Sağlık Bakanlığı'nca hazırlanan, "Türkiye'nin Hipertansiyon Raporu"na göre, Türkiye'de erkeklerin yüzde 19'u, kadınların ise yüzde 22'si hipertansiyon sorunu yaşıyor. Raporda, Aksaray, yüzde 31.1 oranı ile 'en fazla hipertansiyon vakasının görüldüğü il' ünvanıyla yer alırken, şehir merkezlerinde yaşayanların hastalığın pençesine daha çabuk düştüğü ortaya çıktı. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Gıda Güvenliği Daire Başkanlığı tarafından yapılan, "Sağlıklı Beslenelim Kalbimizi Koruyalım" araştırması tamamlandı. Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinin her birinden birer ilde, il merkezlerinden bir, kırsal bölgelerden de bir olmak üzere toplam 14 sağlık ocağında yapılan araştırmaya 10 bin 680'i kadın, 4 bin 788 erkek toplam 15 bin 468 kişi katıldı. Çalışmaya katılan kişiler arasında hipertansiyonu olan erkeklerin oranı yüzde 11.3, kadınların oranı ise yüzde 10.5 olarak tespit edildi. İstatistiksel değerlendirme sonucuna göre kadın ve erkek oranları arasında önemli bir farklılığın olmadığı belirlendi. Ancak çalışma grubunu oluşturan bireylerin tümünün akteriyel kan basıncı (AKB) ele alındığında hipertansiyon görülme sıklığının yüzde 21.7 olduğu görüldü. Bu şekilde yapılan değerlendirme sonucuna göre ise erkeklerde hipertansiyon görülme sıklığının yüzde 19.5 kadınlarda yüzde 22.6 olduğu saptandı.
HİPERTANSİFLERİN YÜZDE 20'Sİ İLAÇ TEDAVİSİ GÖRÜYOR
Çalışmada hipertansif olan kişilerin yalnızca yüzde 20'sinin antihipertansif ilaç tedavisi aldığı belirlendi. Antihipertansif ilaç tedavisi alanların ise yüzde 45.9'unun arteriyel kan basınçlarının normal sınırlar içinde olduğu, bir başka ifadeyle bireylerin yüzde 54'ünün antihipertansif ilaç tedavisine rağmen AKB değerlerinin kontrol altına alınamadığı kaydedildi. Çalışmaya dahil edilen kişilerden elde edilen verilere göre, Türk toplumunda hipertansiyon konusunda şehirleşmenin önemli bir etken olduğu belirlendi. Araştırmaya göre, şehir merkezlerinde hipertansiyon görülme sıklığı yüzde 23.5 iken kırsal kesimde bu oran yüzde 19.5 değerine düşüyor. Şehir merkezi ile kırsal kesim karşılaştırması yapıldığında şehir merkezi ile kırsal kesim arasındaki farklılığın önemli olduğu kaydedildi. Bu arada araştırmada hipertansiyonun şehir merkezi ve kırsal yerleşim merkezinde erkek ve kadınlar arasında görülme sıklıkları da incelendi. Buna göre şehirlerde yaşayan erkekler arasında hipertansiyon görülme sıklığının yüzde 20.4, kadınlar arasında ise yüzde 24.9 olduğu tespit edildi. Cinsiyet ve yerleşim bölgesi türü ile ilgili olarak yapılan bir başka değerlendirme sonucunda ise, hipertansif erkeklerin yüzde 57.6'sının şehir merkezlerinde, yüzde 42.4'ünün kırsal bölgede oturdukları ortaya çıktı. Bununla birlikte şehir merkezlerinde ve kırsalda oturan erkekler arasında hipertansiflik yönünden önemli bir farklılığın olmadığı buna karşılık şehir merkezi ve kırsal kesimde hipertansif kadın oranlarının sırasıyla yüzde 58.4 ve yüzde 41.6 olduğu ve belirlendi. Araştırmada Aksaray'da yüzde 31.1 oranı ile en fazla hipertansiyon vakalarının görüldüğü il olurken, hastalığın Balıkesir'de yüzde 29.8, Ordu'da yüzde 22.4, Erzincan'da yüzde 21.8, Gaziantep'te yüzde 18.4, İçel'de yüzde 14.3 ve Muğla'da yüzde 12.6 düzeylerinde olduğu görüldü.
HİPERTANSİYON, YAYGINLIĞI, RİSKLERİ
Hipertansiyon basit olarak yüksek kan basıncı demektir. Kan basıncı ya da daha doğru söylemek gerekirse kanı kalpten dokulara taşıyan damarların kan basıncı, hastaya ait özellikler (yaş, cinsiyet, ırk gibi) ve fiziksel durumdan (istirahat, efor gibi) etkilenen bir parametredir. Sanayileşmiş ülkelerdeki yetişkin nüfusun yüzde 10-20 kadarında hipertansiyon bulunduğu hesaplanıyor. Sınırda hipertansiyon vakaları da katılırsa bu oran daha yüksektir. Kişinin yaşı, cinsiyeti ve ırkı hipertansiyon sıklığı konusunda belirleyici faktörlerdir. Hipertansiyonun siyah ırkta ve kadınlarda daha çok görüldüğü bilimsel araştırmalarla kanıtlandı. Hipertansiyon ciddi bir durumdur. Hastalık kendi başına öldürücü değildir fakat tedavi edilmediğinde hipertansiyonun sonuçları öldürücü olabilir. Hipertansiyon kalbi zorlayarak kalp yetmezliğine neden olabilir. Üstelik ateroskleroz ve bunun yol açabileceği kemik kalp hastalığı (belli bir bölgede kan akımının kesilmesi nedeniyle oluşan geçici kansızlık; bölgesel anemi) rizikosunu önemli ölçüde arttırır. Buna ilaveten, hipertansiyonlu hastalar kanama ve beyindeki kan damarlarının pıhtılaşmasına diğerlerinden daha kolay yakalanır. Hipertansiyon ayrıca koroner arter hastalığını da büyük katkıda bulunur. Hastalık sanayileşmiş toplumlarda ölümlerin başlıca nedenlerinden biridir. Tedavi edilmeyen hipertansiyon buna bağlı olarak hastalık ve ölümler doğurabilir.