Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan yaptığı açıklamada koronavirüs salgını sürecinin başından beri Türkiye'deki vakaların ve vefatların az olmasında sağlık çalışanlarının emeğinin çok olduğunu söyledi. İlhan, "Hatta Türkiye'de vefatların bu denli az olmasını doğrudan sağlık çalışanları ve sağlık sistemine bağlamak gerekiyor. Sağlık çalışanları icabında 36 saate kadar görev yapıyor, 12 saat evde duruyor, tekrar gelip 36 saat çalışıyor. Tüm arkadaşlarımız, hemşire arkadaşlarımız, temizlik görevlileri, yemekhane çalışanları, güvenlik görevlilerimiz hemen hepsi tüm sağlık çalışanları süreçte çok emek veriyor. Gerçekten yüzünde kalıcı maske izi olan kişiler var. Bu süreçte enfekte olan çok arkadaşımız var. Hayatını kaybeden 30'a yakın doktorumuz, çok daha fazla sayıda da sağlık çalışanımız var. Sağlık çalışanları koronavirüsün nasıl bulaştığını biliyorlar, kendilerini korumaya çalışıyorlar; ama hastanede verdikleri hizmetler sırasında hepsi enfekte oluyor. Tüm sağlık çalışanları cansiperane çalışıyor" dedi.
'HAFTA SONU ÇOK OLUMSUZ BİR FOTOĞRAF VARDI'
Prof. Dr. İlhan, Kurban Bayramının 3'üncü günü İstanbul'da çekilen, sosyal mesafe kuralını ihlal ederek Kabataş iskelesinden Ada vapuruna koşan vatandaşların fotoğraflarının sağlık çalışanlarını kırdığını belirterek, "Bazen görüntüleri görürken çok kırılıyorlar. Hafta sonu çok olumsuz bir fotoğraf vardı. 'Vapura koşuş' fotoğrafı. Medyada yer aldı, sizler verdiniz. Bu fotoğrafı konuşunca arkadaşlarımızla inanın hepsinin kalbi çok kırılmış durumda. Hocam, 'biz bu kadar emek sarf ediyoruz, cansiperane çalışıyoruz' diyorlar. Sağlık çalışanlarının şu anki çalıştıkları kıyafetleri düşünseler. İçlerine çok ince kıyafetler giyiyorlar, üstlerine kat kat giyiniyorlar. Yüzlerinde çift maske, gözlük, kafalarını kapatıyorlar, gerçekten çok zor şartlarda çalışıyor. Üzerlerinde çok yük var. Tam 'vakaları azalttık' diyorsunuz tekrar 1000'leri geçtik. Belirsizlik ortamı herkese olduğundan çok daha fazla sağlık çalışanlarını etkiliyor. Sağlık çalışanları diğer alanlardaki hastalar için verilecek hizmeti de düşünüyor. Bugün koronavirüs var; ama diğer hastalarımız da var. Başka alanlarda hizmet almak için gelen hastalarımızın koronovirüsten enfekte olmasından da haliyle çekiniyoruz. Sağlık çalışanlarının bir kısmı bayramda ailelerini gördü, bir kısmı göremedi. Bayramda çocuklarını, ailelerini görmeden geçiren sağlık çalışanları var. Bayramı hasta yatağında geçiren sağlık çalışanları var, hayatlarını kaybedenler var. Bunun için vatandaşlarımızın sağlık çalışanlarına destek olması gerekiyor. Yapılacak iş çok basit aslında; fiziksel mesafe, maske ve hijyen kuralları. Buna uyarsa vatandaşlarımız, bizlerde onlara minnettar oluruz, onları alkışlarız" diye konuştu.
Prof. Dr. İlhan, ‘açık alanlarda virüs bulaşmıyor' şeklinde yanlış bir algı olduğunu belirterek, "'Koronavirüs açık alanlarda daha az bulaşır' demektense, 'koronavürüs kapalı alanlarda daha fazla bulaşır' demek daha doğru. Kapalı mekanda virüs doğal olarak daha fazla bulaşmakta. Kapalı alanı doğal havalandırma ile havalandırınca virüsün bulaşı azalacaktır. Açık alanda mekan çok daha geniş olduğu için bulaş ihtimali azalacaktır. Ama bu, 'bulaş olmuyor' anlamına gelmiyor" ifadesini kullanıyor.
'RAKAMLAR ÇOK İLERLERSE ÜLKE GENELİNDE KISITLAMALAR OLABİLİR'
Prof. Dr. İlhan, vaka sayılarında artış olursa bölgesel olarak bazı kısıtlamaların olabileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulları her konuda yetkili. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu o il için, o hafta sonu için, o ilde sokağa çıkma yasağı ilan edebilir, sokakta bulunulan saatlere kısıtlama getirebilir, AVM'leri kapatabilir. Okulların açıldığını düşünürsek okullar ile ilgili kısıtlamaya gidebilir. Her türlü yetki ilin kendisinde. İlin kendisi dahilinde yapabileceği gibi ilçede, mahallede de bunu gerçekleştirme yetkisine sahip İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu. Örneğin; A ilinde vakalar sürekli artıyor, B ilinde artmıyor. Türkiye genelinde kısıtlamaya gitmek diğer illerle ilgili de bazı sıkıntılar ortaya çıkarılabilir. Kurallara uyulmayan illerde kısıtlamaya gidilmesi, kurallara uyulan illerde kısıtlamaya gidilmemesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Tabi rakamlar çok ilerler, 2 binleri, 3 binleri geçer tabi ülke genelinde de benzer kısıtlamalar getirilebilir. Şu an böyle bir düşünce söz konusu değil."