HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Serbest ticaret alanı oluşturulmalı"

"Serbest ticaret alanı oluşturulmalı"

BEYRUT (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fas'tan Suriye'ye kadar bir coğrafyada serbest ticaret alanı oluşturulmasının bölgenin refah, güvenlik ve istikrarı açısından önem taşıdığını, Arap Ekonomik Forumu'nun da bu çerçevede önemli bir organizasyon olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, İntercontinental Phoenicia Oteli'nde düzenlenen 11. Arap Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmasına "Ehlen ve sehlen bikum" diyerek başlaması büyük alkış aldı. Suikast sonucu hayatını kaybeden Başbakan Refik Hariri'nin öldürülmesinin küresel terörizmin hala gücünü koruduğunu, vahşice işlenen bu cinayetin dünyadaki küresel barış özlemi içinde olunan bir dönemde küresel terörün örneği olduğunu bildirdi. Erdoğan, "Bu cinayeti bir kenara koymamız mümkün değil. Bu olay küresel bir terörün sonucudur. Bu küresel terörün önlenmesi lazım. Habil ve Kabil'den başlayan bu süreç ilk ve son değil gibi görünüyor" dedi.

Körfez ve Mağrip ülkeleriyle ekonomik ve ticari ilişkilere değinen Erdoğan, Türkiye'nin son 3 yılın rakamlarına bakıldığında Ortadoğu, Körfez ve Mağrip ülkeleriyle ticaret hacminin yüzde 93 artarak 2002 yılındaki yaklaşık 7 milyar dolarlık seviyeden 2004 yılı itibariyle 23 milyar dolar seviyesine ulaştığını belirtti. Bu rakamların potansiyelin çok altında olduğuna değinen Erdoğan, "Bu rakamların daha yukarılara taşınmaması için aslında hiçbir sebep yoktur. Dünyamız ve özellikle bölgemiz bir çoğu geçtiğimiz yüzyıldan kalan sosyal, ekonomik ve siyasi zorlukları aşma çabası içerisindedir" diye konuştu.

"RİSKLERİ VE FIRSATA ÇEVİRELİM" Ticaret hacminin yükselmesi için elbette zorluklar ve riskler bulunduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, "Tabi bu arada ticaretin önündeki engellerin kaldırılmasında önemli olduğunu düşündüğümüz serbest ticaret antlaşmalarının imzalanması bu amaca hizmet açısından değerlendirilmelidir. Ancak, aynı zamanda hepimizin önünde yeni fırsatların da bulunduğu inkar edilemez bir gerçektir. Önemli olan söz konusu risklerin fırsatlara dönüştürülmesidir. Bunun için hepimizin önyargılardan uzak, diyaloğa açık, uzlaşma kültürünü özümsemiş bir şekilde konulara iyi niyetle yaklaşması gerekmektedir. Bu hususta gösterilecek irade siyasi alanda olduğu kadar ekonomik ve ticari alanda da meyvelerini verecek, halklarımızın refah düzeyinin artmasına katkı sağlayacaktır. Türkiye bu güne kadar Fas, Tunus, Suriye ve Filistin'le serbest Ticaret antlaşmalarını imzalamıştır. Fakat Mısır, Ürdün ve Lübnan'la halen Serbest Ticaret antlaşması görüşmelerimiz devam etmektedir. Bir an önce bitirmemiz lazım ki aramızdaki münasebetleri hızlandıralım buna farklı bir ivme kazandıralım. Ben bunu anlamıyorum Türkiye ile Lübnan'ın dış ticaret hacmi 380 milyon dolar olamaz olmamalıdır. Bu rakamın çok daha ilerilere gitmesi lazım" dedi.

Arap dünyasının da ekonomik serbestleşmeye ve küresel ekonomiyle birleşmeye dayanan bir değişim süreciyle karşı karşıya bulunduğunu belirten Erdoğan, "Bölgede son birkaç yıl içinde yaşanan ekonomik gelişmeler Türkiye ve Arap dünyası arasında ticaretin geliştirilmesini, yatırım akışının arttırılmasını, turizm dahil birçok kaynağın daha etkin bir şekilde kullanılmasını gerekli kılmaktadır. Bu çerçevede Türkiye ile Arap dünyası arasındaki ilişkiler, ekonomik ve siyasi ilişkilerin güçlendirilmesi ve
çeşitlendirilmesi hedef alınarak geliştirilmelidir. Bölgedeki ekonomik ve siyasi reform sürecinde Türkiye'nin tarihi ve kültürel dostluk bağları bulunuyor. Tüm bölge ülkeleriyle her alanda yakın işbirliğini geliştirerek sürdürme arzusundayız" diye konuştu.

YABANCI YATIRIMCI Arap Ekonomik Forumu'nun bölgede serbest ticaret alanı oluşturulması ve genişletilmesinde önemli bir etkinlik olduğuna değinen Erdoğan, artık modern devlet anlayışında devletin bu özelleştirilmesini tamamlaması, devletin yatırımların önünü açan ve asla tüccarlık yapmayan bir yapıya kavuşmasının gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Liberal özelleştirmeyi gerçekleştiremeyen ülkeler var. Bunlardan biri de Türkiye. Hala bunun mücadelesini veriyoruz. Merhum Hariri'nin bürokrasiye karşı verdiği mücadeleyi de biliyoruz. Bürokratik oligarşiyi kağıdı yırtar gibi yırtarsanız, bunu başarabilirseniz, başarıya ulaşırsınız, ama bunu başaramazsanız, sizinle futbol topuyla oynar gibi oynarlar. Siyasi iradenin bunu ortaya koyması şart, dünya bunun sıkıntısını yaşıyor" diye konuştu.

Yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda engelleri kaldırmak için her türlü yolu kullandıklarını belirten Erdoğan, bunun en güzel göstergesinin Türkiye'ye gelen doğrudan gelen yabancı yatırımlar olduğunu hatırlattı. Türkiye'de yerli ve yabancı yatırımcı ayrımı yapılmadığına değinen Erdoğan, 2005-2007 yılları arasında Türkiye'ye gelecek yabancı sermayenin 15 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesini beklediklerini vurguladı ve 2004 yılında yabancı yatırımlar konusunda hedeflenen 2.8 milyar dolarlık bir dilimin gerçekleştiğini ifade etti. Erdoğan, özelleştirmeler konusunda da, "Biz satışa çıkardığımızda mantık şu; bunlar vatana ihanet ediyorlar, devletin malını satıyorlar. Fakat biz, attığımız adımın çok hayırlı bir adım olduğuna inanıyoruz. Biz ticaret yapmayacağız, ticareti gelecek vatandaş yapacak. Bu kuruluşlar kar ediyor diye satılmasına karşı çıkıyorlar. Bu kuruluşlar bizim dönemimizde kara geçti. Ya ilerde de zarar ederse ne olacak? Bunun zararl'feekilde konulara iyi niyetle yaklaını neden biz karşılayalım" diye konuştu. Ülke borçlarının GSMH'ya oranını son 3 yılda yüzde 25 azaltarak 204 yılında yüzde 63 seviyesine çektiklerine dikkat çeken Erdoğan, Türkiye'nin en kısa sürede Maastricht Kriterleri'ne ulaşmak olduğunu kaydetti.

"EN FAZLA BÜYÜYEN ÜLKELER ARASINDAYIZ" Türkiye'nin yüzde 9 olan büyüme rakamıyla Avrupa'da en fazla büyüyen 3 ülke arasında yer aldığını, enflasyonun tek haneli rakamlara indiğini belirten Erdoğan, "Güven ortamı, enflasyonun azalması, gerçekleşen büyüme oranları ve ekonominin dinamiklerindeki köklü değişimler, ekonomik göstergelerde kendini belli etmektedir. Bunun bölge ülkeleri yatırımcılarının dikkatinden kaçmayacağını düşünüyorum. Maliye politikası hedeflerimizi kararlılıkla gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Kamu maliyesi yönetiminde sağlanan ilerleme ile yatırımcıların tereddütleri giderilmiş ve güven tesis edilmiştir. Bu güven, risk primini de azaltarak faiz oranlarının uzun yıllardır görünmeyen en düşük seviyelere gerilemesini sağlamıştır" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yıl sonunda turist sayısının da 20 milyonu aşmasını beklediklerini söyledi. Erdoğan, "DİE tarafından bugün açıklanan rakamlara göre, Mayıs ayında Türkiye'ye giriş yapan yabancı ziyaretçilerde, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 27.8'lik artış oldu. Böylece yabancı ziyaretçi sayısı 2 milyon 302 bin 389'a yükseldi. Yılın ilk 5 aylık döneminde ise yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 27.6 artışla 6 milyon 155 bin 113'e ulaştı" dedi.

Başbakan Erdoğan, bakan sayısının da gelecek dönemde düşüreceklerini de belirterek, "Göreve geldiklerinde bakanlık sayısı 38'di. Biz bunu 23'e düşürdük. Bu bakan sayısı da fazla, tasarruf etmek istiyorsak önce kendimizden başlayacağız. Bu bakan sayısını da önümüzdeki dönemde düşüreceğiz" ifadelerini kullandı.

Express


En Çok Aranan Haberler