Samsun’un Bafra ilçesinde bulunan Arkeoloji ve Etnografya Müzesi teşhir salonları ve tarihi eserleri ile ziyaretçilerini ağırlıyor. Sözlü kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Büyük Camii Mahallesi, Gazi Paşa Caddesi'nde 1850 yıllarında Osmanlı tebaasından Dimitri Ağa konutu olarak inşa edilen tarihi bina Cumhuriyet döneminde farklı kurumlar ve farklı kişiler tarafından farklı işlerde kullanıldı. 2006 yılında müze olmak şartıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredildi. 2011 yılına kadar müzenin restorasyon ve teşhir işleri tamamlandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2011 yılında müze olarak açılışı yapıldı. 3 katlı inşa edilen müzenin giriş katında etnografik eserler, birinci katında arkeolojik eserler sergileniyor. Etnografya katında Bafra çevresinden toplanan 19. yüzyıldan günlük kullanımda kullanılan etnografik eserler yer alıyor. Arkeoloji katında Bafra’ya 7 kilometre mesafede bulunan İkiztepe Ören Yeri'nden çıkartılan arkeolojik eserler ve Roma, Bizans ve Helenistik döneme ait eserler bulunuyor. Müze bahçesinde de arkeolojik taş eserler sergileniyor.
3 BİN YILLIK KAFATASINDA AMELİYAT İZİ
Bafra Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nin giriş katında etnografik eserler mevcut. Bu katta bulunan odalarda geleneksel Bafra evinin günlük yaşamına uygun olarak hazırlanan mutfak, oturma odası ve yatak odası yer almakta. Müzede de 19'uncu yüzyılın ikinci yarısı ile 20'nci yüzyılın ilk yarısına ait eserler bulunmakta. Sergilenen eserler arasında, pişmiş toprak tanrıça figürleri, çanak çömlekler, bilezik, küpe ve kolye gibi takılar, baltalar, ağırşaklar, cam eserler, amforalar bulunmakta.
En dikkat çekici sergilerden biri İlk Tunç Çağı mezarından çıkarılan, üzerinde ameliyat izleri görülen kafatası. 2 bin 152 metrekarelik bir alana sahip müzede İlk Tunç Çağı’ndan yakın tarihe dek uzanan geniş bir tarih aralığında toplam bin 520 adet arkeolojik ve etnografik eser yer almakta.
KAFATASI AMELİYATI NEDEN YAPILDI, BAŞARILI OLDU MU?
İlk Tunç Çağı’na, M.Ö. 3000 yılına ait ameliyatlı kafatası örneğine 2 sebeple müdahale edilmiş olunacağı düşünülüyor. Birincisi travma gidermeye yönelik uygulanan ameliyat, ikincisi ise kötü ruhları kafatasından çıkarmak için gerçekleştirilen bir ameliyat. Ancak İkiztepe topluluğunun savaşçı bir topluluk olmasından dolayı kafasına bir darbe almış olabileceği üzerinde daha çok duruluyor. Yapılan müdahalenin ise trepanasyon olabileceği düşünülüyor. Trepanasyon eski dönemlerden bu yana kullanılan bir teknik olduğundan neolitik ve mezolitik dönemden beri uygulandığı düşünülüyor. Yapılan incelemer sonucunda kafatası ameliyatı geçirdikten sonra bireyin bir süre daha hayatta kaldığı anlaşılıyor. Çünkü kemikte iyileşme süreci gözleniyor.
İHA