HABER

Başbakan Yıldırım, İspanyol basınına konuştu

Başbakan Yıldırım (2): - "(Suriye'deki iç savaş) Birleşmiş Milletler, koalisyon güçleri, Avrupa'nın da burada aktif rol alması lazım" - "Ta ki 911 kilometre sınırımızın her noktasında güvenlik sağlanıncaya kadar, terör unsurları temizleninceye kadar bu çalışmaları sürdüreceğiz" - "Başlangıçta, barış sürecinde istense de istemese de Esed, rejim bir gerçektir ve paydaşlardan biridir. Herkes de bunu kabul ediyor. Ama orta ve uzun vadede bu kadar acılar yaşandıktan sonra, bu kadar kin ve nefret olduktan sonra bu iş yürümez" - "(Erken seçim kararı) Gerek muhalefet, gerek bazı çevreler sürekli bu seçimlerin öne alınması gerektiğini, bu kadar beklemenin doğru olmadığını, çünkü kendilerinin iktidara gelmek istediklerini ve buna hazır olmak istediklerini söylediler. Biz de bu taleplerini kırmadık, kararımızı değiştirdik, olay bundan ibaret" - "(S-400'lerin alınması) Yunanistan NATO ülkesi değil mi, onda da Rus füzesi var. Bu soru ona soruldu mu acaba? Burada da bir çifte standart var" - "Fetullah Gülen'i ilk andan itibaren Amerika'dan istedik. Şu ana kadar ses soluk yok. Bekliyoruz, bakalım ne zaman harekete geçecekler?"

MADRİD (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, hükümet dışından gelen zorlamalarla erken seçim kararını aldıklarını belirterek, "Gerek muhalefet, gerek bazı çevreler sürekli bu seçimlerin öne alınması gerektiğini, bu kadar beklemenin doğru olmadığını, çünkü kendilerinin iktidara gelmek istediklerini ve buna hazır olmak istediklerini söylediler. Biz de bu taleplerini kırmadık, kararımızı değiştirdik, olay bundan ibaret." dedi.

Yıldırım, İspanya temasları sırasında İspanyol gazetecilere yönelik basın toplantısı düzenledi. Suriye'de Türkiye'nin önceliğinin bir an önce çatışmaların durdurulması ve kalıcı çözümün ve barışın sağlanması olduğunu kaydeden Yıldırım, "Aslında Suriye'de barışın sağlanmasına yönelik en büyük katkıyı Türkiye sağlıyor. Suriye'deki savaştan da en büyük bedeli Türkiye ödüyor." değerlendirmesini yaptı.

- "Avrupa'nın da burada aktif rol alması lazım"

DEAŞ'la en etkili ve anlamlı mücadeleyi Türkiye'nin yaptığını ifade eden Yıldırım, Suriye'de Rusya ve İran ile beraber gerilimin azaltılması, ateşkesin sağlanması noktasında çok ciddi mesafeler alındığını söyledi.

Ancak bunun kalıcı barışa kalıcı çözüme dönüştürülmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, "Bunu Cenevre sürecine taşımamız lazım, Birleşmiş Milletler (BM), koalisyon güçleri, Avrupa'nın da burada aktif rol alması lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin bölgede yaptığı çalışmalarla aslında Avrupa'nın güvenliğini sağladığını ifade eden Yıldırım, "Biz bunun takdir edilmesini beklerken Türkiye'nin oradaki yaptıkları hakkında bilen bilmeyen bazı AB ülkeleri ileri geri laflar ediyorlar ve bizi üzüyorlar. Doğrusu, Suriye'de bugün düne göre daha iyi durumdayız." dedi.

- "Ta ki 911 kilometre sınırımızın her noktasında güvenlik sağlanıncaya kadar"

Suriye'nin geleceğinin, silaha, teröre bulaşmamış bütün etnik grupların temsil edildiği ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlandığı kalıcı bir çözüm olduğunu kaydeden Yıldırım, Türkiye'nin dışında diğer ülkelerin de katkı sağlamasının önemine dikkati çekti.

Türkiye'nin güvenliğini sağladığı bölgelerde normal hayata dönüldüğünün altını çizen Yıldırım, "Ama Fırat'ın doğusunda hala oradaki terör örgütü maalesef yerel halka baskı uygulamaya, çocuklarını ellerinden almaya, mallarını almaya, kadınların ırzına geçmeye devam ediyor. Buna karşı tabii bizim mücadelemiz de sürecek. Ta ki 911 kilometre sınırımızın her noktasında güvenlik sağlanıncaya kadar, terör unsurları temizleninceye kadar bu çalışmaları sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.

- "Barış sürecinde istense de istemese de Esed rejimi bir gerçektir"

ABD'nin terör örgütü PYD-YPG'ye silah vermesini eleştiren Yıldırım, "Amerika gibi büyük bir ülke, böyle bir yanlışın içinde olmamalı. Biz bunu her zaman söylüyoruz ve bu yanlıştan bir an önce de dönmesini bekliyoruz." şeklinde konuştu.

Esed'in Suriye'nin geleceğinde söz sahibi olmasının söz konusu olmadığını vurgulayan Yıldırım, "Ancak başlangıçta, barış sürecinde istense de istenmese de Esed rejimi, bir gerçektir ve paydaşlardan biridir. Herkes de bunu kabul ediyor. Ama orta ve uzun vadede bu kadar acılar yaşandıktan sonra, bu kadar kin ve nefret olduktan sonra bu iş yürümez." dedi.

- "Sürekli bu yönde kararlılığın gösterilmesi esas olmalıdır"

Barışın kalıcı ve sürdürülebilir hale gelmesi için bütün ülkelerin rekabeti ve kısa vadeli bireysel hesapları bir kenara bırakarak koordinasyon ve iş birliği içinde çalışmasında fayda olduğunu kaydeden Yıldırım, "Bu yönde de ilerlemeler var. Biraz daha gayret etmemiz lazım. Mesela geçenlerde ABD öncülüğünde bu kimyasal saldırıya karşı verilen cevap olumlu bir adımdır. Bunların bir olaydan sonra değil, sürekli bu yönde kararlılığın gösterilmesi esas olmalıdır. Yoksa kamuoyunu sakinleştirmek için bir hareket yapıp sonra işi tekrar kaderine bırakmak çözüme ciddi katkı sağlamaz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Bu zorlamalarla, dışardan gelen zorlamalarla böyle bir karar almak durumunda kaldık"

Başbakan Yıldırım, erken seçimlerin ekonomiye muhtemel etkilerine ilişkin bir soru üzerine, seçimlerin 3 Kasım 2019'da yapılmasının planlandığını hatırlatarak, "Ama gerek muhalefet, gerek bazı çevreler sürekli bu seçimlerin öne alınması gerektiğini, bu kadar beklemenin doğru olmadığını, çünkü kendilerinin iktidara gelmek istediklerini ve buna hazır olmak istediklerini söylediler. Biz de bu taleplerini kırmadık, kararımızı değiştirdik, olay bundan ibaret." dedi.

- Seçimlerin ekonomiye etkisi

Hükümetin gündeminde erken seçimin bulunmadığını vurgulayan Yıldırım, "Ama bu zorlamalarla, dışardan gelen zorlamalarla böyle bir karar almak durumunda kaldık. Dolayısıyla bir an önce seçim olsun, yatırımcılar, iş adamlarımız uzun vadeli kararlarını da daha rahatlıkla versinler istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Türkiye ekonomisinin güçlü olduğunu söyleyen Yıldırım, "Son 15 yıl içerisinde Türkiye, ortalama yüzde 5,7 büyüdü. Dünya krizden krize sürüklenirken, etrafında ateş çemberi, her türlü istikrarsızlık mevcut olduğu halde Türkiye, bunu yapmayı başardı. Aslında sorun da bu. Türkiye nasıl bu kadar zor şartlarda bu işleri başarıyor? Bazıları bundan rahatsız oluyor. Ama onlar rahatsız olacak diye bizim ülkemiz için yapmamız gerekenleri yapmaktan vazgeçemeyiz." şeklinde konuştu.

Yıldırım, Garanti Bankasının yarısını satın alan BBVA yönetiminin, Türkiye'de daha fazla iş yapmak istediğini, bunun için de seçimlerin bitmesini beklediğini kendisine söylediğini aktardı.

- "Türkiye'yi hiç kimse bu konuda suçlayamaz"

Yıldırım, Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alınması ve bunun NATO sistemleri ile uyumlu olmamasına yönelik eleştirilere ilişkin bir soru üzerine, şunları söyledi:

"Yunanistan NATO ülkesi değil mi, onda da Rus füzesi var. Bu soru ona soruldu mu acaba? Burada da bir çifte standart var. Yunanistan'da Rus füzesi var, biliyor muydunuz? Dolayısıyla anlamsız. Biz NATO ülkelerinden bu silahları almak için çok gayret ettik. Fakat maalesef Suriye'de bunca roket saldırılarına maruzken İspanya geldi bize Patriot'u ödünç verdi. Paramızla alamadık ama oradaki teröristlere bedava silah veren dostlarımız var. Türkiye'yi hiç kimse bu konuda suçlayamaz. Türkiye ulusal güvenliğini teminatı altına almak için her türlü tedbiri almaya muktedirdir. Biz de bunu yaptık, yaptığımız bundan ibaret. Bu NATO işine bir zarar getirmez."

- "Şu ana kadar ses soluk yok"

Başbakan Yıldırım, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesi talebine ilişkin olarak da "Onun yönettiği terör örgütü FETÖ, Türkiye'deki darbenin birinci derecedeki sorumlusudur ve Fetullah Gülen'i ilk andan itibaren Amerika'dan istedik. Şu ana kadar ses soluk yok. Bekliyoruz, bakalım ne zaman harekete geçecekler." dedi.

(Bitti)

En Çok Aranan Haberler