Matt McGrath
BBC bilim muhabiri
Paralimpiyatlar'da madalya kazanmak için ayak parmağınızı kırar mıydınız? Sivri bir nesnenin üzerine oturur ya da hayalarınızı burar mıydınız?
Paralimpik Oyunlar'da gözlemcilik yapacak bir bilim adamı, omurgaları zedelenmiş sporcuların üçte birinin bu tür yasak yöntemlere başvurduğu görüşünde.
"Canlandırma" adı verilen uygulamaların amacı tansiyonu ve kalp atışlarını yükseltip, performansı artırmak.
El ve ayakları felçli olan 36 yaşındaki Kanadalı dağcı Brad Zdanivsky paralimpiyatlarda yarışan sporculardan biri değil.
Ancak geçmişte spor salonunda bu tür yöntemleri kullandığını kabul eden sporculardan biri.
Zdanivsky "Bacağıma ya da ayak parmağıma birkaç kez güçlü elektrik şokları verdiğim oldu." diyor, "Şoklar sayesinde tansiyonum yükseliyor, ben de daha fazla yük kaldırabiliyor ya da bisikletin pedalını daha hızlı çevirebiliyordum."
Yıllardır Paralimpiyatları izleyen bir İngiliz gazeteci, küçük çekiçler kullanarak ayak parmaklarını çatlatan ya da kıran atletlerle ilgili hikayeler dinlediğini söylüyor.
Engelsiz sporcular koşu ya da yüzme gibi yoğun fiziksel efor gerektiren bir şey yaptıklarında, tansiyonları ve kalp atışları otomatik olarak artıyor.
Omurgaları zedelenmiş atletler ise vücutlarından bu tepkiyi alamıyorlar.
"Canlandırma" denen yöntemler bu tepkiyi almanın ve beraberinde gelen performans artışına ulaşmanın bir kısa yolu olarak görülüyor.
Verilen tepkinin tıptaki adı otonomik disrefleksi; el ve ayakları felçli olanlarda görülen tehlikeli bir reaksiyon türü bu.
Rahatsızlık veren pekçok gündelik aktivite, hatta güneş yanığı kadar sıradan bir olay bile buna yol açabiliyor.
Zdanivsky 1994 yılında bir araba kazasında omurgası ezildikten sonra dağcılığı bırakmak istemediği için bu tür yöntemlere başvurmaya başlamış.
"Farklı yollar denedim. Birkaç saat tuvalete gitmeyerek sidik torbanızı doldurmak ve oradan gelen acıyı kullanmak mümkün."
"Bazıları bunu sondalarının ucunu kapatarak yapıyor - en kolay ve en sık kullanılan yöntem bu."
"Ben bir adım daha ileri giderek bacaklarıma, ayak parmaklarıma, hatta hayalarıma elektrik şoklar verdim."
Ama "canlandırmanın" bir bedeli de var.
"Tansiyon yükselince gözün arkasındaki damarlardan biri çatlayabilir, hatta beyin kanaması geçirebilirsiniz" diyor Zdanivsky.
"Kalbiniz bile durabilir. Hiç hoş bir duygu değil, ama elde ettiğiniz sonuçlar ortada."
Uluslararası Paralimpik Komitesi sorundan yıllardır haberdar. "Canlandırma" 1994'ten beri yasak.
Komitenin Pekin Paralimpik Oyunları sırasında yaptırdığı bir ankete katılanların %17'si geçmişte bu yöntemleri kullandığını söylemiş.
British Columbia Üniversitesi'nden omurga zedelenmeleri uzmanı Profesör Doktor Andrei Krassioukov'a "Gerçek rakam %30 civarında olabilir mi?" diye sordum.
"Doğrudur, olabilir" diye yanıtladı, "Size bir doktor olarak söyleyebilirim ki insanlar kendilerini daha iyi hissetmek istiyor - tansiyon yüksek olunca da iyi hissediyorlar. İkinci bir faktör de kazanma arzusu, tansiyonları daha yüksek olan diğer Paralimpik atletlerle eşit koşullarda yarışma arzusu."
Profesör Krassioukov çare olarak sınıflandırmada değişikliklere gidilmesini öneriyor.
Örneğin tekerlekli sandalye rugby ve basketbolunda, takımların bedensel engel açısından birbirine yakın olmalarını sağlayan puan sisteminin değiştirilmesini.
Sistem şu anda tansiyon ve kalp atışlarını dikkate almıyor.
Uluslararası Paralimpik Komite'nin Baş Doktoru Peter Van de Vliet ise Krassioukov'un omurgaları zedelenmiş paralimpik sporcuların %30'unun bu yöntemlere başvurduğu tahminini destekleyecek ya da çürütecek verilere sahip olmadığını söylüyor.
Van de Vliet, felçli sporcuların bu tür şeyleri "şartları eşitlemek için" yaptığı açıklamasının, geçerli bir neden olamayacağı görüşünde.
Puan sistemini değiştirmeyi de düşünmediklerini söylüyor.
Paralimpik sporcuları Londra'da yakından izleyeceklerini belirten Van de Vliet, tansiyonu 18'in üstünde olanların "ölçümden hemen sonraki yarışa katılamayacağını" ancak uzun vadeli bir ceza da almayacağını belirtiyor.