BİZE ULAŞIN
Tarakçıoğlu yaptığı açıklamada, otomotiv sektörünün gerek istihdam yaratma gerekse üretim açısından, Türkiye'nin lokomotif sektörlerinden biri olduğunu belirtti.
Otomotiv sektörünün, son yıllarda yaptığı ihracat atılımıyla yerli üretimde büyük artış sağladığını dile getiren Tarakçıoğlu, "Gerek sağladığı istihdam gerek ülkeye sağladığı katma değer bakımından otomotiv sektörü ülkemizde çok önemli ve kritik bir konumda bulunmaktadır"dedi.
Sektörün 1980'den itibaren bugüne kadar geçen süreçte çok zor bir yoldan geçtiğini kaydeden Tarakçıoğlu, "ancak son yıllarda gerek Türkiye'de gerekse Avrupa'da, Türk otomotiv sektörünün yıldızı ciddi olarak parlıyor. Bu yıl sektörün yaklaşık 650 bin adetlik kapasitesi mevcut. Kapasitenin önümüzdeki yıl da bu civarda olacağını tahmin ediyorum"diye konuştu.
Bu yıl mayıs ve ağustos aylarında iki kez vergilerin yükseltildiğini anımsatan Tarakçıoğlu, bu kararların sektörü derinden etkilediğini ve orta ve uzun vadede sektöre ciddi zararlar verebileceğini söyledi.
İstihdam ve katma değer üreten bir sektörün önünü kesecek kararların bu kadar ani şekilde alınmaması gerektiğini kaydeden Tarakçıoğlu, şunları söyledi:
"Türkiye'de bir otomobilin fiyatının yarısına yakınını vergiler oluşturuyor. Avrupa'da ise vergiler bizim yarımız kadar. Eğer vergiler Avrupa ülkelerindeki orana çekilirse her yıl 1 milyon araç satılabilir. Bu şekilde de 7-8 yılda bin kişiye 400 araç oranına ulaşabiliriz. Bu nedenle vergi oranlarının düşürülerek otomotiv sektörünün önünün açılmasını talep ediyoruz."
Tarakçıoğlu, hurda araçların yenileriyle değiştirilmesinde vergi indirimi öngören yasanın sektöre büyük katkısı olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"20 yaşından büyük olan araçlar hem çevreye zarar veriyorlardı hem kaza yapma riski fazlaydı. Çıkartılan yasa, çevre sağlığı açısından da çok yerinde bir karardı. Ayrıca otomotiv sektörünün
hareketlenmesine de büyük katkı sağladı. Türkiye'de 800 bin hurda araç vardı. Bu araç sahipleri araçlarını yeni araçlarla değiştirmeye başlamışlardı. Bu fırsat mayıs ayında alınan kararla tepilmiş oldu. Aslında devletin de bu kararla önemli vergi kaybı söz konusu oldu."
Tarakçıoğlu, 2000 yılında yaşanan krizin etkilerini tam olarak silmenin mümkün olmadığını vurgularken, şöyle devam etti:
"Krizin ardından iki yıl hem ana firmalar hem de bayiler çok zor dönem geçirdiler. Bu kriz sektör için çok büyük kan kaybı oldu. Geçen yıl ve bu yıl ise sektör kaybedilenleri toparlanmaya başladı. Gelecek yıl ve 2006 yılında kriz öncesi döneme yaklaşmayı umuyoruz. Ancak tamamen kriz öncesi döneme dönüleceğini sanmıyorum. Bu arada piyasada rekabet o kadar kızgınki bu rekabetin içinde karlar minimize edildi. Dolayısıyla o dönem artık kapandı."
Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin otomotiv sektörünü de etkileyeceğini ifade eden Tarakçıoğlu,"eğer AB'ye üye olursak, Türkiye'de üretim yapan firmalarla ortaklığı bulunan büyük kurumlar, yeni yatırımlar getirebilirler veya yatırımlarını genişletebilirler. Ancak üye olamazsak, bu yatırımların gelebileceği kanısında değilim. Dolayısıyla AB meselesi Türkiye için kilit konumda" diye konuştu.
