KADIN

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Mynet Soran Anne Platformu

1 Bebeğinizin cinsiyeti nedir?
2 Bebeğinizin yaşını belirtir misiniz?
3 Sizlere hangi konuda yardımcı olmamızı istersiniz?
4 Öğrenmek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    15 ebeveynlik türü: Siz hangisisiniz?

    Despot? Pasif? Helikopter?

    Seçeceğiniz ebeveynlik türünü çoğunlukla geçmiş yaşantınız, eğitiminiz, ailenizden öğrendiğiniz tutumlar, sosyo-ekonomik düzeyiniz ve içinde yaşadığınız toplum kültürü etkiler. Bazen tek bir ebeveynlik türüne bağlı kalmak değil, birden fazla yöntemi harmanlamak gerekir. Peki nedir bu ebeveynlik türleri ve siz nasıl bir anne/babasınız?

    1-) DESPOT EBEVEYNLİK

    Adından da anlaşılacağı üzere despot ebeveynlik, katı kurallar ve bu kurallara uymayanların sert bir biçimde cezalandırıldığı bir davranış şeklidir. Despot ebeveynler, çocuklarından her konuda en iyisini beklerken, kendilerinin çocuklarına karşı sorumluluklarını önemsemezler. Çocuklarının kendilerini ifade etmesine izin vermezler ve çocuklara neredeyse hiç sıcak ve şefkatli davranmazlar. Böyle ailelerde büyüyen çocuklar kendine güvensiz ve korkak olurlar. Ayrıca sosyal yaşam becerilerini kazanmakta güçlük çeker ve hatta evde maruz kaldıkları korkunun bir dışavurumu olarak saldırgan ve kavgacı olabilirler.


    2-) OTORİTER EBEVEYNLİK

    Despot ebeveynliğin aksine otoriter ebeveynlikte anne-baba adil ve istikrarlı kurallar ve düzenlemeler getirir. Çocuklarından beklentileri yine yüksek olmakla beraber kendi sorumluluk duyguları da yüksektir. Çocuklarının kendi fikirlerini ifade etmesine izin verir ve onları bağımsız bir birey olmaya teşvik ederler. Bu tarzda yetiştirilmiş çocukların yüksek sosyal becerilere sahip, duygularını kontrol edebilen, başarılı ve mutlu bireyler olduğu gözlemlenmiştir.


    3-) YUMUŞAK/PASİF EBEVEYNLİK

    Pasif ebeveynlikte neredeyse hiç disiplin kuralı yoktur. Bu tarz ailelerin çocuklarından bir beklentileri, bir talepleri yoktur. Aynı zamanda çocuklarına karşı aşırı sorumlu davranırlar ve onların davranışlarına karşı aşırı hoşgörülüdürler. Çocuklarına karşı anne/babadan çok arkadaşmış gibi davranırlar.
    Yumuşak/pasif ebeveynlerle büyümüş çocuklar aşırı talepkar ve narsist davranışlar gösterebilir. Özgüvenleri ve sosyal becerileri genelde çok düşüktür. Ebeveynleri tarafından herhangi bir sınırlama ya da yönlendirme getirilmemiş bu çocuklar hayata karşı amaçsız ve kayıtsız bir tutum geliştirebilirler.


    4-) İHMALKAR EBEVEYNLİK

    Çocuklarına karşı en az sorumlu davranan, çocuklarından neredeyse hiçbir talebi olmayan ebeveynlik türüdür. Aile-çocuk arasındaki iletişim sıfıra yakındır. Aile çocuğun sadece temel fizyolojik gereksinimlerini karşılar; çocuğun sosyal, zihinsel ve duygusal gelişimine kayıtsızdır. İhmalkar ebeveynlere sahip çocuklar içine kapanık, daima korku dolu, gergin ve stres altındadır. Yetişkinlerinde yanlış yollara sapma ihtimalleri çok kuvvetlidir.


    5-) İÇGÜDÜSEL EBEVEYNLİK

    Eğer içgüdüleriyle davranan bir ebeveynseniz, çocuk büyütmeyi doğal bir süreç olarak görüyor ve nasıl yetiştirildiyseniz, çocuğunuza o şekilde davranıyorsunuz demektir. İçgüdüsel davranan ebeveynler kendi ailelerinde hangi kurallarla, hangi tutumlarla büyütüldülerse çocuklarını o şekilde yetiştirirler.


    6-) HELİKOPTER EBEVEYNLİK

    Aileler, çocuklarının hayatına fazla müdahil olurlar. Tıpkı bir helikopter gibi çocuğun üstünden gözlerini ayırmayarak aşırı koruyucu davranırlar. Daima çocuklarının sağlığı ve güvenliği konusunda endişelidirler. Bebekken gayet yerinde görünen bu aşırı koruyuculuk, ilerleyen yaşlarda çocuğun aileye aşırı bağımlı bir bireye dönüşmesine yol açar.


    7-) YAVAŞ EBEVEYNLİK

    Basit ebeveynlik diye de adlandırılan bu tutumda aile, çocuğun hayatın tadını çıkararak, kendi rotasını çizerek yaşamasını ister. Dünyayı kendi başına keşfetmeye teşvik eder. Kendi ilgi alanlarını bulmasına ve sonunda da çocuk gerçekte ne istiyorsa onu yaşamasına izin verir. Çocuklarının hayatına çok müdahale etmeyerek, kendi yolunu bulmasını sağlamak ister. Yavaş ebeveynlikte amaç, çocuğun kendi başarılarından zevk almasını ve bunlarla mutlu olmasını sağlamaktır. Yavaş ebeveynlik felsefesini benimsemiş ailelerin çocukları, hayatta karşılarına çıkan beklenmedik durumlarla çok iyi baş edebilirler.


    8-) BAĞLILAŞIMLI EBEVEYNLİK

    Bağlı/bağlılaşımlı ebeveynlikte en önemli şey, çocuk ve anne/baba arasında güçlü duygusal bağlar kurmaktır. Aile, çocuklarının ihtiyaçları konusunda çok hassastır ve her an desteğe hazırdır. Bağlılaşımlı ebeveynler doğal doğumu tercih eder ve bedensel cezalandırmaya karşı çıkar. Bu ailelerin çocukları güvende, mutlu ve barışçıl hissederler.


    9-) EŞİTLİKÇİ EBEVEYNLİK

    Bu ebeveynlik türünde, çocuklara demokratik bir ortam yaratmak adına seçenekler sunulur. Tüm aile, kuralları koymak ve bunlara uymak adına bir takım gibi beraber çalışır. Evde takım ruhu havası vardır. Ailevi konularda erken yaşta söz sahibi olmaya başlayan çocuklar, küçüklüklerinden itibaren uzlaşmacı bir anlayış edinirler. Aile, çocuğa karşı oldukça sorumlu davranır ve çocuk hata yaptığında bu, öğrenmenin bir parçası olarak kabul edilir.


    10-) SPİRİTÜEL EBEVEYNLİK

    Bu yaklaşımda aile, çocuğunun kendi yaşam görüşü doğrultusunda dini inançlarını şekillendirerek inancını seçmesine izin verir. Aile, çocuğun Tanrı ile arasında kuvvetli bir bağ kurduğunda ve ruhsal olarak zenginleştiğinde daha özgüvenli, mutlu ve başarılı bireyler olacağına inanır.


    11-) POZİTİF EBEVEYNLİK

    Oldukça yaygın olan bu ebeveynlik türünde aile çocuğa saygı ve güven çerçevesinde sevgi dolu, destekleyici, ilgili ve sıcak bir ortam sağlamaya çalışır. Çocukların beklenmedik durumlarla baş etmesini sağlamak için özgüvenlerini geliştirip, vizyon sahibi olmalarına yardım edilir. Burada aile daha çok çocuğun kendine güvenmesini, kendi kaderini tayin etmesini ve kendi yolunu bulmasını sağlayan bir rehber konumundadır. Çocuklar pozitif ebeveynliğe inanan bir ailede olumlu zihinsel tutumları benimsemiş, sosyal becerileri gelişmiş, düzgün karakter sahibi, kendine güvenen, mutlu ve verimli bir yaşam süren birer birey olarak yetişirler.


    12-) PLANLI YETİŞTİRME EBEVEYNLİĞİ

    Türkçe'de tam bir karşılığı bulunmayan bu terim, toplu, planlı yetiştirme anlamına gelir ve pozitif ebeveynliğin bir türüdür. Bu ebeveynlik türünde aile çocuğun kendi yeteneklerini keşfedip yolunu çizmesi için çocuğu birçok farklı türde ve dalda aktivite yapmaya teşvik eder. Genelde yüksek gelirli ailelerin benimsediği bu davranış modelinde yetişen çocuk, diğer çocuklara nazaran sosyal, sportif, sanatsal alanlarda daha fazla yer alma şansına sahip olduğu için birden fazla alanda yetenek sergileyebilen, çoklu sosyal beceri sahibi bir birey olur.


    13-) NARSİST EBEVEYNLİK

    Narsist ebeveynlik bir yöntemden ziyade bir duygu durum bozukluğudur. Narsist bir ebeveyn, narsist kişilik bozukluğuna sahiptir ve son derece kötü bir ebeveyndir. Çocuklarının, çocukça davranma özgürlüğünü bile kıskanabilen bu ebeveynler için çocukları sadece kendilerinin isteklerini ve ihtiyaçlarını yerine getirmek için vardır.
    Narsist bir anne/baba çocuğunun duygusal, sosyal ve ahlaki gelişiminde çok büyük tahribatlar yaratır. Çocuk yetişkinliğinde ya sahte bir üst kimlik yaratır veya ilişkilerinde aşırı bağımlı olur.


    14-) ŞEFKATLİ EBEVEYNLİK

    Bu yaklaşımda çocuk, ailesinin koruması altında çevresini keşfetmeye teşvik edilir. Aile, çocuğun ne istediğini anlamasını ve kendi kendine çevresini keşfetmesini ister. Aile bu keşifler sırasında çocuğu korumakla yükümlüdür. Yaratıcılığı, empatiyi ve sorumluluğu geliştirmeyi amaçlar. Şefkatli ebeveynlikle ilgili süregelen tek tartışma, erkek çocuklarda ilerleyen yaşlarda cinsel sapkınlık ortaya çıkarma olasılığıdır.


    15-) TOKSİK EBEVEYNLİK

    Toksik ebeveynlik terimi, kendi olumsuz davranışlarını çocuğun kimlik duygusunu yaralayacak şekilde çocuğa empoze eden ebeveynler için kullanılmaktadır. Toksik ebeveynler çocuklarını fiziksel, duygusal ve hatta cinsel olarak taciz ederler. Çocuğun duygusal gereksinimlerine karşı duyarsız ve/ya umursamazdırlar. Bu ebeveynler çocuklarının gelişimine o kadar zarar verir ki, çocuk bir yetişkin olduğunda da annesinin/babasının olumsuz izlerini taşımaya devam eder ve bazı durumlarda kendisi de benzer davranışlar sergiler.

    İçinde yetiştiğimiz aile, çevre. toplum, yaşam şartları ve hatta cinsiyet ve çocuğun cinsiyeti ailelerin benimsedikleri tutumu etkileyebilir. Babaların, erkek çocuklarına disiplinli yaklaşırken kız çocuklarına karşı daha şefkatli davrandıkları gözlenmiştir. Bazı aile ve kültürlerde durum tam tersidir.

    Vitrin


    En Çok Aranan Haberler