygı, endişe duyuyor. Demokrasiyi geliştirmemiz, insan sevgisini büyütmemiz, insanların kucaklaşmasına imkan sağlamamız lazım. İşçisi, memuru, emeklisi bir araya gelecekler, bayram kutlayacaklar. Bunu yasaklamanın mantığı yok" diye konuştu.
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Taksim'in kutlamalara açılmamasına" yönelik sözlerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Daha önce açıldı, hiç de kaos çıkmadı. Ne diyecekler ona? 1977'ye gidiyorlar. Niye 1977'ye gidiyorsunuz, biz 2015 yılındayız. 2015'te çoğu ilde kutlandı, hiçbir olay çıkmadı. Niye İstanbul'da çıkıyor, hangi gerekçeyle çıkıyor. İstanbul'u bir sıkı yönetim merkezi haline döndürdünüz, doğru değil bunlar. İnsanınıza, kendi halkınıza, milletinize güveneceksiniz. Siz güvensizlik üzerine politika oluşturuyorsunuz. Demokrasilerde bu olmaz, demokrasiler bunu kabul etmez. İnsanların özgürce dolaşabileceği bir Türkiye, rahatlıkla gülebilecekleri, eğlenebilecekleri, düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilecekleri bir Türkiye'den neden korkuyoruz, korkmamamız gerekir."
"Yarın Başbakan Ahmet Davutoğlu ile TOBB'da bir araya geleceksiniz, kendisine ifade edeceğiniz şeyler olacak mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, ortam uygun olursa söyleyeceğini ifade etti.
ASIL FELAKET İNSANI 949 LİRAYA MAHKUM ETMEK
Bir gazetecinin "Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün, 'CHP'nin asgari ücret vaatlerini' eleştirdi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi: "Ben bu ülkede asgari ücretle çalışanların hangi koşullarda yaşadıklarını bilen birisiyim. Çünkü ben oğluma telefon edip, 'oğlum paraları sıfırla' diyen birisi değilim. Ezilenlerin hangi koşullarda çalıştıklarını çok iyi biliyorum. Merdiven altı atölyelerde 949 liraya o insanların nasıl çalıştıklarını biliyorum. Bir simit, bir çay hesabı yaptım, günde üç öğün, beş kişilik bir aile sadece bir çay ve bir simit yese, ayda 900 lira ediyor. Biliyorlar mı acaba onlar? Geriye kalıyor 49 lira, bununla ev kirası mı ödesinler, mutfak masrafını mı karşılasınlar, otobüs parası mı ödesinler? Bunu bilmeyen bir insanın, kalkıp da 'Asgari ücret bin 500 lira olacak', bunlar felaket senaryoları çizmeye başladılar. Asıl felaket o insanı 949 liraya mahkum etmektir.
Bin 500 liradan neden gocunuyorlar? 'Asgari ücreti biz bilmiyor muşuz.' Hiç meraklanmasınlar, biz asgari ücreti de çok iyi biliriz, sizin ne mal olduğunuzu, neleri götürdüğünüzü çok iyi biliriz. Biz hepsini çok iyi biliriz, bu millet de bunu öğrendi artık. Kim halkın yanındadır, kim halkın karşısındadır öğrendi. Bin 500 lira vereceksiniz asgari ücretliye, 'bu zulümdür' diyor. Sen kaç lira alıyorsun? 13-14 bin alıyorsun. Niye seninki zulüm olmuyor, neden işçininki zulüm oluyor? Türkiye'nin gerçeklerini biliyoruz."
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, parlamenter sisteme eleştirilerinin" hatırlatıldığı Kılıçdaroğlu, "Ben diyorum, beni Sayın Cumhurbaşkanıyla muhatap kılmayın diye. 'Namus ve şeref kavramı nedir Sayın Erdoğan?' diye niye sormuyorsunuz? 'Namus ve şeref kavramından ne anlıyorsunuz siz?' diye neden sormuyorsunuz?" dedi.
"BENİ NİYE ONUNLA MUHATAP EDİYORSUNUZ?"
Cumhurbaşkanının tarafsız, bütün siyasi partilere eşit mesafede olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın bunun için namusu ve şerefi üzerine yemin ettiğini hatırlattı. "Beni niye muhatap ediyorsunuz onunla? Gerçekten üzülüyorum" ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Demokrasiyi bu hale kim getirdi? Parlamenter sistemi işlemez hale kim getirdi? Oturup masa başında milletvekili listelerini kim hazırladı? 12 Eylül darbe yasalarının arkasına kim sığındı? Bütün bunların hesabını vermeden, şimdi çıkılmış 'Efendim parlamenter sistem çalışmıyor.' Sen milletvekili listelerini oturup kendi odanda hazırlarsan nasıl çalışacak parlamenter sistem? Neden milletin vekillerini millet seçmiyor? Milletin vekilleri çıksın kendi adaylarını belirlesin. CHP öncülük etti, 56 ilde ön seçim yaptı, siz de yapın. 200 yıllık parlamenter sistemimiz var ne oldu da son 13 yılda kayboldu? Başbakanken bu şikayetler olmuyordu ama. Ne zaman oldu? Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturunca oldu. Bunlar doğru değil."
Türkiye'de huzur içinde yaşamak istediklerini vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, "Siyasette kavga istemiyoruz, herkes yerini ve konumunu bilmeli. Herkesin yeri ve konumu yasalarla tanımlanmış durumdadır. Cumhurbaşkanı cumhurbaşkanlığını, başbakan başbakanlığını, anamuhalefet partisi genel başkanı da ana muhalefet partisi genel başkanlığını bilmeli. Taşlar yerine oturursa gerginlik olmaz siyasette" değerlendirmesinde bulundu.
Halkın sorunlarını çözmek istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Ben nasıl çözeceğimi anlatıyorum, onlar da nasıl çözeceklerini anlatsınlar, bana laf yetiştirmeye kalkmasınlar" dedi. (AA)