HABER

Kim ilk maçı hatırlıyor ki?

Emre Temel, ilk maçların ardından tabloyu değerlendirdi.

Kim ilk maçı hatırlıyor ki?

Emre Temel

BBC Türkçe

İlk maçlar itibarıyla futbolseverler olarak sönük bir Dünya Kupası izliyoruz. Bunun en büyük kanıtı da, turnuvanın başladığı Cuma gününden bu yana saha içinden çok saha dışındaki gelişmeleri konuşmamız.

Güney Afrikalılara özgü bir düdük olan ve çıkardıkları gürültü tartışma yaratan vuvuzelalar, turnuvada kullanılan ve birçok oyuncunun hareket hızı nedeniyle eleştirdiği Jubulani adı verilen toplar ve birçok maçta statlarda görülen büyük boşluklar.Turnuvanın ilk altı gününde konuşulanlar genelde bunlar.

Peki saha içinde ne yanlış?

Öncelikle Güney Afrika'daki turnuvaya katılan takımların hemen hepsi ilk maçlarında kontrollü bir oyunu benimsediler. Zira kimse böylesi büyük turnuvalara mağlubiyetle başlamak istemiyor. Bu noktada, iyi savunmasıyla tanınan son dünya şampiyonu İtalya'nın Teknik Direktörü Marcello Lippi'nin Paraguay maçı sonrası rakiplerini, aşırı defans yapmakla suçlaması manidardı.

Zaten dünya futbolunda takımlar arasındaki güç farkı iyice azaldı. Buna bir de, kontrollü oyun eklenince, renkli maçlar beklemek biraz iyimserlik olur doğrusu.

Diğer yandan da maçların sonuçlarını her an değiştirebilecek yıldız oyuncuların da, ilk maçlarda genelde etkisiz kaldıklarını belirtmek gerek. Portekiz'de Christiano Ronaldo'yu, İngiltere'de Wayne Rooney'i, Fransa'da da Frank Ribbery'i buna örnek gösterebiliriz. Zaten bu üç yıldızın ülkeleri de turnuvaya beraberlikle başladı.

Almanya ışıldadı Ön plana çıkan takımların başında, ilk maçında Avustralya'yı 4-0 mağlup edip, turnuvada şu ana kadarki en farklı galibiyeti elde eden Almanya geliyor. Almanya'nın yanı sıra, Arjantin, Güney Kore, İspanya ve Şili'nin de iyi bir performans sergiledikleri söylenebilir. Bazıları bu listeye Hollanda'yı da ekleyebilir. Ancak tam bu noktada, bu takımların ilk maçlardaki rakiplerinin performanslarını da tartışmaya açmak gerek.

İlk maçlarda göze çarpan oyuncuların başında Arjantin'in yıldızı Lieonel Messi geliyor. Bugüne dek sık sık Messi'nin, Barcelona'daki performansını Arjantin'de tekrarlayamadığından söz ediliyordu. Ancak Arjantin Teknik Direktörü Diego Maradona, Messi'yi ileri ikilinin arkasında serbest olarak oynatıyor.

Messi de bu bölgede tüm yeteneklerini ortaya koyma şansı buluyor. Messi'den sonra ise en çok konuşulan oyuncu Almanya'dan Mesut Özil dersek, herhade yanılmış olmayız. 21 yaşındaki futbolcu Avustralya maçında öyle bir performans sergiledi ki, sakatlığı nedeniyle Dünya Kupası'nda oynayamayan ve uzun süre Alman milli takımının beyni olan Michael Ballack, "Mesut Özil, yıllardır aradığımız 10 numaradır" dedi.

Sakatlıkları nedeniyle ilk maçlarda oynayamayan futbolculardan Hollandalı Arjen Robben ve İtalya'dan Andrea Pirlo'nun performansları da merakla bekleniyor.

Bugüne dek Dünya Kupası'nın tarihinde hiçbir ev sahibi takım ilk turda elenmedi. Güney Afrika hiç kuşkusuz bu takımların ilki olmak istemiyor ve Uruguay karşılaşmasına büyük önem veriyor. Maçı berabere bitmesi halinde, A Grubu'nda Salı günü oynanacak son maçlar daha da önem kazanacaktır. Turnuvaya puan kaybıyla başlayan güçlü ülkelerden İtalya, İngiltere ve Portekiz'in ikinci maçlarında da puan kaybetmeleri sürpriz olur doğrusu.

Arjantin, Almanya, Hollanda ve Brezilya, İspanya gibi ülkelerse, ikinci maçlarını da alıp, hem ikinci tura yükselmeyi garantilemek, hem de ikinci tura lider yükselmek için avantaj sağlamak isteyeceklerdir. İkinci turun merakla beklenen maçlarının başında ise Pazar günü oynanacak Brezilya-Fildişi Sahili karşılaşması geliyor.

Dünya Kupası futbolseverler için pek iyi başlamadı ama oyuncular nihayetinde, jabulani toplarına da, vuvuzela seslerine de alışıyorlar! Ayrıca ilerleyen turlarda maçları kazanmak için sadece defans yapmak da yetmeyebilir. Biraz hayalkırıklığı yaşayan futbolseverler bence kendilerine şu soruyu sorsunlar:

''Geri dönüp baktıklarında, belleklerinden silinmeyen Dünya Kupası karşılaşmalarının kaçı ilk maçtı ki?''

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler