BİZE ULAŞIN
İçişleri Bakanlığı 7 Mayıs'ta yazılı bir açıklamayla, Tunceli'nin Ovacık ilçesi kırsalında devam eden Eren-7 Mercan Munzur Operasyonu operasyonunda "üç örgüt mensubunun etkisiz hale getirildiğini" duyurdu.
Konuyla ilgili bazı haberlerde, ölenlerden birinin 28 yaşındaki Murat Yıldız adlı bir sivil olduğu ve Yıldız'ın içinde olduğu aracın silahlı insansız hava araçları (SİHA) tarafından vurulduğu öne sürüldü.
Tunceli'deki sivil toplum kuruluşları da Murat Yıldız'ın sivil olduğunu söylüyor.
Valilik ise PKK'ya yönelik operasyonda bir sivilin öldüğü yönündeki haberler için "asılsız ve çarpıtma" ifadelerini kullandı.
Olaydan sonra Yıldız ailesine taziye ziyaretinde bulunan HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü, hayatını kaybeden Murat Yıldız'ın, 1937-1938'deki Dersim İsyanı'nın lideri Seyit Rıza'nın üçüncü kuşaktan torunu olduğunu söyledi.
Alican Önlü, "Operasyona ismini verdikleri Eren adındaki çocuk, 4 yıl önce Maçka'da operasyon bölgesine götürülmüş ve şaibeli şekilde katledilmişti. Bir sivilin adının verildiği operasyonda yine bir sivil katlediliyor" dedi.
HDP milletvekili, son 4 yılda Tunceli ve kırsalında 30'a yakın sivilin operasyon adı altında "katledildiklerini" de iddia etti.
Eski CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün de Murat Yıldız'ın ''masum bir sivil olduğunu'' ve aracının örgüt mensuplarınca gasp edildiğini öne sürdü.
Bölgeden edindiği bilgiler üzerinden açıklama yapan Aygün, Yıldız'ın şoför koltuğunda oturduğunu, yolda askeri birlikleri fark ettiklerinde Yakatarla Köyü yol ayırımında güvenlik kuvvetleriyle kovalamaca yaşandığını söyledi.
Teyite muhtaç bilgiler olduğunu da ekleyen Hüseyin Aygün'in Twitter paylaşımında aktardığı iddialar ise şöyle:
"Bu sırada tepelerinde bir helikopter beliriyor. Helikopter bir ara aracın tam üstüne kadar alçalıyor. Aracın içinde 2 defa patlama oluyor. Kısa bir süre sonra araç helikopterden açılan ateşle vuruluyor. Bir söylentiye göre, vurma anı öncesi araçtan helikoptere 2 defa ateş açma girişimi yaşanıyor."
Aygün yerel güvenlik yetkililerinin Murat Yıldız'ın bir sivil olduğunu ve arıcılıkla uğraştığını kabul ettiklerini belirttiği paylaşımında, patlamanın SİHA atışı olmadığını da savundu:
"Yeni bilgilere göre, SİHA atışı söz konusu değil. Bu vurma anı, Zarige'nin bir mezrası olan Merxo'da gerçekleşiyor. Ovacık'tan giden itfaiye olay yerine ulaştığında aracın tamamen yandığı görülüyor. İtfaiyenin müdahalesine engel olunduğunu söyleyenler de var.
"Kişisel görüşüm, olayda ölüm meydana gelmeden sonuç almak mümkündü. Aracın takip edilmesi ve bölgenin sarılmasıyla, öldürücü kuvvet kullanımına gerek kalmadan, zanlıların ve masum bir sivil olan Murat Yıldız'ın sağ yakalanması gerekirdi."
Öte yandan Ovacık İlçe Jandarma Komutanlığı, Yıldız'ın köyde yaşayan ailesinden Malatya Adli Tıp Kurumu'nda DNA testi vermesini istedi.
BBC Türkçe'nin konuştuğu Murat Yıldız'ın babası Mazlum Yıldız, cesedi teşhis etmek üzere Malatya Adli Tıp Morgu'na gittiklerini söyledi, "Cenazeler tanınmayacak durumda olduğu için bizden kan örnekleri aldılar, İstanbul'a göndereceklermiş" dedi.
Oğlunu teşhis edemedikleri için geri döndüklerini söyleyen Mazlum Yıldız "Oradaki cenazenin oğluma ait olup olmadığını da bilmiyorum. DNA testi belli oluncaya ve o cesetlerden birinin oğluma ait olduğu kesinleşinceye kadar konuşmak istemiyorum, açıklamalarla ilgili de yorum yapmayacağım" diye konuştu.
Tunceli Barosu da ildeki sivil toplum örgütleriyle birlikte, Murat Yıldız'ın ailesini yaşadıkları köyde ziyaret etti. Baro yetkilileri, olayın yaşandığı bölgede köylülerle görüşerek incelemelerde bulundu.
Yazılı bir basın açıklaması yapan Tunceli Barosu; Murat Yıldız'ın Ağaçpınar köyüne yayla evi kurmak için gittiğini, Ağdat köyüyle birlikte bu köyün de operasyon nedeniyle yasaklı ilan edilen bölgede yer aldığını belirtti.
Ağdat ve Ağaçpınar bölgesine köylüler alınmazken, yayla evini kurmak ve çadırını yerleştirmek için giden Murat Yıldız'a neden izin verildiğini soran Tunceli Barosu açıklamasında; çevre köylerin muhtarlarıyla yaptıkları görüşmelerde de hayvanların bile köyün dışına bırakılmasına izin verilmediği, yolun askeri araçlarla tutulduğu, mantar ve ışkın toplamaya kimsenin gitmemesi konusunda uyarı yapıldığı bilgilerine de yer verdi.
Murat Yıldız'ın Ağaçpınar'a gittikten sonra herhangi bir kimsenin onu görmediğini, son görüldüğü zamanın 7 Mayıs saat 10:00-11:00 aralığı olduğunu belirten baronun açıklamasında şu ifadeler de yer aldı:
''Görüştüğümüz insanlar Jandarma karakolu ile olay yerine yakın köylülerle yaptıkları görüşmeleri aktardı. Olay yerinde helikopter, İHA ve SİHA'ların olduğu, aracın önüne ve arkasına askerlerin indirildiği, aracın bulunduğu bölgede iki adet patlama olduğu yönünde bilgiler verildi. Aracı görenler ise aracın yanmış ve kül olduğunu, her yerinin taranma sonrasında delik deşik olduğu ve yüzlerce mermi izi bulunduğu yönünde bilgiler ilettiler.''
Baro, cesedin olduğu aracın ve içinde çıkan malzemelerin Murat Yıldız'a ait olduğunun tespit edildiğini buna karşılık ailenin cesedi teşhis edemediğini de belirtti.
Yıldız ailesinin, çocuklarının öldüğünü söyleyenlerin, ''bir an önce çocuğunun kendilerine verilmelerini'' olayın bütün yönüyle araştırılıp sorumlularının cezalandırılmasını istediklerini söyleyen baro, açıklamanın devamında bölgede yaşanan sivil ölümlerine değindi.
Tunceli Barosu, yaşam hakkının en kutsal hak olduğunun altını çizerek, Murat Yıldız olayının tüm yönleriyle aydınlatılıp sorumlularının yargı önüne çıkarılmasını istedi.
Baronun yetkililere yönelttiği sorular ise şunlar:
Tunceli Valiliği Salı günü iddialarla ilgili olarak yazılı bir açıklama yaptı.
Olayda bir sivilin öldüğü yönünde yapılan haberlerin asılsız ve çarpıtma olduğunu belirten Tunceli Valiliği, örgüt mensuplarının eylem yapmak amacıyla yer değiştirmek üzere oldukları bilgisi üzerine, gidecekleri tahmin edilen güzergahlarda tedbirlerin arttırıldığını kaydetti.
Oluşturulan kontrol alanlarından birine yaklaşan bir araçtan güvenlik mensuplarına ateş açıldığını ve ateşe karşılık verildiği belirten valilik, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Araç yoldan ayrılarak dere yatağına doğru yönelmiş ve orada durmuştur. Bu sırada aracın içerisinde bulunan ve yakalanacaklarını anlayan teröristlerden bir ya da birkaçı, beraberlerindeki patlayıcıları infilak ettirmişlerdir."
Valilik araçta 2 adet M-16 piyade tüfeği ve kalaşnikof ile merminin yanı sıra, "çok miktarda hasar görmüş dolar ve euro" ile örgütsel dokümanların ele geçirildiğini belirtti.
Olayda hiçbir surette havadan ateş açılmadığı, karadan bomba ile müdahale edilmediğini belirten Tunceli Valiliği, konuya ilişkin görüntü kayıtlarının olduğunu, "kamuoyunu yönlendirmek amacıyla yapılan asılsız haberlere itibar edilmemesi gerektiğini" vurguladı.
