Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Twitter, Facebook gibi milyonlarca kullanıcısı olan sosyal medya şirketlerine, bir dizi yükümlülük ve yaptırım öngören yasa teklifi kamuoyunda da tartışma yarattı.
AK Parti, yasa teklifi ile suç unsuru içeren veya hakaret, özel yaşamın gizliliğinin ihlali, küfür gibi sakıncalı içerikler nedeniyle yaşanan "muhataplık sorununun" aşılması gerekçesine dayandırırken, muhalefet, yeni bir sansür kapısının açılacağı görüşünde.
Hatta, bazı sosyal medya kuruluşlarının, kendi ilkelerine uymadığı için Türkiye'den "çekilebileceği" endişesi dile getiriliyor.
AK Parti'nin ve MHP'nin ortak imzayla TBMM Başkanlığı'na sunduğu yasa teklifi, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınları Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun'un bazı maddelerinde değişiklik öngörüyor.
Facebook, Twitter, Whatsapp gibi mecraların "sosyal ağ sağlayıcısı" olarak tanımlandığı yasa teklifi ile ayrıca kullanıcılara, içeriğin arama motorlarından tümüyle silinerek, sakıncalı görülen içerikle ilgili "unutulma hakkı" sağlanıyor.
AK Parti'nin "Almanya modeli" olarak lanse ettiği yasa teklifi ile getirilen bazı tartışmalı düzenlemeler şöyle:
Yasa teklifi ile yasada öngörülen yükümlülükleri yerine getirmeyen yer sağlayıcılara verilen idari para cezalarının artırılması öngörülüyor. Buna göre yer sağlayıcılık bildiriminde bulunmayan veya yükümlülüklerini yerine getirmeyen yer sağlayıcı hakkında, 10 bin liradan 100 bin liraya kadar verilebilen idari para cezası, 1 milyon liradan 10 milyon liraya kadar çıkarılacak.
Düzenlemeyle kişilik haklarına saldırı, iftira, hakaret gibi nedenlerle içeriğin engellenmesi veya çıkarılmasının yanı sıra "unutulma hakkı" da kullanılabilecek. Bu durumda kişilerin isminin geçtiği ve "kişilik haklarına saldırı" olarak nitelendirdiği paylaşımlar arama motorlarında görülmeyecek.
Türkiye'de günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıları, en az bir kişiyi temsilci olarak belirleyecek.
Teklife göre, Türkiye'den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı, en az 1 kişiyi Türkiye'de temsilci olarak belirleyecek. Bu kişinin iletişim bilgilerine kolayca görülebilecek ve doğrudan erişilebilecek şekilde internet sitesinde yer verilecek.
Sosyal ağ sağlayıcı bu kişinin kimlik ve iletişim bilgilerini BTK'ya bildirecek. Temsilcinin gerçek kişi olması halinde Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olması zorunlu olacak.
Temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcısına, BTK tarafından bildirimde bulunulacak. Bildirimden itibaren 30 gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde sosyal ağ sağlayıcıya, önce 10 milyon lira idari para cezası verilecek. Verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren 30 gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde 30 milyon lira daha idari para cezası verilecek. İkinci kez verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren 30 gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, ise Türkiye'deki gerçek ve tüzel kişilerin sosyal ağ sağlayıcılarına reklam vermesi yasaklanacak.
Reklam yasağı kararının verildiği tarihten itibaren 3 ay içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde ise BTK, sosyal ağ sağlayıcısının internet trafiği bant genişliğini önce yüzde 50, 30 gün içinde bunu da yerine getirmemesi halinde yüzde 90 oranında daraltılması talebiyle sulh ceza hakimliğine başvuruda bulunabilecek. Hakim ikinci başvuru üzerine yüzde 50'den az, yüzde 90'dan fazla olmamak koşuluyla bant daraltma kararı verebilecek. Kararın gereği, 4 saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilecek.
Temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi halinde, verilen idari para cezalarının dörtte biri tahsil edilecek, reklam yasağı kaldırılacak ve hakim kararları kendiliğinden hükümsüz kalacak. İnternet trafiği bant genişliğine yapılan müdahalenin sona erdirilmesi için erişim sağlayıcılara BTK tarafından bildirimde bulunulacak.
Sosyal ağ sağlayıcı, içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi ile özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesini gerektirecek içeriklere yönelik kişiler tarafından yapılacak başvurulara, en geç 48 saat içinde olumlu ya da olumsuz yanıt vermek zorunda olacak. Olumsuz yanıt halinde ise gerekçeyi belirtmek zorunda olacak. Olumsuz içeriğin yayından çıkarılması ve engellenmesi taleplerine 48 saat içinde yanıt verilmemesi halinde 5 milyon, kararların uygulanmaması halinde ise 10 milyon lira para cezası verilecek.
Sosyal ağ sağlayıcıları içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi ile özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi başvurularına ilişkin istatistiksel ve kategorik bilgileri içeren Türkçe raporları 6 aylık dönemlerle BTK'ye bildirmekle yükümlü olacak. Ayrıca sosyal ağ sağlayıcıları Türkiye'deki kullanıcıların verilerini Türkiye'de barındırmak için gerekli önlemleri alacak.
Sosyal ağ sağlayıcıları ilk Sosyal ağ sağlayıcılar ayrıca "içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi" ile "özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi" başvurusu uyarınca hazırlayacakları ilk raporlarını, 2021 yılının Ocak ayında BTK'ye bildirecek ve internet sitesinde yayınlayacak.
İktidar partisi AK Parti, böyle bir yasa teklifinin getirilmesinin temel nedeni olarak, yasalara aykırı veya kişilik haklarına yönelik saldırı içeren yayınlar konusunda "muhataplık sorunu" yaşanması olarak gösteriyor. AK Parti sözcüleri, sosyal medya veya teklifteki tanımıyla "sosyal ağlar" yurt dışında olması nedeniyle zararlı içeriklerin, sosyal medya şirketlerinin çokuluslu yapısı nedeniyle, muhatap bulunamadığı için işlenen suçların ya da yapılan hakaret, iftiranın yaptırımsız kaldığı görüşünü savunuyor.
Yasa teklifinin gerekçesinde de bu duruma vurgu yapılarak, şu görüşler dile getiriliyor:
"Sahte isim ve hesaplarla yasa dışı içerik oluşturup paylaşma, farklı siyasi düşüncedeki kişilere, boşandığı eski eşine, herhangi bir rakip olarak gördüklerine, farklı dinlere veya milletlere yönelik küfür, iftira veya hakaret etmek amacıyla kullanıldığı durumlarda internet, düzenleme yapılması gereken alan olarak karşımıza çıkmaktadır.
"Bu durumlarda internet, düzenleme yapılması gereken alan olarak karşımıza çıkmaktadır. (...) Buna karşın sosyal ağ sağlayıcıların geniş çaplı kullanıcı sayıları ile kullanıcı verilerinden yararlanarak elde ettikleri milyarlarca dolar gelire rağmen, kişilerin haklarının korunması noktasında ihtiyaç duyulan önleyici ve koruyucu mekanizmaları geliştirmedikleri ya da etkin kullanmadıkları veyahut kullanıcıların ve devletlerin haklı taleplerine direnç gösterdikleri gözlemlenmektedir. "
AK Parti, yasa teklifini TBMM Başkanlığı'na sunduktan sonra, muhalefet partileri CHP, HDP ve İYİ Parti'den de destek istedi. Ancak muhalefet, söz konusu düzenlemeyi siyasi iktidarın, "muhaliflerini susturmak" için bir "sansür mekanizması" olarak kullanacağını düşünüyor.
CHP'nin Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, yasa teklifinin yaratacağı sakıncaları AK Parti'ye de ilettiklerini belirtirken, düzenlemenin bir "oldu bittiye getirilmesine izin vermeyeceklerini" söyledi.
BBC Türkçe'ye yasa teklifini değerlendiren Adıgüzel, ifade özgürlüğüne dönük bir çok hüküm bulunduğunu ve sansüre yol açacağı görüşünde:
"İktidara, 'Almanya'da var, bize de gelsin' anlayışı yanlış olduğun anlattık. Onların isteğine göre olduğunda Almanya'da da var, kötü olduğunda Almanya'yı tanımayız...
"Ki Almanya'da da sorun olduğunu, 2 yıl tartışıldığın anlattık. Teklif kesinlikle sansüre neden olacaktır. Almanya'da bir haber sitesinin kapandığı neredeyse görülmemiştir, Türkiye'de onlarca, yüzlerce örneği var.
"Kişilerin ifade özgürlüğü, toplumun haber alma özgürlüğü kısıtlamaları var ve bunlar günlerce tartışılmalı. O nedenle biz, bunu önümüzdeki sürece bırakalım, bir ortak komisyon kuralım, bütün partiler ortak çalışsın ve ondan sonra yasalaştıralım diyoruz."
Facebook'un bir araştırmasında, Türkiye'deki KOBİ'lerin yüzde 60'ının Facebook üzerinden ticaret yapıp 15 milyar liralık katma değer ve istihdam yarattığı tespitine yer verdiğini anımsatan Adıgüzel, sosyal ağ sağlayıcılarına "reklam yasağı" yaptırımının yatırımcıyı bu anlamda olumsuz etkileyeceğini ifade etti.
Adıgüzel, yasa teklifi ile getirilen "unutma hakkının" ise "kolektif hafızanın" silinmesi yolunu açacağını belirtiyor:
"Bu son derece sakıncalı. Aslında AK Parti'de adı yolsuzluklara karışanlar veya geçmişte FETÖ ile ilişkisi olanlar, bu yöndeki haberleri kaldırtabilirler. Böylece toplumun kolektif hafızasının silinmesinin yolu açılmış olacak."
Yasa teklifi ile sosyal medya ağlarına yüzde 90'a varan trafik bandı daraltma yetkisi verildiğine işaret eden HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, iktidarın bu yolla muhalefetin halka ulaşma yolunu kesmek için kullanacağına dikkat çekti:
"Böylece, muhalefetin son nefes borusu kesilmiş olacak. Öyle bir girdaba gireriz ki herhangi bir eleştiri noktasında bu 5 kademe de çok kolay geçilebilir. Örneğin şu anda Halk TV, Fox TV son aşamaya gelmiş durumda, lisansları her an iptal edilebilir.
"Gençler sosyal muhalefet sosyal medya üzerinden haberleşiyor, bu son nefes borumuz kesilirse propaganda imkanımız iyice daralacak, zaten siyaset yapma imkanımız daraltılmış durumda. Aslında bu kısa veya orta vadeli bir dönemde gidilecek erken seçimin, bir baskı rejiminin ön hazırlığı."
Garo Paylan, sosyal medya şirketlerinin temel ilkelerinden birisinin, bulundukları ülkelerin yasalarına uygun hareket etmek olduğunu, ancak Türkiye'deki kriterler ile bu şirketlerin insan hakları ve özgürlükler noktasındaki kriterleri farklı olduğu için bir süre sonra bu şirketlerin Türkiye'den çekilebileceğine de dikkat çekti.
Yasa teklifini BBC Türkçe'ye değerlendiren İnternet Hukuku alanında uzman olan Prof. Dr. Yaman Akdeniz, yasa teklifinin en sıkıntı yaratacak hükümlerinden birisinin de "unutulma hakkı" olduğu belirtti. İnternet erişiminin yanı sıra düzenlemeyle "içeriğin çıkarılmasının" istenebileceği belirten Akdeniz, bu durumun "arşivlerin yok edilmesi" sonucu doğurabileceği uyarısında bulundu:
"Artık denilecek ki, şu haberler zararlı içeriği kaldıracaksınız. Arşivlerden haberler kaldırılacak. Örneğin hükümet kendisini aklamak için yolsuzluk veya usulsüzlük haberlerini geriye dönük kaldırtabilir veya eleştiri konusu olan açıklama veya söylemleri kaldırtabilir. Yarın, öbür gün 17/25 süreciyle ilgili tek bir haber bulamayabilirsiniz. Bu belki çok konuşulmuyor ama iktidarın fırsattan istifade için getirdiği en önemli değişikliklerden birisi de bu.
"Bir de önemli olan sosyal medya ağları bu talebi olumlu karşılayacaklar mı? Çünkü burada tek taraflı olarak Türkiye'deki yargı mekanizmasının parçası olacaklar. Şu anda bazı kararları kendi ilkelerine uymuyorsa uygulamıyorlar. Örneğin, Can Dündar, Barbaros Şansal'la ilgili erişim engeli kararını kendi iç kurallarına aykırı olmadığı için uygulamıyorlar. Ama Türkiye'de ofisi olduğu zaman uygulayacak."
Türkiye'de zaten son derece kısıtlayıcı bir internet düzenlemesi olduğunu ve halen 400 bin dolayında siteye erişim engeli olduğunu belirten Akdeniz, teklif ile sosyal medyanın kullanılamaz hale gelebileceğine işaret etti.
Örnek verilen Almanya'da haber sitelerine erişimin engellenmediği, internet bant trafiğinin daraltılmadığını belirten Akdeniz, "Buradaki mesele şu, internet üzerinden bilgi akışını kontrol edemedikleri tek mecra sosyal medya kaldı. Şimdi amaç onları da kontrol altına almak" görüşünü dile getirdi.