Duruşmaya Şehit Polis Memuru Fatih Alagöz'ün eşi Özlem Alagöz de şikayetçi sıfatıyla hazır bulundu.
Öte yandan duruşma başlamadan önce Şehit Polis Memuru Fatih Alagöz'ün eşi Özlem Alagöz basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özlem Alagöz, "Çok büyük acılar yaşıyoruz. Adaletin yerini bulması için buradayız. Türk adaletine güveniyoruz. Sinan Çetin'in oğlu olması Rüzgar Çetin olması hiçbir şey değiştirmeyecek. Bu davanın arkasındayız. Şikayetçiyiz. Şikayetimizden vazgeçmeyeceğiz " dedi. Alagöz, "Biz birbirimizi çok seviyorduk. Bir aile, bir yuva yıkıldı. 2 çocuk babasız kaldı. Bir eş, kocasız kaldı. Anne baba evlatsız kaldı. Bu bizim için çok zor. Çok büyük acılar yaşıyoruz" şeklinde konuştu.
"ÇOCUKLARIM NE ZAMAN DÖNECEĞİNİ SORUYORLAR"
2 çocuğunun da babalarını sorduğunu söyleyen Alagöz, "Çünkü onların normal baba evlat ilişkisi yoktu. Aynı zamanda arkadaşlarıydı. Babanın yokluğunu biz her an yaşıyoruz. İki çocuğumuz var biri 5 yaşında biri 3 yaşında. Ölüm kavramını bilmedikleri için babalarının işe gittiğini biliyorlar. İşten dönmediğini biliyorlar ne zaman ne zaman döneceğini soruyorlar" diye konuştu.
"ÇOCUKLARIMA İYİ BAK"
Çetin Ailesi'nin kendisini direkt aramadığını tanıdıklarını aradığını söyleyen Alagöz, "Olay günün eşim sadece şunu dedi, sanki içine doğmuştu; Çocuklarıma iyi bak, çocuklarıma iyi bak'" dedi.
AĞLAMAKLI KONUŞTU
Kimlik sorgusunda 5 bin lira aylık geliri olduğunu söyleyen Rüzgar Çetin, "Sabıka kaydım yok ama mahkemeye çıktığım olaylar var" dedi. İddianameyi okuduğunu belirten Çetin ifadesine, "Çok üzgünüm. Kazadan beri her gün aynı rüyayı görüyorum. Her sabah aynı acıyla uyanıyorum. Rüyamda İsmet Bey, ailesine kavuşuyor. Geçmişi değiştirmem mümkün değil. Tek isteğim ailesinin beni affetmesi" diyerek başladı.
"ARACIM KAYDI, KONTROLDEN ÇIKTIM"
Olay günü teyzesi ve annesiyle yemek yediğini anlatan Çetin, "Yemek sonrası arkadaşlarımla buluşmak üzere başka bir mekana geçtim. Arkadaşlarıma eşlik etmek için bir kadeh içtim. İkinci kadehi bitirmedim, araç kullanacağım için. Daha sonra çıktım, önce benzin aldım. Sonra Ortaköy’e girdim. Orası üç şeritli bir yoldur. En sağ şeritte seyrediyordum. Normal şehir hızında kullanıyordum. Diğer araçlar da ağır ilerliyorlardı. Orta şeride geçmek istedim. Geçer geçmez bu kaza yaşandı. Aracım kaydı. Kontrolden çıktım. Sol şeritteki polis aracına çarptım. Şehir hızındaydım. Kazadan sonra sol kapı açılmadı. Sağ taraftan indim. Yapabileceğim bir şey yoktu. Polislerin ve ambulansın gelmesini bekledim" diye konuştu.
"ALKOLÜN TESİRİ ALTINDA DEĞİLDİM"
Mahkeme Başkanı’nın aracın niye kaydığını sorması üzerine Çetin, "Yağmurlu bir gün değildi ama çevre ıslaktı" dedi. Çetin, "Cezaevinde anladım ki bir insan için en acı şey sevdiklerinden ayrı kalmakmış. Bir insanın sevdiklerinden ayır kalmasına sebep olduğum için çok üzgünüm" dedi. Çetin, Mahkeme Başkanı’nın "Alkol testine müsaade etmemişsin" şeklindeki sorusuna ise "Doğrudur. hastaneye gitmek istemiştim. O yüzden üflemedim" diye cevap verdi. Başkanın rapordaki alkol miktarını hatırlatması üzerine ise Çetin, "Bence rapordaki sonuç yüksek. Yasal sınırın üzerine çıktığımı sanmıyorum. Alkolün tesiri altında değildim" dedi. Başkanın, bilirkişi raporuna göre asli kusurlu olduğunu da söylemesi üzerine Rüzgar Çetin, "Ben kaza esnasında hızlı değildim" dedi.
"ÖRNEK DAVA OLMASI İÇİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIM"
Mahkeme Başkanı, şikayetçi Özlem Alagöz’e başsağlığı diledikten sonra diyeceklerini sordu. Özlem Alagöz eşinin fotoğrafını tutarak ayağa kalktı. Alagöz, "Şikayetçiyim. Davanın adaletli ve örnek bir dava olması için takipçisi olacağım. Peşini bırakmayacağım. Önce Türk adaletine, sonra Allah’a sığınıyorum. ’Sevdiklerimden ayrı kalmak nedir öğrendim’ dedi, ama öğrenemedi. Eşim toprağa girdi. Üç aydır büyük acılar yaşıyoruz. İki çocuğum, biri 3, diğeri 5 yaşında. Her gün babalarını soruyorlar. Ve biz her gün ağlıyoruz. Her gün aynı acıyı yaşıyoruz. Bizi ömür boyu sevdiğimizden ayırmış oldu" diye konuştu.
"İSTANBUL'DA YAŞIYORSUN, MAKAS ATMAYI BİLMİYORSUN"
Mağdur polis Emre Tetik'in avukatı, müvekkilinin halen tedavisinin devam ettiğini, ailesiyle birlikte Tokat'ta yaşayan müvekkilinin talimat yoluyla ifadesinin alınmasını talep ettiğini ve şikayetçi olduklarını belirtti. Daha sonra ise tanıkların dinlenmesine geçildi. Tanık taksici Erdal Oğuz, olay günü Bebek'ten Beşiktaş'a doğru ilerlediğini anlatarak, "Bu sırada yanımdan Porsche marka bir araç geçti. Daha önce hiç görmediğim için dikkatimi çekmişti. Makas atarak ilerliyordu. Yaklaşık 10 dakika sonra kaza yerinde gördüğüm araç da aynı araçtı" dedi. Bu ifade üzerine Mahkeme Başkanı, sanık Rüzgar Çetin'e, tanığın "Makas atıyordu" sözünü hatırlattı. Çetin ise "Makas ne demek bilmiyorum" cevabını verdi. Mahkeme Başkanı da, "İstanbul'da yaşıyorsun, makas ne demek bilmiyorsun" diyerek, "trafikte makas atma" deyiminin tanımını yaptı.
SANIK AVUKATI: KEMER TAKILI OLSAYDI BU ÖLÜM OLMAYABİLİRDİ
Sanık avukatı Mehmet Uysal ise sanığın kazayı bilinçli taksirle işlemediğini iddia ederek, hayatını kaybeden polis memurunun emniyet kemerinin takılı olmadığını, takılı olması durumunda bu ölümün yaşanmayacağını söyledi. Avukat Uysal ayrıca, Çetin ailesinin polis ailesiyle helalleşmek istediğini, ancak henüz buna cesaret edemediklerini belirterek, "Ancak Çetin ailesi polis ailesinin acısını paylaşmak istiyor" dedi. Avukat Uysal, Rüzgar Çetin'in tahliyesini talep etti. Duruşmaya ara verilmesi üzerine, hayatını kaybeden polis İsmet Alagöz'ün eşi Özlem Alagöz, eşinin fotoğrafını Rüzgar Çetin'e gösterip, "Teşekkürler" diyerek salondan çıktı.
TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA...
Mahkeme heyeti, Rüzgar Çetin'in kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin mevcut oluşu, öngörülen ceza miktarına göre kaçma şüphesi taşıması, adli kontrol hükümlerinin tutuklamadan beklenen faydayı sağlamaya yeterli olmayacağını dikkate alarak, tutukluluk halinin devamına karar verdi. Sanık Rüzgar Çetin'in sürücü belgesi yönünden Yüksekova Trafik Bölge Müdürlüğü'ne yazılan yazının sorulmasını kararlaştıran heyet, kaza anına ilişkin görüntülerin bulunduğu CD örneğinin İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderilerek, aracın hızının tespiti ve daha sonra da kusur durumuna ilişkin rapor düzenlenmesine hükmetti. Duruşma 16 Haziran'a ertelendi.
RÜZGAR ÇETİN'İN DAHA ÖNCEKİ VUKUATLARI
Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin hep olaylarıyla gündeme geldi. Magazin sayfalarıyla birlikte 3. sayfa haberlerine konu olan Rüzgar Çetin’in geçmişte kalan olayları saymakla bitmiyor.
–Caddede hız rekoru kırıp, araçları tekmeledi
2008 yılında Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar ile Deniz Akel’in oğlu Ediz Utkucan önce son model otomobilleriyle caddede hız rekoru kırdılar. Sonra üstü açık otomobillerini parkedip, cadde üzerindeki otomobilleri tekmelediler. Bununla yetinmeyip caddeden geçen otomobillerin şoförlerine el hareketi yaptılar. Daha sonra sokak ortasında break dance yapan ikili diğer arkadaşlarıyla birlikte polis gelmeden üstü açık otomobillerine binip yine son hızla olay yerinden uzaklaştılar.O anlar Star tv kameralarına yakalanmıştı.
-Arkadaşının kafasında bardak kırdı
2008 yılında Rüzgar Çetin, Anjelique’de aynı masayı paylaştığı Aycan Cevahir’in kafasında içki bardağı kırdı. Çıkan kargaşada Cevahir’in burnu kırıldı.
-Evinin balkonundan havaya ateş açtı, gözaltına alındı
2012 yılında Beyoğlu’ndaki evinin balkonundan havaya ateş ettiği gerekçesiyle gözaltına alındı.
Evde, kurusıkı tabanca, bu tabancaya ait mermiler, gaz tüpü ve boş mermi kovanları bulundu. Çetin, emniyetteki ifadesinde “Havaya ateş açtığım iddiaları doğru değildir” dedi. “Meskun mahalde havaya ateş açmak” suçundan işlem yapılan Çetin, karakoldaki sorgusunun ardından serbest bırakıldı.
– Rüzgar Çetin bu sefer komşularını darp ettiği iddiasıyla gündemde
Yine 2012 yılında babasına ait Beyoğlu’ndaki Plato Film şirketinde kardeşleriyle birlikte sabaha karşı yüksek sesle müzik dinledikleri için komşuları tarafından uyarılan Rüzgar Çetin bu sefer de komşuları ile kavga etti. İş yeri çalışanlarının da katılmasıyla büyüyen kavgayı polisler zor ayırdı. Komşuları Onur Karaca, Rüzgar ve kardeşlerinden şikayetçi oldu. Soruşturma sonunda savcılık, Rüzgar Çetin ve kardeşleri hakkında ‘kasten yaralama’ suçundan 5 yıla kadar hapis istedi.
-Gece kulübünde muşta ile kavga
Rüzgar Çetin 2013 yılında Propaganda adlı kulüpte, kendi grubundan bir arkadaşıyla kavga etti. Kulübün içerisinde arkadaşıyla yumruklaşan Rüzgar görevliler tarafından dışarı çıkarıldı. Öfkesini yenemeyen Rüzgar Çetin’in “Seni öldüreceğim” dediği iddia edilmiş, kavga dışarıda da devam ederken kimse ayıramamıştı. Kavga sırasında Rüzgar Çetin’in sağ elinde muşta vardı. Kanlı kavga gazetecilerin araya girmesiyle sona ermişti.
-Gece Kulübü Bastı
Rüzgâr Çetin 2010 yılında , babasının 7 ay önce tahliye davası açtığı kiracısının işlettiği gece kulübünü bastı.
Sinan Çetin, İstanbul Beyoğlu Asmalımescit’te sahibi olduğu binayı, 4 yıl önce Celal Edebali’ye kiraya verdi. Celal Edebali de buraya “Tünel 23” adlı bir eğlence kulübü açtı. Ancak Sinan Çetin, kiracısına 7 ay önce tahliye davası açtı. Dava sürerken ünlü yönetmenin oğlu Rüzgâr Çetin, geçtiğimiz hafta gece kulübüne giderek masa ve sandalyeleri dağıttı. Çetin’in “Ben Sinan Çetin’in oğluyum; burayı boşaltın” diye bağırdı. İşletme Müdürü Sadık Çiçek ise olay nedeniyle Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü’ne giderek şikâyette bulundu.
Polis memuru Fatih Alagöz
“Emekçi, cahil yobazlar”
Rüzgar Çetin, 2014 yılında Emek Sineması’nın yıkılmaması için günlerce eylem yapan Erkan Can’dan Nurgül Yeşilçay’a kadar birçok ünlü isme “Cahil yobazlar” demişti. Sinema’nın yerine yapılan binanın fotoğrafını Instagram’da paylaşan Rüzgar altına; “Tarihi Emek Sineması satılmasın, aman yapılmasın, bir şey istemiyoruz” diye bağıran, miting yapan bütün cahil yobazlara soruyorum; bu bina simsiyahtı, içeride çöp kokan koltuklarıyla iki film birden oynuyordu. Öyle mi kalsaydı? Şimdiden daha güzel olmuş bile… Açılışını heyecan ve mutlulukla bekliyorum. Bir şeyler yapmaya engel olan bütün topluluklara da buradan selam söylüyorum…” notunu düşmüştü.
DHA
Copyright © MYNET A.Ş. Telif Hakları MYNET A.Ş.'ye Aittir.