ANKARA (İHA) - Görev süresi yarın sona erecek olan Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Avrupa Birliği (AB) yasalarından, siyaset gündemine, güncel konularda iddialı açıklamalarda bulundu.
Yargı muhabirleri ile Adalet Bakanlığı'ndaki makamında sohbet toplantısı yapan Bakan Türk, Meclis'ten önemli bir çoğunluğun desteğini alarak geçen AB yasalarının Türkiye'nin önünü açacağını ifade etti. MHP dışında tüm partilerin yapıcı bir tutum sergilediğini belirten Bakan Türk, "MHP neredeyse tüm partileri vatana ihanet ile suçladı. MHP seçim siyasetini Öcalan ve Türkiye'deki yabancı azınlık üzerine kurmuş. Kısa vadeli, oy getirebilecek yaklaşımlardan, duygu sömürüsünden uzak durmak gerekir. MHP'nin tutumu bağnazlıktır. MHP seçim stratejisini çok ucuz bir temele oturtacak. Peki, ülkeyi çağın gerisinde tutmak vatanseverlikle bağdaşır mı?" ifadelerini kullandı.
Meclis'te 60'ya yakın idam dosyası olduğunu hatırlatan Bakan Türk, bu dosyalardan yalnız birinin çekilip, infazın gerçekleştirilmesine karar verilmesinin Anayasa'ya aykırılık oluşturacağını bildirdi. Anayasa Mahkemesi'nin böyle bir kararı Anayasa'daki eşitlik ilkesine aykırı bularak bozabileceğini belirten Türk, "Eşitliği sağlamak için ise 60 idam dosyasının da infazına karar vermek gerekirdi. Bu durumda Türkiye'ye darağacı ülkesine dönüştürecekti. Çağdaş dünyada bunu yapamazsınız. Açıkcası idam kaldırılmasaydı bile Öcalan'ın idam edilmesi zaten çok güçtü" şeklinde konuştu.
Yapılan düzenlemeler ile özgürlüklerin genişletildiğini ifade eden Bakan Türk, Türk vatandaşlarının geleneksel olarak kullandıklar dil ve lehçelerin öğreniminin Milli Eğitim Bakanlığı'na, bu dil ve lehçelerde TV ve radyo yayınının ise RTÜK'ün denetimine verilmesinin, bunların yasal zemine oturtulmasının 'vatan hainliği' sayılamayacağını kaydetti. Türk, "MHP'nin hassasiyetlerini biz de taşıyoruz. Yasalarda emniyet sibapları mevcuttur. Yasa tasarılarını hazırlarken tüm bu hassasiyetleri dikkate aldık. O nedenle 'ana dil' ifadesini özellikle kullanmadık, 'geleneksel olarak günlük yaşamda kullanılan dil ve lehçeler' tanımı yaptık. Kürtçe öğrenmek isteyen herkes özel olarak verilecek bu kurslardan faydalanabilecek ama, bu dille eğitim yapılmayacak. Milli Eğitim Bakanlığı'nın denetiminde olacak, yasa Resmi Gazete'de yayınlandıktan sonra bir yıl içinde Bakanlık, yönetmeliklerle gerekli düzenlemeleri yapacak. Aynı şekilde TV ve radyo yayını konusunda da yetki RTÜK'te olacak. Zatan Kürtçe kasetler vardı, zatan Kürtçe yayın yapan televizyon kanalları var. Devekuşu gibi kafamızı kuma gömüyoruz. Bunların tümü bizim denetimimizde olacak, bunda ne kötülük olabilir" şeklinde konuştu. Türk, Kürtçe kurs olanağından faydalanmak isteyenlerin de az sayıda olacağını tahmin ettiğini sözlerine ekledi.
"DERVİŞ'İN DSP'YE KATILMASINI İSTERDİM" Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in siyasetteki arayışlarını değerlendiren Bakan Türk, "Derviş'in DSP'ye katılmasını isterdim. Derviş'e her taraftar teklif var. Katılacağı siyasi partinin seçim şansını yükselteceği kesin. Tabii basının da önemli bir desteği var" diye konuştu. Derviş'in 'adı konmamış bir parti lideri görünümünde' olduğunu ifade eden Bakan Türk, Derviş'in dar bir oluşumla yetinmek istemediğini, yasal zemini de zorlayarak geniş bir oluşumda siyasete girmek istediğini, aksi halde siyasete girmeyeceği öngörüsünü dile getirdi. Türk, Bakanlık görevi devam ederken bu gibi faaliyetlerde bulunmasını ise yadırgadığını ifade etti. DSP Grup Başkan Vekili Emrehan Halıcı'nın "Derviş istifa etmelidir" yönündeki açıklamasının sorulması üzerine Türk, "Benim haberim yok ama, Emrehan Bey'in açıklamaları önemli sonuçlar doğuruyor" yorumu yaptı.
"CEM PARTİ ROZETİNİ YAKASINDAN ÇIKARMAZDI" DSP'nin sıkıntılı bir süreçten geçtiğini belirten Bakan Türk, DSP'nin herşeye rağmen sağlam bir temeli olduğunu bildirdi. DSP'ye inançla bağlı olanların var olduğunu ifade eden Türk, "Son ayrılmalar bizi çok üzdü. İlkesel ya da ideolojik anlamda içbir ayrılığımız olmayan ve çok uzun yıllar birlikte çalıştığımız arkadaşlar partiden koptu. Bu arkadaşlar DSP'ye gönülden bağlılıklarını her fırsatta dile getirirlerdi. İsmail Cem bakanlığı süresince, yurtdışı temaslarında bile parti rozetini yakasından hiç çıkartmazdı. Sayın Ecevit bile parti rozeti kullanmazken. DSP örgütü ihanete uğradığını düşünüyor" dedi. Seçimler için iddialı konuşmayan Türk, kamuoyu anketlerinde, iktidar partilerinin baraj altında kalacağı, AKP'nin en çok oyu alacak parti olduğu, HADEP'in de barajı geçmesinin neredeyse kesinleştiği yönünde sonuçlar alındığını hatırlatmakla yetindi.
Türk, seçim ittifakları konusunda da değerlendirme yaparak, "İttifaklar olabilmeli, Özellikle iki turlu seçim sistemi olursa ittifaklar mutlaka olur. Ancak iki turla seçim Türkiye'ye uygun değil. Belediye seçimlerinde ise başarıyla uygulanabilir. İki turlu seçim sistemi olmasa dahi dağınıklıktan kurtulmak için ittifaklar gereklidir" şeklinde konuştu.
Türk, Bakanlığı döneminde en çok tartışılan Hayata Dönüş Operasyonu konusunda ise, mahkumları ölüm orucu ve açlık grevi eylemlerini sona erdirmeleri konusunda sonuna kadar ikna etmeye çalıştıklarını ancak tüm girişimlerin başarısız olduğunu söyleyerek, "Hayata Dönüş Operasyonunun yapılması zorunluydu" dedi.