Acıbadem Kadıköy Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet İşyar ayak bileği eklemlerinin bu güçlü yapılarına rağmen, spor yaralanmalarında en sık etkilenen eklemlerden biri olduklarına dikkat çekerek, “ Üstelik ayak bilekleri sadece spor yaparken değil, günlük hayatımızda da birçok riskle karşı karşıya kalıyorlar” diyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet İşyar ayak bileğinde hasar oluşturan hatalı alışkanlıkları anlattı, önemli bilgiler verdi.
Bu hatalar ayak bileğine hasar veriyor
Doç. Dr. Mehmet İşyar, ayak bileğine hasar veren hatalı alışkanlıkları şöyle sıralıyor:
Isınma hareketi yapmadan spora başlamak,
Hatalı egzersiz ve spor yapmak,
Ayak bileğini güçlendiren germe egzersizleri yapmamak,
Sık sık, topuklu ayakkabı gibi, ayak yapısına uygun olmayan ayakkabı giymek,
Koşmak, merdivenden inip çıkmak gibi hareketlerin yanı sıra ani hareketlerle ayak bileğini aşırı zorlamak,
Spor yaparken ayak yapısına ve spor çeşidine uygun ayakkabı seçimi yapmamak,
Kötü beslenmek. Bu alışkanlığımız bir yandan ayak bileğinin baş düşmanlarından obeziteye yol açarken, bir yandan da kemik, kıkırdak, tendon ve ligaman gibi tüm doku ile yapıların anatomik özelliklerinin kaybolmasına yol açıyor.
Uzun süre ayakta kalmak. Ne kadar uzun süre ayakta kalırsak eklemlerin yük taşıma oranı o kadar artıyor. Eklemlerdeki yük arttıkça kıkırdak yapısında dejenerasyon denilen aşınma daha erken yaşta oluşuyor.
Sigara içmek. Sigara dolaşım sistemini olumsuz yönde etkilediği için damarlarda kasılma ve bozulmaya yol açıyor. Bunun sonucunda ayakta Burger hastalığını tetikleyebiliyor. Ayrıca tendon, kıkırdak, kemik ve kas gibi tüm dokulardaki hasarlarda iyileşmeyi yavaşlatıyor.
Ağrı birkaç günde geçmemişse, dikkat!
Ayak bileğindeki sorunlarda erken tedavi oldukça önem taşıyor. Çünkü tedavide gecikildiğinde ayaklardaki problem daha da ilerleyerek stres kırıkları gibi yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen soruna dönüşebiliyor, hatta kalıcı hasarlar bırakabiliyor. Doç. Dr. Mehmet İşyar bu nedenle ayak bileğindeki ağrı birkaç gün istirahate rağmen geçmemişse, şiddetliyse, ayak bileğinde şişlik, ısı artışı veya kızarıklık varsa zaman kaybetmeden mutlaka bir uzmanına başvurmak gerektiği uyarısında bulunuyor.
Kıkırdak yaralanmalarından stres kırığına
Doç. Dr. Mehmet İşyar ayak bileği ağrısının birçok sorunun habercisi olabildiğine işaret ediyor. En sık görülen sebebi, ayak bileğinin burkulmaları ile burkulma sonrasında yırtılan ve zarar gören tendonların tam olarak iyileşememesi. Eğer ağrı ihmal edilip doktora başvurulmazsa bu yapıların tam olarak iyileşememesi tekrarlayan burkulmalara neden oluyor ve bunun sonucunda ayak bileğindeki kıkırdaklara zarar veriyor. Kıkırdakların hasar görmesi de “Osteokondral defekt” denilen kıkırdak yaralanmalarına yol açabiliyor. Ayak bileğinde oluşan ağrının bir başka sebebi de ayak bilek kemiğinin çok küçük bir şekilde kırılması nedeniyle gelişen stres kırığı veya tendon iltihaplanması (tendinit) olabiliyor. Topuk arka kısmında özellikle sabahları daha belirgin olan ve üzerine basmakla ağrıyan kemik çıkıntısı Haglund Deformitesi, genellikle 3. ve 4. ayak tarak kemikleri arasında gelişen ve yanma-huzursuzluk hissi veren ağrı da morton nöroma probleminin habercisi olabiliyor”
Tedavi altta yatan nedene göre planlanıyor
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet İşyar ayak bileğinde yaşanan sorunların tedavisinin altta yatan nedene göre planlandığını vurguluyor. Ayak bileğinde oluşan problemlerde istirahat, buz kompresyonu ile fizik tedavi egzersizleri gibi konservatif tedavilerden kapalı ve açık cerrahiye kadar birçok yöntem mevcut. Doç. Dr. Mehmet İşyar konservatif tedavilerden fayda görülememesi durumunda öncelikle kapalı cerrahi yöntemini tercih ettiklerini belirterek bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Örneğin çeşitli kemik sıkışması sendromlarında artroskopik ayak bileği cerrahisiyle tüm işlemler bir santimden daha küçük olan 2-3 deliklerden girilerek yapılıyor. Bu sayede hastalar ameliyatın ertesi günü hastaneden taburcu olabiliyor ve açık cerrahiye oranla daha kısa sürede iyileşiyorlar.” Ameliyatın yeni kıkırdak oluşumu desteklemek için kök hücre, PRP\PRF, bir başka deyişle kendi hücrelerinin onarma gücünü kullanan tedavilere de başvurulabiliyor. PRP\PRF yöntemlerinde hastanın kendi kanındaki trombosit adı verilen hücrelerin içerisinde yer alan birçok faktör kullanılarak kıkırdak, kemik gibi dokuların onarımı sağlanıyor”