BİZE ULAŞIN
DYP Grup Başkanvekili Ali Rıza Gönül, Parlamento'da bugün düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin seçim sürecine girdiğini ve bu süreçte 'nefret' tohumlarının ekilmemesini, halkın bölünmemesini temenni ettiklerini vurguladı. Gönül, "Seçim sürecinde halkımızın kutuplaşmadan, demokratik düzenin çizdiği çerçeve içinde karşılıklı hoşgörüye dayalı bir dönem yaşatmak, şüphesiz siyasetçilerimize, siyasal partilerimize ve siyaset kurumuna düşen en önemli görevdir. Ancak bu konuda DYP olarak kaygılı olduğumuzu ifade etmek isteriz. Kaygılarımızda haklı olduğumuza da inanmaktayız" dedi.
Özellikle bir siyasi partinin AB kriterleriyle ilgili uyum yasalarını yorumlama şekli ve üslubunun fevkalade üzücü ve esef verici olduğunu dile getiren Gönül, "Özünde AB'ye karşı olmak, ama destekleyenler için yorum yapmak başka olaydır. Sorumluluktan uzak, halkı kutuplaştırmaya yönelik beyanların kimseye faydası olmadığı gibi oy avcılığından başka bir şey ifade etmediğine inanıyoruz. Milletimize karşı yapılabilecek ciddi suçlamayı da içermektedir. Hatta bir ölçüde tahkir ve tezyif etmektedir. Çünkü iddianın hedefi sadece siyasi partiler olmaktan çıkmıştır. Bu ülkede AB'ye inanmış yüzde 80'lik kesimini de desteklediğinden ötürü dolaylı olarak terör örgütünün yanında ve destekçisi ilan etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Halkı da bu nedenle kutuplaşmanın içine çekmeye çalışmak kelimenin tam anlamıyla popülizm ve oy avcılığına çıkmaktır" diye konuştu.
Basın mensuplarının sorularını da cevaplandıran Ali Rıza Gönül, bir gazetecinin Devlet eski Bakanı Kemal Derviş'in İnter Yatırım'ın sahibinin bürosunu kullanmasını hatırlatmasına, "Türk usulü Amerikanvari politika. Herhalde Sayın Derviş de görev yaptığı 18 aylık süre içinde Türkiye'ye benzedi ve Türkiye'ye uydu" karşılığını verdi.
Gönül, seçimlerin ertelenmesine yönelik bazı çalışmalar olduğunun hatırlatılması ve buna DYP olarak nasıl baktıklarının sorulmasına ise şu cevabı verdi:
"DYP'nin 3 Kasım 2002 tarihinde yapılacak seçimlerin ertelenmesine rıza göstermesi düşünülemez, bizim dışımızdaki olaylar hangi mahiyet arz ederse etsin sandığın halkımızın önüne 3 Kasım tarihinde konmasından yanayız. O görüşümüzü değiştirecek herhangi bir olay yoktur. Böyle bir düşüncemiz de yoktur."
Kaynak: İHA
