İngiltere'de gazetelerin manşetlerinde bugün, ülkede Perşembe günü gerçekleştirilecek AB referandumuyla ilgili haber ve yorumlar var.
Daily Telegraph, Londra eski belediye başkanı, Muhafazakâr Partili siyasetçi Boris Johnson'ın referandumla ilgili bir yazısını yayımlamış.
Manşette de bu yazı bulunuyor.
Boris Johson: Bu şansı kaçırmayalımJohnson yazısında, Ayrılalım kampanyasının temel argümanlarını sıraladıktan sonra seçmenlere bir çağrıda bulunuyor ve özetle şunu diyor:
"Bu, İngiltere'nin kaderini, demokratik olmayan AB projesinden, yeniden kendi ellerine geri alması için yegâne tek fırsat olacak.
"Bu fırsat bir daha ömrümüz boyunca bir daha karşımıza çıkmayacak. Bunu kaçırmamamız için dua ediyorum."
Johnson, seçmenlerin hayır oyu vererek hem ülkelerinin hem de Avrupa'nın tarihini değiştirebileceğini belirtiyor.
Times: Muhafazakâr Partili siyasetçi kamp değiştiriyorTimes'ın manşetindeki habere göre üst düzey Muhafazakâr Partili siyasetçi, eski Toplumlar ve Yerel Yönetimler bakanı Sayeeda Warsi, bugün yapacağı açıklamayla AB'den çıkma yanlılarının kampanyasına desteğini çekecek ve Kalalım kampına geçecek.
Times'a konuşan Warsi, bu kararı Ayrılalım kampanyasındaki 'nefret ve yabancı düşmanlığı' nedeniyle aldığını söyledi.
Warsi, ayrılma yanlısı UKIP'in (İngiltere Bağımsızlık Partisi) kampanya kapsamında kullandığı, göçmenlerin fotoğrafının yer aldığı ve üzerinde 'kırılma noktası' yazan posterinin, kendisi açısından bu kampanyaya desteğinde 'kırılma noktası' olduğunu söyledi.
Warsi 2014'te, hükümetin Gazze'deki savaşa yönelik tutumunu eleştirerek görevinden istifa etmişti.
Anket sonuçlarıGazetelerde referandumla ilgili son anket sonuçları da bulunuyor.
I gazetesinin aktardığına göre geçtiğimiz birkaç gün içinde yapılan anketlerin sonuçları çetin bir mücadelenin yaşandığını gösteriyor.
Gazetenin aktardığına göre son günlerde yapılan anket sonuçları şöyle…
BMG (17 Haziran): Kalalım % 46, Ayrılalım % 43
Survation (18 Haziran): Kalalım % 45, Ayrılalım % 42
YouGov (18 Haziran): Kalalım % 44, Ayrılalım % 43
Survation (18 Haziran): Kalalım % 44, Ayrılalım % 44
FT farklı verileri bir araya getirerek her iki kampın da % 44 oranında bulunduğunu yazıyor.
Nobel ödüllü iktisatçılardan AB'de kalma çağrısıGuardian'ın manşetinde ise Başbakan David Cameron'ın referandumla ilgili açıklamaları var.
Cameron dün, BBC'nin referandumla ilgili özel programına katıldı ve izleyicilerin sorularını yanıtladı.
Cameron Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyip desteklemeyeceğine dair soruya cevap verirken, 'bunun önümüzdeki on yıllar içinde gerçekleşmesinin mümkün olmadığını' söyledi.
Cameron seçmenlere AB'den ayrılma kararı durumunda ortaya çıkacak olumsuzluklarla ilgili, ekonomistlerin çağrılarına kulak vermeye de çağırdı.
Guardian'ın iç sayfalarındaki haberde ise ödüllü bir grup ekonomistin AB'de kalma çağrısı yaptığı aktarılıyor.
Nobel ödüllü 10 ekonomist, Guardian'a gönderdikleri mektupta şunları belirtmiş:
"Brexit, İngiltere'nin hem Avrupa'nın geri kalanı hem de ABD, Çin, Kanada gibi önemli pazarlarla gelecekteki ticari anlaşmalarıyla ilgili çok büyük bir belirsizlik yaratacaktır.
"Bunların etkileri, bir seferlik olsa da, yıllarca sürecektir. Dolayısıyla ekonomiyle ilgili düşünceler açık olarak AB'de kalmanın lehinedir."
FT: İspanya'nın en popüler siyasetçisi 30 yaşında bir MarksistFinancial Times, İspanya'da Pazar günü gerçekleştirilecek genel seçimlere Podemos'la ittifak yaparak giren Birleşik Sol'un lideri Alberto Garzon'la bir röportaj yapmış.
FT, bu ittifakın Garzon'a hükümette yer alma ihtimali sağlayabileceğini yazıyor.
Garzon'u İspanya'nın en popüler siyasetçisi olarak tanıtan haberde özetle şu ifadeler yer alıyor:
"İspanya'nın en popüler siyasetçisi, monarşi ve kapitalizmin sonunda kendi çelişkilerinin ağırlığı altında yıkılacağına inanan, 30 yaşındaki bir Marksist ekonomist.
"Garzon'un öncelikle kendisinin kabul ettiği üzere bu, tuhaf bir sonuç. 'Benim gibi komünist, cumhuriyet isteyen birinin kamuoyu yoklamalarında en değerli siyasetçi olarak ortaya çıkıyor olması, bu ülkede bir şey oluyor anlamana gelmektedir' diyor Izquierda Unida (Birleşik Sol) lideri Alberto Garzon."
Pazar günkü genel seçimlerde bu durumun teyit edileceğini belirten haber şöyle devam ediyor:
"Anketler, Garzon'un grubuyla daha büyük olan Podemos partisini bir araya getiren sol ittifak Unidos Podemos'un yüzde 25 oy alma yolunda olduğunu ortaya koyuyor. Bu, Unidos Podemos'u (Birlikte Yapabiliriz) meclisteki en büyük ikinci blok haline getirecek ve yeni kurulmuş bu ittifakı bir sonraki İspanya hükümetine önderlik için gerçek bir aday yapacaktır.
"Bu, sadece (sonuçsuz 2015 seçimleri sonrası) bir tekrar değil. Bu, siyasi manzarayı değiştirebilecek bir yeni seçim. Gerçekten hükümet olma şansımız var."
Haberde CIS araştırma enstitüsü tarafından yapılan ankette Garzon'un, Başbakan Mariano Rajoy ve Podemos'un popüler lideri Pablo Iglesias'ın önünde, İspanya'nın en fazla oy verilen parti lideri olduğu sonucu çıktığı belirtiliyor.
FT, bu iki genç liderin iyi anlaştığını, bununla birlikte aralarında farklar olduğunu yazıyor.
Gazeteye göre hitap tarzı açısından Iglesias tutkulu ve duygulu bir konuşma tarzına sahipken Garzon ise daha didaktik bir üslup benimsemiş durumda.
İdeolojik olarak da ayrılıklar olduğunu yazıyor FT:
"Biz daha ortodoksuz. Sınıf mücadelesine inanmaya devam ediyoruz ve kapitalizmin alt edilmesi gereken bir sistem olduğuna inanıyoruz. Onlar (Podemos) post-Marksistler. Ancak aynı yörüngeye, aynı köklere sahibiz."
Birleşik Sol'un Aralık ayındaki seçimlerde yüzde 4 oy aldığını, parlamentoda yüzde 1 oranında temsil edildiğini, şimdiyse ittifak nedeniyle iki partinin de daha fazla sandalyeye sahip olacağını yazıyor gazete.
FT, hükümetin durumunu, sağcı Halkçı Parti'yi mi yoksa sol ittifakı mı destekleyeceğine karar verecek olan sosyalistlerin belirleyeceğini yazıyor.
Garzon, hükümet olmaları durumundaysa kapitalizmin bir gecede ortadan kalkmayacağını belirtmiş:
"Garzon'a göre, Unidos Podemos'un liderliğindeki bir hükümet, İspanya'nın sosyal ve ekonomik modelini radikal ve anlık olarak değiştirmeye kalkmayacak. 'Kapitalizmin bir gecede sona ermeyeceğini biliyoruz' diyor.
"Grup bunun yerine, bir kamu istihdam programı üzerinden 300 bin iş yaratacak. Bunu sermayenin gelir vergilerini yükselterek, iş dünyasının vergi ve masraf indirimlerini durdurarak finanse edecek. 'Oldukça klasik, sosyal demokratik önlemler' diyor Garzon.
"Aynı zamanda Unidos Podemos, AB'nin ekonomi politikasının daha genişlemeci bir tutuma doğru değişmesi için Yunanistan, İtalya ve Portekiz gibi ülkelerin yürüttüğü geniş çaplı çabaya katılacak.
"Brüksel şunu anlamalı ki, eğer İspanya'da kesinti politikalarını uygulamaya devam ederlerse sosyal aciliyet durumumuz daha kötü olacak ve bu sadece faşizmin yükselişine yardım edecek. Bunu hâlihazırda Avusturya ve diğer AB ülkelerinde görüyoruz."