Prof. Dr. Yıldız Pekşen, şeker hastalığının (diyabet) toplumda oldukça yaygın olduğunu ifade ederek, hastalığın körlük, böbrek yetmezliği, kalp krizi, felç, iktidarsızlık gibi sorunlara yolaçabildiğini kaydetti. Hastaların ancak yarısının hastalığının farkında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yıldız Pekşen, "Hastalık; ağızda kuruluk, idrara sık çıkma, çok su içme, kilo kaybı veya organlardaki bozukluklarla kendini gösteriyor. Özellikle erişkinlerde rastlanan hastalık tipi, irsi olarak geçiyor ve şişmanlık, hareketsiz yaşam, stres, şeker yükselten bazı ilaçlar, aşırı beslenme gibi şartlar oluştuğunda ortaya çıkabiliyor. Ailesinde şeker hastalığı olanların, şikayetleri olmasa dahi 30 yaşından sonra kan şekerlerini ölçtürmeleri gerekiyor" uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Yıldız Pekşen, hastalığın sinirlerin tahrip olmasına bağlı olarak özellikle ayaklarda his kusurları oluşturduğunu, hastaların çoğunlukla bunu fark edemediklerini de kaydederek, "Bu nedenle ayakta tehlikeli iltihabi durumlar oluşabilmekte, ayak kesilmelerine kadar gidebilmektedir. Hastaların özellikle soba, kalorifer petekleri gibi yerlere ayaklarını yaklaştırmamaları gereklidir. Hastalar, sıkan ayakkabılar giymemelidir. Çıplak ayakla yürümemeli, tırnaklarını düz kesmeli, çatlaklara karşı vazelin ya da benzeri nemlendirici kullanmalıdırlar" şeklinde önerilerde bulundu.
Şeker hastalığının organlara zarar vermemesi için hastaların kan şekerlerinin aç iken 140, tok iken 180'in altında olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Pekşen, hastaların hiçbir şikayetleri olmasa dahi, yılda bir defa göz muayenesi yaptırmaları, kalp
elektrolarını çektirmeleri ve idrar tetkiklerini yaptırmaları gerektiğini dile getirdi.
Pekşen, kan şekerini ayarlamada hapların yetersiz olması halinde, doktor kontrolünde insüline başvurulması gerektiğini de sözlerine ekledi.