Numan Kurtulmuş: "28 Şubatçılar, bu milletin çocuklarını siyasette yer almasını hazmedemiyordu. Artık muhtar bile olamaz dedikleri kişi milletin desteğiyle Türkiye Cumhuriyeti'n Başbakan'ı olarak bu millete hizmet etme imkanı buldu." dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Zeytinburnu Gençlik Kolları tarafından Zeytinburnu Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Çıkışta Mahalleye Gel'' programına katıldı. Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş saat 20.00'da başlayan programda siyaset tarihi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Siyasi hayatta 28 Şubat döneminde çekilen zorluklara değinen Numan Kurtulmuş, "28 Şubat kılıcını her tarafa sallıyordu. 28 Şubatçılar, bu milletin çocuklarını siyasette yer almasını hazmedemiyordu. Tayip Erdoğan da istikbali olan, güçlü siyaset figüran olarak aşağıdan geliyordu. Tayip Erdoğan'ın önünü kesersek onu bir kenara koymuş oluruz diye düşündüler. Artık muhtar bile olamaz dedikleri bir kişi milletin desteğiyle Türkiye Cumhuriyeti'n Başbakanı olarak bu millete hizmet etme imkanı buldu." şeklinde konuştu.
28 Şubat döneminde sadece üniversitede bulunarak mücadele edilemeyeceğini anladığı için siyaset hayatını girdiğini vurgulayan Numan Kurtulmuş, "Onun için 1998 yılında İstanbul il başkanı olarak siyasete girdim. O zaman 50 kişilik bir yönetim kurulunu toplayabilecek insanın olmadığı bir dönemden bu günlere geldik. Bürokraside halkla iç içe olan insanlar olmazdı. Bırakın insanların rahat bir şekilde belediyeye girmesini, belediye binasının, adliyenin polis karakolun önünden bile geçemezdi. Çok şükür o zorluklardan bu noktaya geldik." ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş salondaki dinleyicilere çocukluğundaki mahalle yaşantısına değindi. Fatih'te herkesin birbiriyle dayanışma içinde olduğu bir mahallesi olduğunu ifade eden Kurtulmuş konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Mahallemizde herkesin kapıları açıktı. Kimsede güvenlik endişesi olmazdı. Herkes yakın komşusunun kim olduğunu bilirdi. Mahallenin yoksulları herkes tarafından bilinirdi. Ramazan ayı gelmeden kimseyi kırmadan yoksullar tespit edilirdi. Mahallenin büyükleri vasıtasıyla yoksullara yardım edilirdi. Her şey yardımlaşma ve dayanışma çerçevesinde olurdu. Mahalle bakkalına hırsız girdiği zaman insanlar birbirleriyle telefonlaşarak yardım edecek şekilde birbirlerine yardım ediyordu.
(CİHAN)