TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, "Yunanistan, bir umudun peşinde yola düşen masum canlara kıymayı sistematik olarak sürdürüyor ve her geçen gün insanlık karnesinde kaybediyor." dedi.
Çavuşoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Edirne İpsala'da Yunanistan tarafından geri itilen ve donarak hayatını kaybeden göçmenlerin en temel insan hakkı olan yaşam haklarının gasp edilmesinin, insanlık adına yüz kızartıcı olduğunu belirtti.
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeleriyle 2020'de Pazarkule Sınır Kapısı'nda incelemelerde bulunduklarını ve Yunan askerlerinin mültecilere gerçek mermilerle müdahalesini ve mültecilerin canına nasıl kıydıklarına yerinde gözlemlediklerini hatırlatan Çavuşoğlu, "Son vakalar da göstermiştir ki Yunanistan, bir umudun peşinde yola düşen bu masum canlara kıymayı sistematik olarak sürdürüyor ve her geçen gün insanlık karnesinde kaybediyor. Yunanistan'ın yaşanan insani drama seyirci kalmanın çok ötesine geçtiği aşikardır. Yunanistan'ın, sınırından geri iterken dondurucu soğukta bu çaresiz insanların, çocukların kıyafetlerini alması, Yunanistan'ın düştüğü acziyeti de ortaya koyuyor." değerlendirmesini yaptı.
Devletlerin, meşgul oldukları meselelere yaklaşımları kadar kudretli olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Yunanistan aciz, yapacak hiç bir şeyi olmayan insanlara zulümle meşgul olacak kadar aciz ve zayıf bir görüntü sergiliyor. İnsanlık dramına kör, sağır ve dilsiz kalmanın ötesinde Yunanistan'ın, tüm mekanizmalarını barbarca kullanan bir zulüm devletine dönüştüğü defalarca belgelendi. Bugün artık zulüm Yunanistan'a mahsus bir politika tarzı olurken, sergilenen vahşeti tüm insanlığın asırlarca lanetleyeceği bilinmeli."
Avrupa Birliğinin de sığınmacı korkusunun esiri olduğuna ve Yunanistan sınırında konuyu kapatmaya uğraştığına işaret eden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Ege Denizi'nde görev yapan Frontex unsurları da uluslararası hukuku hiçe sayarak bu uygulamalara dahil oldu. AB, Frontex eliyle buradaki zulmün ortağı durumunda. Son hadisede Yunanistan tarafından elbiseleri alınmış ve donmuş zavallı insanlar, büyük heveslerle övgüler dizilerek göklere çıkarılan bir medeniyet anlayışının nasıl dibe vurduğunun resmidir. Batı'nın şımarık çocuğu Yunanistan ise bu haliyle karanlığın ilkelliğine gitgide daha çok gömülmeye mahkumdur."
Türkiye'nin, 9 yıldan bu yana dünyaya örnek şekilde ortaya koyduğu insani çözüm yaklaşımıyla bir kez daha insan hakları bağlamında nerede olduğunu gösterdiğini belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Aslında esas uçurum, gönüller yapmaya gelen kadim medeniyetimizle gönüllere kıymaya gelen karanlık arasında. Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşuyla, tarihi misyonunu hem insani hem vicdani olarak yerine getirdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle 'Daha adil bir dünya mümkün' iken Batı ülkeleri de Cenevre Sözleşmesi'ne göre mülteci sorununu tek bir ülkenin sorumluluğuna bırakılamayacağını artık görmeli. Dünyanın huzurunun tesisi ve insanlığın geleceği için adil sorumluluk paylaşımıyla tüm paydaşların bu konuda üzerine düşeni yapması gerekiyor. Bunun dışındaki tüm yaklaşımlar devletlerin gayriinsani uygulamaları uluslararası hukukun, insan hakları mevzuatlarının içini boşaltır, anlamsız kılar."