Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Berker, kamuoyunda Torba Kanun tasarısında bulunan tüp bebek düzenlemesiyle, devlet desteğinin 2'den 3'e çıkacak olması ve 39 yaş sınırının da 40'lı yaşın üzerine çekilecek olması ihtimallerinin geç çocuk sahibi olmak isteyen çiftler ile hekimlere motivasyon olacağını bildirdi.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Berker, tüp bebek ile ilgili merak edilenleri açıkladı.
Tüp bebek tedavisinin insanların bebek sahibi olabilmesi için ulaşmış olduğu en son tedavisi noktası olduğunu belirten Berker, "Tüp bebek de amaçlanan şey yumurtaların birden fazla geliştirilmesi, sonra bunların toplanması ve vücut dışına alınması. Erkekten de spermin alınması, bunlarında mikroskop altında döllenmesi. Buna halkımızın kullandığı tabirle tüp bebek diyoruz” diye konuştu.
"DENEYİMLİ BİR HEKİME BAŞVURMAKTA YARAR VAR”
Türkiye'nin tüp bebek tedavisi noktasında çok gelişmiş durumda olduğunu vurgulayan Berker, "Genel olarak kullanılan malzemeler standardize edilmiş durumda. Ruhsatlandırılmış bütün tüp bebek merkezlerinde konuyla ilgili hekim tarafından yapıldığı zaman doğru bir tedavi yoluna gidilmiş olabilir. Burada önemli olan hekimin uzun yıllardır bu konu ile uğraşıyor olması. Çünkü kime hangi tedavinin verileceği konusunda yönetecek olan kişi hekim olduğu için, bu konuda deneyimli bir hekime başvurmakta yarar var” şeklinde konuştu.
"TÜP BEBEK ÇOĞUL BEBEKTEN DAHA KONTROL ALTINDA”
Tüp bebeklerde, çoğul gebeliğin bilinenin aksine bir risk içermediğini kaydeden Berker, şunları söyledi:
"Kullandığımız rahim içerisine koyduğumuz embriyoyu sayısını kendimiz belirliyoruz.Bu sayı bir olabilir iki olabilir. Çoğul gebelikler eskisi kadar çok oranda görülmüyor. Zannedilenin aksine tüp bebek de çoğul gebelik daha az oranda görülüyor. Çünkü embriyo sayısını biz kendimiz belirleyebildiğimiz için tüp bebek çoğul bebekten daha kontrol altında.”
"'İLK TÜP BEBEKLER TUTMAZ' İNANCI GEÇERLİ DEĞİL”
Halk arasında geçen ‘ilk tüp bebekler tutmaz' inancının geçerli olmadığının altını çizen Berker, "Tüp bebek istenilen sayıda yapılabilir. Tüp bebek tedavisi, bebek doğup eve gidince biten bir tedavidir. Bebeğe ulaşana kadar istediğimiz sayıda tüp bebek yapabiliriz. Kullandığımız ilaçların hepsi vücudumuzda zaten doğal olarak var olan ilaçlar. Hiç birisi vücudumuza yabancı ilaçlar değil. Çalışmalar göstermiştir ki artık net olarak kanser yapan ilaçlar asla değil. Bebek elde edilene kadar, sayı sırını koymadan tüp bebek yapılabilir” dedi.
"NE KADAR AZ STRES O KADAR ÇOK BAŞARI”
Tüp bebeğe başlayacak olan ailenin öncelikle stresten arınması gerektiğini vurgulayan Berker, "Ne kadar az stres o kadar çok başarı. Sigaradan uzak duruyoruz. Sigara üreme hücrelerini etkiliyor. Tüp bebek tedavisine başlamadan birkaç önce sigaradan uzak bir yaşam bizim işimiz kolaylaştıracaktır” ifadelerini kullandı.
Kamuoyunda Torba Kanun olarak bilinen 148 tasarının içerisinde bulunan Tüp bebek düzenlemesine ilişkin ise Berker, şunları kaydetti:
"İnsanlar artık ileri yaşlarda evleniyorlar. Eskisi gibi erkenden evlenmiyorlar. Hem geç yaşta evleniyorlar hem geç çocuk sahibi olmak istiyorlar. Buda bizim işlerimizi zorlaştırıyor. Çünkü yumurtalık rezervi giderek azalıyor. 4-5 yıl önce zaten tüp bebek uygulamasında devlet desteği 3'tü, bu çeşitli sebeplerle ikiye indirildi. Yaşında olumsuz bir takım faktörleri olduğunu düşünürsek, bekleyen 200 bine yakın aile olduğunu düşünürsek, ne kadar katkı o kadar aileleri mutlu edecektir. 2'den 3'e çıkmış olması yani böyle bir beklentimiz var. İnşallah olacaktır. 39 yaş ile sınırlı olan 40'lı yaşın üzerine çekilmiş olması geç evlenen geç çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere de, hekimlere motivasyon olacaktır. Devletimizin yapacağı bu önemli bir katkı ama zaten maliyetler zannedildiği gibi fazla değil. Çekinmeden tedavilerine devam etsinler. Ne kadar çok deneme o kadar çok başarı demek olduğuna göre, bir tane bile arttırılmış olması bizim için başarıyı artıracaktır.” (İHA)