BİZE ULAŞIN
Yaş ilerledikçe cinsellik üzerine yaşanan problemlerde artış görülüyor. Çeşitli hastalıklar, menopoz nedeniyle düşen libido cinsel isteksizliğe, iktidarsızlığa neden oluyor. 61 yaşındaki eski mühendis Kevin ile evli olan emekli bir devlet memuru 55 yaşındaki Emma, evliliğinde yaşadığı cinsel problemleri şöyle anlatıyor: “47 yaşında, 21 yıllık cinsel açıdan tatmin edici evliliğin ardından menopoza girdim, orgazm olmayı tamamen bıraktım ve hatta tahrik olmakta bile zorlandım. Eskiden dakikalar süren işler artık saatler sürüyordu."
"Kevin seksten biraz zevk almam için elinden geleni yaptı ama sanki belden aşağım ölmüş gibiydi. Bir süre sonra denemekten vazgeçtim çünkü bir şeylerin olmasını ummak ve hayal kırıklığına uğramak çok iç karartıcıydı.Kimliğimin önemli bir parçasını kaybetmiş gibi hissettim ve bunun evliliğim için ne anlama geleceğinden endişelendim."
"Çoğu şeyin yaşla birlikte düzeldiğini söylüyorlar ama ben dahil birçok kadın için buna seks dahil değil." Emma, daha önce orgazm olabilmelerine rağmen artık orgazm olamadıklarını söyleyen kadınların yaklaşık yüzde 15'inden biri. Bu durumla mücadele eden erkeklerin sayısı ise yüzde dört civarında.
Emma menopoza girmekle ilgili şunları söylüyor : "Ruh hali değişimleri, ateş basması ve gece terlemeleri beni bitkin ve sinirli yaptı. Seks yapmak aklımdaki en son şeydi.
Kevin ile olan ilişkimde büyük bir değişiklik oldu çünkü bundan önce seks hayatımız son derece sağlıklıydı. Aralık 2002'de bir taşra barında bir görücü usulü randevusunda onu ilk gördüğüm anda kocamı hayal etmiştim ve o da aynı şeyi hissetmişti. İlk günlerde kelimenin tam anlamıyla ellerimizi birbirimizden çekemedik. O kadar kötüydü ki, sürekli sevgi gösterileri yüzünden arkadaşlarımız etrafımızda olmaktan bıktı.
"Eskiden haftada üç ya da dört kez sevişirdik, özellikle de şimdi 33 yaşında olan kızım 2007'de aile evinden taşındığında. Kendime isteksizliğimin geçici bir şey olduğunu ve en kötü menopoz semptomlarını atlattıktan sonra her şeyin normale döneceğini söyledim." Uzmanlar, menopozun neden olduğu hormonal dengesizliklerin anhedoninin bir nedeni olabileceğini buldular.
"Aslında, seks hayatımın olmaması bizi sonunda daha da yakınlaştırdı. En son seks yaptığımızdan bu yana yedi yıl geçti ama artık bir kişinin sekse ilerlemesini istemesi ve diğerinin bunu hissetmemesi baskısı olmadan kucaklaşabilir ve sevecen olabiliriz." Emma, partneriyle kaybettiği kıvılcımı yeniden ateşlemeyi başardı.
“Anhedoninin başlamasından bunca yıl sonra, ruh eşimin benim için ne kadar önemli olduğunun farkına vararak, önemli olan samimiyeti ve cinsel hayatı geri kazanmaya çalıştım. Bir otelde bir oda ayırttık ve geceyi öpüşerek, kucaklaşarak ve bedenlerimizi yeniden öğrenmek için zaman ayırarak geçirdik. Kendimizi fiziksel olarak uyarmak ve duygusal düzeyde bağlantı kurmak için çalıştık - anhedoni yolumuza çıkmaya başladığından beri yapmadığımız bir şeydi. Artık öğleden sonraları sadece birlikte uzanmak için ayırıyoruz."
Anhedoni, mutsuz olma ve yapılan herhangi bir eylemden keyif alamama ve mutlu olamama hastalığıdır. Psikolojik sorunlar arasında görülen depresyonun semptomlarından biri olarak da belirlenen bu durum, pek çok kişinin yaşadığı bir sorundur. Bu tür psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalan bireyler, önceden yapmış oldukları zevkli ve heyecanlı aktiviteleri bundan sonra yapmak istemezler. Bu aktiviteleri yapsalar bile hiçbir keyif ve zevk alamazlar.
Anhedoni tedavisi bakımından genellikle kişinin vücudunda bulunan serotonin ve endorfin hormonlarını yenilemek ve harekete geçirmek gerekmektedir. Bu durum da bazı terapötik yöntemler uygulanarak ilerleme sağlanmaya çalışılmaktadır. Ayrıca psikolog tarafından belirlenen terapi yöntemleri de uygulanmaktadır.
Kişinin yaşantısında birtakım değişikliklere gitmesi gerekmektedir. Sağlıklı bir beslenme programı, gece uykusu, spor, egzersiz, yürüyüş, dans ve birtakım eğlenceli yöntemler ile kişinin mutlu olmasını sağlayacak aktiviteler önerilmektedir. Bu uygulamalar ile bu durumundan kurtulmaya çalışılır.
Uygulanan tedavinin doğru bir yöntem olması halinde kişinin bu sorundan kurtulması mümkün olmaktadır. Yaşam kalitesini ciddi seviyelerde ve olumsuz yönde etkileyen bu durum doğru tedavi yöntemi ile iyileştirilebilir.
