ANKARA (ANKA) –Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, mübadeleyle ilgili tartışma yaratan sözleriyle ilgili olarak "Asacaksanız da beni asacaksınız ne yapacaksanız da bana yapacaksınız" dedi.
Gönül, bedelli askerlikle ilgili sorulara kendisinin "Gündemimizde yok", Genelkurmay Başkanlığının da "Bugün için mümkün değildir" yanıtını verdiğini belirterek "Şimdi Türkiye'nin içinde bulunduğu stratejik ortamı v.s hesaba katarsanız, bugün için Genelkurmay'dan böyle bir teklifin gelmesini biz de beklemiyoruz" diye konuştu. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Savunma Bakanlığı ve Savunma Müsteşarlığının bütçeleri kabul edilirken, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Brüksel'de yaptığı konuşmayla gündeme gelen mübadeleyle ilgili sözlerine açıklık getiren Bakan Gönül, bir devlet kurulurken iki hususun önemli olduğunu, bunlardan birinin ‘milletin teşekkülü ve ihyası' diğerinin de ‘ekonominin ihyası' olduğunu söyledi. Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği savunma bakanları toplantısında, Atatürk'ün bu manada ne kadar dirayetle hareket ettiğini anlatmak üzere İzmir Kongresini, kapitülasyonların kaldırılmasında ekonomide yaşananları anlattığını ifade eden Gönül, "Osmanlı bir imparatorluktu veya cihan devletiydi, milletler sistemi değişik ıslahatlar yapılmasına rağmen toparlanamadı. Neden? Çünkü Fransız ihtilalinin getirdiği milliyetçilik hareketleri vardı. Atatürk'ün yaptığı Cumhuriyeti kurmak ve bunun yanında 'nation bulding' olarak gerekli tedbirleri almaktı. 'Mübadelede bunlardan biridir' diye söyledik. Şimdi mübadele, belki bugünün çok gerisinde kalmış ama yapılan ve şükranla bahsedilen iyilikler söylenirken, 'Şu mahsurlu tarafları da oldu' demek bana düşmez. Ama bilinmesi gereken, bu ülkede biz kimseyi zorla dışarı göndermedik. Nasıl oldu? Daha Cumhuriyet kurulmadan, 30-31 Ocak 1923'de Yunanlılarla mübadele anlaşması yapıldı. Bu, Cemiyeti Akvam'ın nezareti altında yürütüldü. 4 Yunanlı, 4 Türk, 3 de Cemiyeti Akvam temsilcisi vardı. Tahminlere göre, '1,5 milyon biz gönderdik. 500 bin de biz aldık.' Elbette üzüntüler oldu, başka şeyler oldu ama bir vakayı tespitten ibarettir bu. Yoksa kimsenin zorla bir yere götürüleceği yoktur. Nitekim yanlış aktarılınca, oradaki arkadaşlar anlayamadı bunu, belki de başka kasıtları vardı."diye konuştu.
-"SÖZLERİMDE KİMSENİN DAHLİ YOK ASACAKSANIZ DA BENİ ASACAKSINIZ"-
Sözlerinin tarihteki bir olayın anlatılmasından ibaret olduğunu bugünle ilgisi olmadığını daha önce yaptığı açıklamalarda dile getirdiğini ifade eden Gönül, azınlıkların bugün Türkiye'nin zenginliği olduğunu söyledi. Yaptığı açıklamaların yanlış aktarıldığını ifade eden Gönül, 'Mağdurlar için üzüntüden başka diyeceğimiz bir şey yoktur. Konu, bugünün konusu değildir. Konu, 10 Ocak'ta Atatürk'ün bir milleti meydana getirirken, öngörülerinin bir şükran duygusu olarak ifadesinden ibarettir. Brüksel'de yaptığım konuşmamda bakanlığımızın hiçbir katkısı yoktur, tamamen benim tarafımdan yapılmıştır. Hükümetimizin hiçbir görüşü yoktur. Yani asacaksanız da beni asacaksınız. Ne yapacaksanız da bana yapacaksınız. Yoksa kimsenin bir dahli yoktur."diye konuştu.
-"PARALI ASKERLİK GÜNDEMİMİZDE YOK"-
Bakan Gönül, bedelli askerlikle ilgili sorulara daha önce de ‘gündemimizde yok' yanıtını verdiğini, Genelkurmay Başkanlığı'nın ise ‘Bugün için mümkün değildir' dediğini belirterek "Paralı askerlik için yeni kanun çıkarmaya ihtiyaç yok. Mevcut kanunda ‘Genelkurmay'ın ihtiyaç bildirmesi halinde, paralı askerliğin tatbikata konulacağı'na yer veriliyor. Bu nedenle gündemimizde yok açıklaması yaptım. Çünkü Genelkurmay bize ‘ihtiyaç fazla var' diye bildirmiyor. Genelkurmay da ‘mümkün değil' diyor. İhtiyaç fazlası yok. Çünkü 2003 yılında askerlik süreleri kısaldı. Bu asker mevcudumuzun yüzde 17 azalması manasına geldi. Şimdi Türkiye'nin içinde bulunduğu stratejik ortamı v.s hesaba katarsanız, bugün için Genelkurmay'dan böylebir teklifin gelmesini biz de beklemiyoruz" diye konuştu.
-"HABERLEŞMEDE GİZLİLİK KESİN SAĞLANIYOR"-
Gönül, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde haberleşmede gizlilik sağlanıp sağlanmadığı yönündeki bir soruya ise "'Haberleşmede gizlilik kesin sağlanabiliyor. Özelleştirmeyle haberleşme hatlarının özel şirkete verilmesinden önce, askerimiz tedbirini almıştı. Hem özel hatlar hem kriptolu haberleşme vasıtasıyla en ileri seviyede gizlilik sağlanmaktadır" karşılığını verdi.
-"MÜSLÜMAN CUMHURBAŞKANI SÖZÜ BANA AİT DEĞİL"-
Bakan Gönül, CHP Muğla Milletvekili Gürol Ergin'in "Bir dindar cumhurbaşkanı seçiliyor. Ondan önceki cumhurbaşkanları dindar değil miydi?' şeklindeki eleştirilerine de yanıt verdi. "Dindar Cumhurbaşkanı" sözünün kendisine ait olmadığını ifade eden Gönül, "Sadece bakanların olduğu bir yerde yapılan konuşmalar çarpıtılarak dışarıya sızdırılıyor. Arkadaşlarımız bana iltifat ettiler. Herhalde iltifatı uygun görmeyen birisinin beni yıpratmak için söylediği bir söz olsa gerek. Kamuda 48 yıllık hizmetim var ve hep vitrinde çalıştım. Tavrım da tarzım da belli" diye konuştu.
-"TÜRKİYE'NİN EGE'DE TUTUM VE DAVRANIŞINDA HİÇBİR DEĞİŞİKLİK YOK"-
Bakan Gönül, Türkiye'nin Ege'deki tutum ve davranışlarında hiçbir değişikliğin sözkonusu olmadığını da bildirdi. Doğu Akdeniz'de kıta sahanlığı sorununda yeni gelişmeler olduğunu belirten Bakan Gönül, "Basına yansıdığı gibi Meis adası güneyinde bir anlaşmazlık var. 1 fırkateynimiz görevinin başında" dedi. Kıbrıs'ta en önemli hususlardan birinin ‘garantörlük' olduğunu yineleyen Gönül, Türk askerinin adada kalmaya devam edeceğini ifade etti. Anti personel mayınları ihalesinin "Bu ihalenin askerle ve Milli Savunma Bakanlığı bütçesiyle yapılmasının mümkün olmadığı"nın anlaşılmasının ardından Maliye Bakanlığı'na verildiğini söyleyen Gönül, terörle mücadele konusunda ABD ile istihbarat paylaşımına ilişkin bir soruya da şu karşılığı verdi:
"Şimdi hiçbir konuda ABD'den izin almaya ihtiyacımız yoktur. Hele hele operasyonlarda hiç ihtiyacımız yoktur. Ancak başka bir ülkeye giriyorsanız, hava sahası kimin kontrolündeyse elbette mutabakata ihtiyacınız var. 5 Kasım'da yapılan budur. Çünkü Irak'ın hava sahasından ABD sorumludur. Şimdi gündemde olan anlaşmaya göre de bu hava sahasının sorumluluğunun devri, tamamen terkten önceki bir tarihe alınmıştır."