MARDİN (İHA) - Mardin'in 7 bin yıllık tarihi evleri, bakımsızlıktan yıkılıyor. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Mardin evlerinin tek tek yıkılmaya başlaması ev sahiplerini endişelendirirken, Mimarlar Odası'nı harekete geçirdi.
Eylül ayında UNESCO'ya başvurmak için hazırlanan Mardin'de, bütün tarihi medrese ve manastırlar restore edilirken, bakımsızlıktan yıkılan evlere kimsenin sahip çıkmaması ise tepkilere neden oluyor. Mardin'de özellikle eski şehir merkezindeki evlerin yıkılması, mahalle sakinlerini korkuturken, Mimarlar Odası Başkanı Yılmaz Altındağ, konu ile ilgili olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı'na önlem alması ve yetkili mercileri uyarması için bir rapor hazırladıklarını söyledi.
Yüzyıllar alan bir geçmişe sahip Mardin taş evlerinin yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasından dolayı mahalle sakinlerinin büyük bir panik yaşadığını söyleyen mimar Altındağ, "Bölgenin SİT alanı ilan edilmesinden dolayı vatandaş, kendi evine bakım yapmak istediğinde karşısına çıkan bürokratik engelleri aşamıyor. Devletin eski şehirdeki bütün kamu kuruluşlarına ait binaları boşaltmasıyla birlikte, vatandaş zaten eski şehri terk ederek yeni şehir semtine kaçmış durumda. Bunun en son örneği hastane binasında yaşandı" dedi.
"7 BİN YILLIK EVLER YOK OLUYOR" Taş evlerin inşaatı hakkında bilgi veren mimar Altındağ, "Eski evler, büyük sorunlarla karşı karşıya kalmış durumda. Bunlardan biri yalıtım yetersizliğinden dolayı sızan sular, ikincisi de düzenli bakım yapılmamasından taşların dökülmesi. Taş binaların kendine has bir harcı var. Binaya beton bulaştırdığınız takdirde, taşlarda oynama ve bozulma oluşuyor. Mardin genelinde birçok tarihi boş bina bulunuyor, bunların acil olarak bakıma alınması gerekiyor. Aksi takdirde, 7 bin yıllık tarihi evler, bir süre sonra harabe evler olarak karşımıza çıkar" şeklinde konuştu.
Altındağ, UNESCO'ya girmeye hazırlanan Mardin'de, 7 bin yıllık tarihi binaların bakımsızlıktan yıkılmasının bir kültür şehrine yakışmadığını vurgulayarak, "Mardin genelinde şu ana kadar 250'ye yakın evi tespit ettik. Bunların tamamı bakıma muhtaç evler. Birçok ev bakımsızlıktan yıkılmış durumda. Bu da diğer tarihi evleri olumsuz etkiliyor, çünkü evler birbirine bitişik. Bundan dolayı yıkılan evler, diğer evleri de etkiliyor" dedi.
"RAPOR HAZIRLIYORUZ" Tarihi değerlerin terk edilerek kaderlerine mahkum bırakılmasına göz yummayacaklarına dikkat çeken Altındağ, "Birçok tarihi evimiz yok olma noktasına gelmiş durumda. Mardin'in eski merkezi SİT alanı ilan edildiği için koruma kanunları Mardin'i harabeye çevirmiş. Bu binalar SİT alanında olduğundan, uzun zamandan beri boş kaldıkları için bakım ve restore ihtiyacı olan binalar. Bunların yıkılmasında koruma kanunlarının da büyük ihmali var. Bu tür binalarda bir tadilat veya restorasyon yapmak çok zor. Çünkü 'SİT Alanı Koruma Kanunları' içerisinde bir tadilat işlemi yapmak birçok işlemi beraberinde getiriyor. Bizde bir anlayış var; en büyük koruma anlayışı yasaklamayladır. Yasakladığınızda koruduğumuzu sanırsınız, ama en büyük yanlışlık buradadır. Bu tür binalar, ancak gerçek anlamda korunarak ayakta tutulabilir. Yasaklamayla bir noktaya kadar korunur, ama daha sonra çürümeye terk edilir. Buradaki binalarda görüldüğü gibi, bir süre sonra evler yıkılmaya terkedilmiş durumda kalır. Bu tarihi şehir, daha fazla tehlike oluşturmadan, hayalet kente dönüşmeden yetkili ve ilgilileri bir önlem almaya davet ediyoruz. Bu tür tarihi değerlerimizin korunması için herkesin elbirliğiyle çalışması gerekiyor. Bizler de Mardin Mimarlar Odası olarak, kaderlerine terk edilen tarihi evleri tespit ederek, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bir rapor haline sunarak, bu soruna bir çözüm bulunmasını isteyeceğiz" diye konuştu.
"TARİHİ YAPILAR BİR ULUSUN TAPU SENETLERİDİR" Tarihi kentlerdeki yapıları, eski aile fotoğraflarındaki kişilerin simalarına benzeten Yerel Gündem 21 Kent Konseyi Genel Sekreteri Aydın Saraçoğlu ise, "Eski aile fotoğrafları yırtıldığında o kişilerin simaları nasıl kaybolursa, tarihi yapıları yıkılan kentlerin de simaları unutulur ve kaybolur. Bir yandan milyarlarca lira harcanarak yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen bulgulara dayanıp geçmiş hakkında bilgi edinilmeye çalışırken, diğer yandan tarihi yapılarımızı temellerine varıncaya kadar yok ederek, gelecek nesilleri kültür mirasından mahrum etmeye kimsenin hakkı olmamalıdır. Tarihi yapılar aynı zamanda bir ulusun tapu senetleridir. O ulusun yüzlerce yıldan, binlerce yıldan beri o topraklarda yaşadığının kayıtlarıdır, belgeleridir. Yine bunları korumayıp yıktığınız zaman elinizdeki tapu belgelerini yırtmış, gelecek nesilleri kültürel mirasın yol haritalarından yosun bırakmış olursunuz. Yurdumuzun birçok kentinde olduğu gibi geçmiş 30 yıl içinde Mardin'deki tarihi doku üzerinde de maalesef çok büyük tahribatlar yapılmıştır. Belediyelerce şehrin dışında yeni ve düzenli yerleşme yerlerinin oluşturulması, iş merkezlerinin kurulması, hipermarket alanlarının belirlenmesi, gecekondu önleme bölgelerinin tespit edilerek kentleşmeye sağlıklı çözümler getirilmesi yerine, bugüne kadar Mardin'in imar sorununa tarihi mimari dokuyu yırtarak açılan yetersiz yollarla ve şehir içerisine yapılan dev binalarla çözüm getirileceğine inanılmış ve böylece tarihi doku üzerindeki baskının daha da artması sağlanmıştır" şeklinde konuştu.
"BİR ŞEHRİN TARİHİ DOKUSU YIKILIYOR"
Eski şehirde yaşayan vatandaşlar ise, komşuların terk ederek yeni şehre göç etmesi üzerine bakımsızlıktan yıkılmak üzere olan binalardan dolayı büyük tedirginlik içinde olduklarını ifade ederek, yetkililerin soruna bir çözüm bulmasını istedi. Tarihi 800 yıllık Pasavatlar Konağı'nın bakımsızlık yüzünden bir kısmının"fdna gelmiş durumda. Mardin'in yıkılması üzerine, bulundukları sokaktan geçmekten korktuklarını ve çocuklarını artık rahat bir şekilde okula gönderemediklerini söyleyen Muhlise Topdemiş adlı vatandaş, bu tür binaların restore edilmesine izin verilmediği için vatandaşların terk ederek başka şehirlere göç ettiklerini iddia etti. Mehmet Aslan adlı vatandaş ise, "Tarihi dokusu ve eşsiz eserleriyle dünyanın en eski medeniyetlerini bünyesinde barındıran bir şehrin tarihi dokusu yıkılıyor. Yetkililerin buna sessiz kalmasını içime sindiremiyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, Mardin'de sadece medrese ve manastırlarla mı ilgilendiğini, yoksa birer tarihi hazine olan bu binaları yok mu saydığını öğrenmek istiyorum" diyerek tepkisini dile getirdi.