NUSAYBİN (A.A) - İzmir'de peş peşe işlenen 3 cinayetin zanlısı olarak tutuklanan Hamdi Ayri'nin babası Süleyman Ayri, oğlundan nefret ettiğini belirterek, ''Keşke oğlum o kurşunlardan birini benim, birini annesinin, diğerini de ailemizden birisinin kafasına sıksaydı'' dedi.
Şehirler arası yolcu taşımacılığı yapan bir otobüs firmasında şoför olarak görev yapan Süleyman Ayri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlu Hamdi Ayri'nin çok terbiyeli, sakin ve efendi bir insan olduğunu belirterek, halen olayın şokundan çıkamadıklarını söyledi.
Olayı otobüsle yolcu taşımacılığı yaparken yolda öğrendiğini ifade eden baba Süleyman Ayri, şöyle dedi:
''Ben oğlumdan nefret ediyorum. Bu olayı yapmamalıydı. Keşke oğlum o kurşunlardan birini benim, birini annesinin, diğerini de ailemizden birisinin kafasına sıksaydı. Bu insanlarla herhangi bir alıp vermediğimiz yok. Düşmanlığımız yok. Birbirimizi tanımıyoruz. Bu olayı nefretle kınıyorum. Çocuğumu evlatlıktan reddediyorum. Benim böyle bir oğlum yok. Cezaevinde kaldığı müddetçe de yanına gitmek, kendisini görmek de istemiyorum. Saldırılarda hayatını kaybeden 3 kişinin ailesinden özür diliyorum. Kendilerine başsağlığı, ölen çocuklarına da Allah'tan rahmet diliyorum. Vefat eden 3 kişinin anne ve babasından çok çok özür diliyorum. Eğer beni kabul ederlerse, gidip ellerini öpmek istiyorum. Bu olayla ilgili bizim herhangi bir bilgimiz yoktur. Olayı duyduktan bugüne kadar şoktayım. 3-4 gündür ben ve annesi bunalıma girdik. Çok üzgünüm.''
Ayri, Nusaybin'de iş imkanı olmaması nedeniyle ailece İzmir'e taşındıklarını ve çocuklarının garsonluk yaptığını ifade ederek, oğlunun son üç yıldır yaz mevsiminde restoranlarda çalışmak için Bodrum'a gittiğini kaydederek, şöyle devam etti:
''Oğlum, iki ay önce bana 'baba çalıştığım yer bana telefon açmış, tekrar oraya gideceğim' dedi. Ben de 'git' dedim. Bodrum'a gittikten bir ay sonra Nusaybin'de bir dayımız vefat etti. Ben ve annesi taziyeye geldik. Olaydan 3–4 gün evvel beni aradı, 'baba patronum bana 4 gün izin vermiş, ben İzmir'de kardeşlerimin yanındayım. 4 gün sonra Bodrum'a geri gideceğim' dedi. Ben de 'İznin biter bitmez tekrar işine git' dedim. O 4 gün içerisinde herhalde bu olayları yapmıştır. Başka bir şeyden haberimiz yok.
Olayın Mardin'le, İzmir'le, doğu veya batı ile bir alakası yok. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin yeridir. Eğer yapmışsa bu çocuk kendi hesabına yapmıştır. Herhangi bir psikolojik sorunu mu oldu? Başkaları tarafından veya bir örgüt tarafından bir şeyler mi verildi bilmiyorum. Bence normal bir insanın bunları yapmaması lazım. Olaydan sonra hiçbirimiz kendisiyle görüşmedik.''