Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü, 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Kazanılmış Bağışıklık Yetmezliği Sendromu'nun (AIDS) virüs yoluyla bulaşan bir hastalıklar bütünü olduğu belirtilen açıklamada şöyle denildi: "Vücudun savunma sistemini zayıflatır, çoğunlukla cinsel yolla bulaşır. Halsizlik, kilo kaybı, ateş, gece terlemeleri, genital bölgede iyileşmeyen yaralar, zatürre gibi enfeksiyon belirtileridir. Dünyada her gün 7000 yeni HIV enfeksiyonu meydana geldiği tahmin edilmektedir. Etkilenen kişilerin çoğu en üretici çağlarından olan 25 yaş altındaki gençlerdir. Halen dünyada 33 milyon erişkin ve çocuk HIV ile enfekte olmuştur. Yeni HIV vakalarının tahmini sayısı 2.5 milyon HIV/AIDS'li çocuk sayısı 2.1 milyon."
Ülkemizde, 1985 yılından bu yana AIDS/HIV enfeksiyonu görüldüğü belirtilen açıklamada, "1985 yılında 1 AIDS ve 1 taşıyıcı toplam iki olan vaka sayısı Haziran 2008 itibariyle 682 AIDS ve 2493 taşıyıcı toplam 3175'e ulaşmıştır" bilgisi verildi. Enfekte hastaların yarısından çoğunun hastalığı cinsel ilişki yoluyla, başlıca heteroseksüel ilişkiden aldığı anlatılan açıklamada, "Yüzde 58 homo/biseksüel cinsel ilişki toplam sayının yüzde 8'ini ve ilaç bağımlıları da toplam sayının yüzde 4'ünü oluştururken kan naklinden ortaya çıkan vakalar yüzde 2'de kalmaktadır. Ülkemizde en fazla etkilenen nüfus 25-49 yaş grubundadır" ifadeleri kullanıldı.
Sağlık Müdürlüğü'nün açıklamasında AIDS'den korunmak için şu tavsiyelerde bulunuldu:
"AIDS'in ailelerimizi ve toplumumuzu parçalamasına izin vermemeliyiz. Hastalık taşıyorsak kan bağışında bulunmamalıyız. Gizlilik ve iki yüzlülük HIV için güzel bir giriş kapısı. Hastalık taşıyorsak cinsel parterimize durumumuzu açıklamalı ve onu hastalığımızdan korumak için kondom/prezervatif kullanmalıyız. Tek eşliliği ve sadakati önemsemeliyiz. Birden farklı kişiyle ilişki geriye dönüşümsüz sonuçlar doğurabilir. Kondom/prezervatif kullanımını önemsemeliyiz. Korumasız ilişkiler hayatımızı karartabilir."
AIDS'in kimde olduğunun dışarıdan bakarak anlaşılamayacağı belirtilen açıklamada şu bilgiler verildi:
"Bu nedenle korunmasız her ilişkide risk olduğunu bilmeli ve kendimizi korumalıyız. Sosyal, kültürel ve ekonomik nedenler sonucu erkekler kadınlarla olan ilişkilerinde daha etkin bir durumda. Bu durum onlara gerekli önlemleri almak konusunda daha fazla kontrol ansı ve sorumluluk getirmektedir. Onurlu davranışın kendimizi ve çevremizdekileri korumaktan geçtiğini unutmamalıyız."
AIDS'liye ve ailelerine yardımcı olmak gerektiği belirtilen açıklamada şöyle denildi:
"Onların inkar tepkileri ve depresyona girmeleri ile mücadele etmeliyiz. Sizin başınıza gelseydi ne hissederdiniz? Çocuklarımızı ve gençleri hayatın bir gerçeği olan cinsellik konusunda aydınlatmalı ve korunma yollarını anlatmalıyız. Cinselliği yok saydığımız zaman çocuklarımız bu konuya daha bir ilgi duyar ve başka yerlerden öğrenmek isterler. HIV/AIDS taşıdığını öğrendiğimiz kişileri suçlamamalı, yargılamamalı ve dışlamamalıyız. HIV/AIDS günlük yaşamdaki sosyal ilişkilerle, yanaktan yanağa öpüşmek ile aynı tabaktan yemek yemek ile aynı bardak, kaşık, çatalı kullanmak ile, aynı kıyafetleri kullanmak ya da aynı tuvalet/banyoyu kullanmakla bulaşmaz."
HIV'a yakalananları dışlamamak gerektiği belirtilen açıklamada ayrıca şu tavsiyelerde bulunuldu:
"Onlara destek olmalı, onların da bizlerle aynı haklara sahip olduğunu unutmamalıyız. Damar yoluyla uyuşturucu kullanımı yüksek HIV bulaşma riski taşır. Bu nedenle çocuklarımızı ve gençlerimizi uyuşturucu maddelerden korumalı, arkadaşlarını tanımaya çalışmalı, çocuklarımızla iyi iletişim kurmalıyız."