Ankara - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in, verdiği demokratik mücadeleyle adeta bir sembol
olduğunu söyledi.
Şahin, "Türkiye'nin en zor zamanlarında köşesine çekilmek yerine, demokrasi için mücadelenin tüm araçlarını kullanmıştır. Haksızlığı, vefasızlığı affetmediği
gibi, tek başına kalmak pahasına ilkelerinden taviz vermemiştir" dedi.
Şahin, TBMM Genel Kurulu'nda, eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in vefatı nedeniyle Hükümet adına bir konuşma yaptı. Türkiye'nin yetiştirdiği önemli devlet
ve siyaset adamlarından Ecevit'i kaybetmenin üzüntüsü içinde olduklarını belirten Şahin, "Merhum Ecevit, hoş bir seda, hem de güçlü bir seda bırakmıştır" diye
konuştu.
İki günden beri Ecevit'in siyaset adamı olarak kimliği, siyaset ve devlet adamlığının konuşulduğunu anlatan Şahin, kendi hayatı Cumhuriyet ile siyasi
hayatı demokrasiyle yaşıt olan Ecevit'i konuşurken, siyasetin yarım asırlık meselelerinin de konuşulduğunu vurguladı. Bu sürecin, demokrasi ve siyasetçiler
açısından zorluklarla dolu, inişli çıkışlı, devlet tecrübesi ve birikiminin zaman zaman yağmalandığı ve demokrasinin kesintiye uğradığı bir süreç olduğunu belirten
Şahin, şöyle konuştu:
"Sayın Ecevit, verdiği demokratik mücadeleyle adete bir sembol olmuştur. Türkiye'nin en zor zamanlarında köşesine çekilmek yerine, demokrasi için
mücadelenin tüm araçlarını kullanmıştır. Haksızlığı, vefasızlığı affetmediği gibi, tek başına kalmak pahasına ilkelerinden taviz vermemiştir. Ecevit'in hayat
öyküsünün en belirgin çizgilerini, sivil siyaset alanının genişlemesi için verdiği zorlu mücadele oluşturuyor. Milletvekilliği, bakanlık yaptığı, 3 kez
başbakan olduğu ülkesinde merhum Ecevit'in ülkesinde siyasi haklarından, özgürlüğünden mahrum kaldığı, hatta nefes almakta zorlandığı yıllar olmuştur.
Ecevit'in, 50 yıl boyunca siyasetin en ön saflarındaki uzun mücadele çizgisi, hepimiz için manidar bir örnektir."
Siyasetin zor bir iş olduğunu, siyasette kalıcı itibar kazanmanın ise çok zor olduğunu kaydeden Şahin, Ecevit'in hiçbir davranışıyla hak etmediği halde
hapishanenin de siyasi yasakların ve dışlamaların olduğu tüm zorluklara maruz kaldığını anlattı. Toplumun büyük kesimi onu "Kıbrıs fatihi" olarak görürken,
ülkesine 3 kez başbakanlık yapmışken hem hapsedildiğini hem de siyasi haklarından men edildiğini ifade eden Şahin, Ecevit'in bütün zorlukları büyük dirençle
göğüsleyerek aşan bir devlet ve siyaset adamı olduğunu vurguladı.
"Bütün bunlar gösteriyor ki Türkiye, bir devlet ve siyaset adamını, belki de en önemlisi büyük bir tecrübeyi kaybetti" diyen Şahin, cenazeleri hürmet ve hayır
dua ile kaldırmanın Türk milletinin en önemli hassasiyeti olduğunu söyledi.
Türkiye'ye yarım asır boyunca milletvekili, bakan, başbakan ve parti başkanı olarak hizmet eden Ecevit gibi tarihi şahsiyetin hatırasını belki de Meclis
çatısı altında anmak gerektiğini belirten Şahin, "4 yıl önce başbakan olan merhum Ecevit, bu sıralara tam 50 yıl önce oturmuştur. Çoğumuzun hayatı kadar bir siyasi
mücadeledir bu süre... Şüphesiz TBMM ve Hükümetimiz, bu ülkeye sayısız hizmetleri geçen Ecevit'e hak ettiği saygınlıkta bir vefa gösterecektir" dedi.
Cenazenin kaldırılacağı yer ve yapılacak devlet töreninin, dün Bakanlar Kurulu'nda bütün boyutlarıyla görüşüldüğünü hatırlatan Şahin, cenazenin devlet töreniyle kaldırılması ve istenmesi halinde Devlet Mezarlığı'na defnedilebilmesine imkan sağlamak üzere TBMM'nin gerekli düzenlemeyi gerçekleştireceğine inancını dile getirdi.
Şahin, "Bir siyasi lider için yalnızca taraftarlarının takdirini kazanmak değil, muhaliflerinin de takdirini kazanmak, bize bir paradoks gibi görülebilir
ama merhum Ecevit bu saygınlığı hakkıyla kazanmış bir siyasetçidir. Onun sivil karakteri, mücadelesi, kimliği en çok demokrasinin askıya alındığı, siyasi haklarından mahrum bırakıldığı, mesajını topluma ulaştırmak için ambargolara maruz kaldığı 1980 sonrası yıllarda çok net görülmüştür" diye konuştu.
1970'li yıllarda lideri olduğu CHP'yi iktidara taşırken dile getirdiği "ortanın solu"nu, 1980 sonra kendi kurduğu ve lideri olduğu "demokratik sol"la kavramlaştırmasının, bir aydın siyasetçi olarak Ecevit'in, zengin entelektüel dünyasının ürünü olduğuna işaret eden Şahin, siyaset pratiğinin yanı sıra siyaset kültürüne getirdiği kavramsal çerçeve ile de büyük katkıda bulunduğunu anlattı.Şahin, "Farklı siyasi çizgilerde olmamız, bir devlet, siyaset adamı, şair ve aydın olarak Ecevit'in Türkiye'ye kazandırdıklarını görmemize mani olamaz. Merhum Ecevit ilkeli bir siyaset adamıydı. Kendi ilkelerinde ısrarcı ve hatta inatçıydı.
Onun, Türk milletinin belleğinde en çok yer eden özelliği de eşiyle birlikte verdiği aile fotoğrafıydı" dedi.Çalışma Bakanlığı döneminde grev ve lokavtı yasalaştırmasının Türk iş hukuku ve çalışma barışı açısından kazanım olduğu kadar, Ecevit'in siyasi kariyeri için de önemine dikkati çeken Şahin, konuşmasını şöyle tamamladı:
"1974 yılında Sayın Erbakan ile koalisyon yaptıkları ilk hükümetlerinde, Kıbrıs Barış Harekatı'nı Türkiye'ye yaraşır bir iradeyle Başbakan olarak
yönetmesi, merhum Ecevit'in Türk milletinin yüreğindeki yerini tayin ediciydi. Türkiye'nin 40 yıllık AB'ye katkıları da önemliydi. Siyasette ilkeli olma,
uzlaşma kapılarını kapatmama karakteri, Türkiye'nin değerleriyle, manevi dokusuyla barışık bir sol siyaset çizgi arayışı ve bu yöndeki çabaları, dikkat
çekiciydi. Statükoya teslim olmak yerine, sürekli kendisini yenileyen bir felsefeye sahipti. Türkiye'ye özgü bir sol siyaset arayışı, Cumhuriyet ve
demokrasiye bağlılığı, şatafattan uzak, sade ve mütevazı üslubu ve birçok insani özelliğiyle, merhum Bülent Ecevit'i TBMM çatısı altında şükranla anıyorum.
Ailesine, DSP, eski lideri olduğu CHP ve milletimize başsağlığı diliyorum."