Bazı siyasi partilerin ezan ile uğraştığını belirten Yılmaz, "Bu memleketin semalarından, bu alıştığımız ezan sesi hiç eksilmeyecek" diye konuştu.
ANAP Genel Başkanı Yılmaz, Tekirdağ Cengiz Topel Meydanı'nda düzenlenen mitingde, partililere hitap etti. Vatandaşların alkışı ve "Başbakan Yılmaz" sloganları arasında konuşmasına başlayan Mesut Yılmaz, "Ben size burada hizmetten bahsediyorum, AB'den bahsediyorum. Bazı partiler de çıkmışlar milletin ezanı ile uğraşıyorlar. Ama onlar istedikleri kadar saçmalasınlar. Bu memleketin semalarından, bu alıştığınız ezan sesi hiç eksilmeyecek" dedi. Mesut Yılmaz'ın bu sözleri, alanı dolduran vatandaşlar tarafından uzun süre alkışlandı.
Avrupa Birliği'ne (AB) girmeyi, en çok çiftçi ve işsiz gençler için istediklerini söyleyen Mesut Yılmaz, AB'de en çok desteklenen kesimin tarım kesimi olduğunu söyledi. Mesut Yılmaz, "AB'de tarım ve hayvancılığa verilen destek, diğer kesimlere verilenden daha fazla. Maalesef AB'nin kendi çiftçisine verdiği destek yüzünden, Türk çiftçisinin onlarla rekabet etmesi imkansız hale geldi. Çiftçimizi insanca yaşatmak için mutlaka AB'ye girmemiz lazım. Bugün diyoruz ki 'Türkiye'nin en önemli meselesi işsizlik meselesi, herkese iş sağlamamız lazım, herkese aş sağlamamız lazım'. Ama iş için yatırım gerekiyor, yatırım için sermaye lazım. Türkiye'nin kaynakları, kısa zamanda bütün bu işsizlere iş imkanı sağlayacak yatırımlara yeterli değil. Bunun için yabancı sermaye lazım. AB'ye asılmamızın altındaki esas neden bu" şeklinde konuştu.
TEKİRDAĞ'A HİZMET SÖZÜ
Mesut Yılmaz, Tekirdağ'ın birçok zenginliği bünyesinde topladığını söyledi. Şehrin güzel sahillere, bereketli topraklara sahip olduğunu, hayvancılık ve sanayi konusunda ilerlediğini belirterek, "Tekirdağ, tam bir Avrupa şehri görünümünde. Türkiye'de kişi başına en fazla vergi ödeyen ve en yüksek eğitimli illerin başında Tekirdağ geliyor. Karayollarındaki sıkıntılar çözülürse, Tekirdağ'ın önü daha da açılacak. Bunu yapmak inşallah bize nasip olacak. Çevre kirliliği sorununa da acıl çözüm bulunması gerekiyor. Biz bunu yapacağız" dedi.
İstanbul'a yakın olmasının, Tekirdağ için hem şans, hem de şanssızlık olduğunu ifade eden Mesut Yılmaz, "Tekirdağ'ın bu konudaki şansı İstanbul'un imkanlarından daha fazla yararlanmasıdır, şanssızlığı ise İstanbul'un gölgesinde kalmasıdır. Her türlü alt yapıya sahip olmasına rağmen Tekirdağ'ın hala bir üniversitesi yoktur. Şair Namık Kemal'in adına kurulacak bir üniversite, Tekirdağ'a çok yakışır. Namık Kemal Üniversitesi'nin kuruluşu da yakındır. ANAP iktidarında öncelikle hayata geçireceğimiz projelerden biri budur. Namık Kemal'in dediği gibi, 'usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten'. Biz de halka hizmetten usanmıyoruz. Biz de her türlü sıkıntıyı göğüslemeye hazır olanlardanız. Trakya'nın sorunları büyüktür. Sürekli göç altındadır. Çarpık sanayileşme, hava kirliliği ve çevre kirliliğine yol açmaktadır. Turizmden yeteri kadar pay alamamaktadır. Trakya, doğalgaz hattı kendi topraklarından geçmesine rağmen doğalgazdan mahrum kalmıştır. Biz bunları çözeceğiz. Anavatan, hizmet partisidir" şeklinde konuştu.
"BAŞKALARI KONUŞUR, BİZ İŞ YAPARIZ"
Mesut Yılmaz, Anavatan Partisi olarak sadece iş yaptıklarını, diğer partilerin ise iş konusunda geride kaldığını söyledi. Yılmaz, "Bu ülkede hep başkaları konuşur ama işleri biz yaparız. Hizmeti biz yaparız. Bu konuşanların sadece sesi çıkar ama biz ortaya koyduğumuz hizmetlerle kendimizi tanıtırız. Öyle hizmetler yaptık ki, öteki partilerin bugünkü hayalleri bile bizim yaptığımız hizmetlere erişemez. Bugün Türkiye'nin ve Trakya'nın hiçbir ili, hiçbir ilçesi, hiçbir köyü yoktur ki Anavatan'ın hizmetlerinden nasibini almamış olsun. Rakiplerimiz bizimle hizmet bakımından yarışamayınca bizi karalamaya, akla hayale gelmeyecek iftiralar atmaya başladılar. Biz iş yapmaktan kendimizi savunmaya zaman bulamadık. Onlar ise bizim kuyumuzu kazmaktan iş yapmaya vakit bulamadılar. Bizim hizmetlerimizin dedikodularını yapanlar, maalesef bundan fayda, yarar gördüler, Anavatan'ı zayıflattılar" açıklamasında bulundu.
3 Kasım'da yapılacak olan seçimin, Avrupalı olmakla Ortadoğulu kalmak arasında bir seçim olduğunu ifade eden Mesut Yılmaz, "Trakya'nın tercihi inanıyorum ki Avrupa'dan ve Anavatan'dan yana olacaktır. Artık bu defa da bunları deneyelim' maceracılığı son bulmalıdır. Millet, başına gelen bunca beladan sonra artık macera arayışını bir tarafa bırakmalıdır. Yaşadığımız bunca tecrübeden sonra ne ekonomide ne de diğer alanlarda mucizeler olmadığını herkes görmelidir. İş başına ekonomiyi bilen, devlet tecrübesi olan kadrolar gelmelidir. ANAP olarak geçmişte savunduğumuz ne varsa bugün bütün diğer partilerin dilindedir. Özelleştirmeden AB'ye kadar her konuda aynı şeyi yaşıyoruz. Bütün siyasi rakiplerimiz bizi geriden takip ediyorlar. 'AB Hıristiyan kulübü' diyenler, bugün en hızlı AB'li kesildi. Biz bundan ancak memnun oluruz ama tek şartla, samimi olmaları şartıyla. Milletin gözünü boyamak için, insanları kandırmak için AB'yi savunuyorlarsa, hiç savunmasınlar. AB konusunda bizi desteklemeyeceklerse maskelerini indirsinler, millet gerçek yüzlerini görsün" şeklinde konuştu.
AK PARTİ VE CHP'YE ELEŞTİRİ
Mesut Yılmaz, başka partilerin iktidara gelmesi durumda, ANAP olarak AB konusunda gereken desteği vermeye devam edecekleri sözünü verdi. AK Parti ve CHP'ye yüklenen Yılmaz, "Ama her gün hükümet kurup yıkan, daha seçim yapılmadan milletin oyunu çantada keklik gören AK Parti ve CHP'ye baktığımız zaman, aradığımız samimiyeti bulamıyoruz. Onların kadroları ve eski sabıkaları bizi tereddüde sevk ediyor. Ekonomi anlayışı ve AB'ye bakışlarında da birçok ortak noktalar var. Bu iki parti bir elmanın iki yarısı gibi. Biri istismarcı, öbürü yasakçı; al birini vur ötekine. İkisi de yeniyiz diye ortada geziyor. Aslında ikisi de eski moda devletçi. Aklına geleni söylemeyi vaat sanıyor. Hesapsız kitapsız vaatlerle proje ürettiklerini sanıyor. AB üyeliği bunların eline kalırsa, Türkiye yine bir hayal kırıklığı yaşayacak. AB avucumuzun içinden uçup gidecek ama kaçan balık büyük olacak. Gelin AB üyeliğini tehlikeye atmayın" dedi.
Mesut Yılmaz, Anavatan Partisi'nin, milletin desteği sayesinde Türkiye'yi AB'ye sokacağını söyledi. Türk ekonomisinin bir ameliyattan geçtiğini ifade eden ANAP Genel Başkanı, "Hasta şimdi yoğun bakımdadır. Ameliyat geçirmiş, yoğun bakımda olan hastaya daha iyi bakmak lazım. Onu acemi doktorların eline bırakmamak lazım. Hastayı ameliyathanede bırakıp kaçan bir doktor var, adı Derviş. Ona da bırakmamak lazım. Zaten onun gittiği parti var ya CHP, ekonomi konusunda Türkiye'nin en geri kafalı partisidir. O doktor da ne kadar uğraşsa o partinin zihniyetini değiştiremez. AK Parti'nin acemi doktorları ise ekonominin başına geçmeden memlekete zarar vermeye başladı. Bu işin ehli olmadıklarını daha şimdiden gösterdiler. Ekonomimizi yoğun bakım odasında sahipsiz bırakmayın" şeklinde konuştu.
"DİN İSTİSMARCISI AK PARTİ"
ANAP'ın, Türkiye'yi 28 Şubat sürecinden AB sürecine taşıdığını ifade eden Mesut Yılmaz, AK Parti ve CHP'ye yönelik eleştirilerini sürdürdü. Yılmaz, şöyle konuştu:
"Din istismarcısı AK Parti ile yasakçı CHP'yi iş başına getirmeyin. Özgürlük sürecini tersine çevirip, oradan yeni bir 28 Şubat çıkaracak olanlara izin vermeyin.
Türkiye'de hizmet etmek, iş yapmak, icraat yapmak, hizmet yapmak gerçekten zor. Öncelikle bu zorlukla mücadele etmek ve bu yapı içinde hizmet yapacak hale gelmek için çok çalışmak lazım. Türkiye'yi yönetmekle belediye yönetmeyi karıştıranların işi değildir bu. Birbirlerine karşı, birbirlerinin alternatifi gibi ortaya çıkıyorlar. Birbirlerinden farkları yok. Farkları, istismar ettikleri kavramlardan ibarettir. Benim insanım bunu hak etmiyor. Türk insanı kendisinin yok sayılmasına razı değildir. 3 Kasım'da milletin oyunu cebinde bilenlere hak ettikleri dersi verin. Milletten yetki almadan pazarlıklara girişenleri hüsrana uğratın. Gösterin bakalım el mi yaman, bey mi yaman. Herkesi yerli yerine oturtun ki, Türkiye'nin 5 yılı daha boşa geçmesin."
ANAP'a düşmanlık yapmayı hayatlarının gayesi haline getirmiş insanların emellerine ulaşamayacağını ve daha çok bekleyeceklerini belirten Mesut Yılmaz, Türkiye ve milletin ANAP gibi bir partiye ihtiyacı olduğunu söyledi. "Bugün bize saldıranların bile yarın sığınmak için ANAP'a ihtiyaçları vardır" diyen Yılmaz, "Türkiye bir yol ayırımındadır. Ya güçlü ve kalkınmış bir Türkiye'yi seçeceksiniz, ya da işsizliğin, yolsuzluğun kol gezdiği bir Türkiye'yi seçeceksiniz. Karanlığa değil, aydınlığa oy veriniz. Devletle kavgalı olanlara oy vermeyin. 4 Kasım'da kabusla uyanmak istemiyorsanız, tercihinizi iyi yapın. O gün vereceğiniz kararla, kendinizin, çocuklarınızın, hatta torunlarınızın hayatını şekillendireceksiniz. Türkiye'yi yeni felaketlere sürüklemeyin. Türkiye'nin hayrına hizmetler için Anavatan'ı seçin" diyerek sözlerini sona erdirdi.
İHA