HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA İSTANBUL BÜLTENİ- 3

   (geniş haber) 1- FETÖ'NÜN İSTANBUL ANA DARBE DAVASI: 3.

(geniş haber)
1- FETÖ'NÜN İSTANBUL ANA DARBE DAVASI: 3. KOLORDU ESKİ KOMUTANINA BERAAT

Haber: Özden ATİK / İstanbul, DHA
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin İstanbul'daki ana davasında dosyası ayrılan dönemin 3. Kolordu Komutanı Erdal Öztürk hakkında "üzerine atılı suçları işlemediğinin anlaşıldığı" gerekçesiyle beraat kararı verildi. Bu dava kapsamında 14 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Öztürk'ün avukatı Ahmet Bilgin, "15 Temmuz kumpası olmasaydı terfi edecek tek korgeneraldi" dedi.
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen tutuksuz sanık Erdal Öztürk ile avukatları Ahmet Bilgin ve Elif Asena Kavak katıldı.

SAVCI MÜTALAASINI AÇIKLADI
Duruşmada Başsavcıvekili Selahattin Kanbur mütalaasında, sanığın olay tarihinde 3. Kolordu Komutanı olarak görev yaptığı ve "Yurtta Sulh Konseyi" isimli darbeci askeri kanat tarafından yurt genelindeki birliklere gönderilen sıkıyönetim direktifi ekindeki sözde atama kararlarına göre, mevcut görevinden 1.Ordu Komutanlığına ve darbenin başarılı olması halinde kurulacak sıkıyönetim düzeninde il genelinde en yetkili mercii olan İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'na atanmasına karar verildiği, bu şekilde üzerine atılı "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" iddiasıyla hakkında dava açıldığını belirtti.

"DARBEYE İŞTİRAK EDİLMEMESİ YÖNÜNDE EMİR VERDİĞİ"
Mütalaada, sanığın savunmalarında üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği, 3. Kolordu Komutanı olarak görev yapmaktayken yıllık iznini kullandığı sırada askeri darbeye kalkışıldığı süreçte kendi bilgisi olmaksızın sözde Yurtta Sulh Konseyi tarafından İstanbul Sıkıyönetim Komutanı olarak görevlendirilmesi üzerine görev yerine dönmediği gibi, emrindeki birliklere "darbeye iştirak edilmemesi ve gerekli güvenlik önlemlerinin alınması" yönünde emir verdiği kaydedildi. Sanık Erdal Öztürk'ün, darbeye kalkışan örgütsel yapıyla hiyerarşik ilişkide olduğuna dair delil elde edilemediği, sanığın sadece sıkıyönetim komutanı olarak görevlendirilmesinin suçun sübutu için yeterli delil olarak kabul edilemeyeceği de vurgulandı. Bu nedenle sanığın savunmasının aksine mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı somut delil elde edilemediği, işlenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından beraatine karar verilmesi talep edildi.

"HERHANGİ BİR SUÇ İŞLEMEDİM, BERAATİMİ TALEP EDERİM"
Mütalaaya karşı son savunması sorulan sanık Erdal Öztürk ise "Beraat yönündeki mütalaaya katılıyorum. Herhangi bir suç işlemedim" dedi. Sanık Öztürk son sözünde de "Tüm suçlamalardan beraatimi talep ederim" dedi.
Mahkeme heyeti de anık Erdal Öztürk hakkında üzerine atılı suçları işlemediğinin sabit olması nedeniyle beraatine karar verdi.

"GÖREVE İADESİ İÇİN BAŞVURUMUZ OLACAK"
Duruşma çıkışında Erdal Öztürk adına avukatı Ahmet Bilgin soruları yanıtladı. Avukat Bilgin, "15 Temmuz kumpası olmasaydı terfi edecek tek korgeneraldi. 15 Temmuz yüzünden cezaevine düştü, 14 ay tutuklu kaldı. Mesleğinden atıldı. 20 yıl NATO'da görev yapmış bir komutandı. Ama mahkeme adli bir karar verdi. Göreve iadesi için başvurumuz olacak " dedi.

======================================

(ÖZEL)
2- İSTANBUL SOKAKLARININ YABANCI UYRUKLU KAĞIT TOPLAYICILARI

Gökhan ÇELİK - Onur MERİÇ/ İSTANBUL, (DHA) ÜLKELERİNDEKİ iç karışıklık veya zor hayat şartlarından kaçarak İstanbul'a gelen çok sayıda yabancı uyruklu kişi, sokaklarda atık kağıt ve plastik topluyor. İstanbul'un ara sokaklarında çek çekleri ile gördüğümüz toplayıcıların neredeyse 3'te ikisini Afganistan, Pakistan, Gürcistan ve Suriyeliler oluşturuyor. İstanbul'da bu işi yapan Türklerin sayısı ise her geçen gün daha da azalıyor. Bahçelievler'de yaklaşık 5 yıldır bu işi yaptığını söyleyen bir kağıt toplayıcısı şunları söyledi:
"Sadece bu bölgede, bu işi yapan 50 kişi var. Diğer geri kalan yaklaşık 400 kişi yabancı uyruklu. Atık toplama işi artık büyük ölçüde yabancıların elinde diyebiliriz. Pakistan, Afganistan, Gürcistan, Romen uyruklu insanlar bu işi yapıyor. Suriyeliler de var. Yabancıların yoğunluğu herkesin bölgesine göre değişiyor. Şimdi bu işi Türkler çok fazla yapmıyor. Türkler yapmayınca da sektörde bir ihtiyaç doğuyor. Ayrıca depocular da yabancıları talep ediyor. Çünkü onlar kalabalık gruplar halinde çalışıyor."
Bir başka kağıt toplayıcısı ise "Yabancılar daha ucuza çalışıyor. Bize yevmiye olarak 50 lira veriyorlar. Onlarda günlük 10 liraya çalışanlar var. Durum böyle olunca da piyasayı bayağı bir düşürdüler. Türkler de günlük 10 liraya çalışmaz. O yüzden bu iş yabancıların elinde kaldı" ifadelerini kullandı.
1 yıl önce Afganistan'dan geldiğini söyleyen 14 yaşındaki Semih Yula da bu işi yapan diğer çocuklar gibi boyundan büyük çek çek arabası ile Bahçelievler Koca Sinan Mahallesi'nin ara sokaklarında atık kağıt topluyor. İstanbul'da çalışarak Afganistan'daki ailesine para gönderdiğini belirten Yula, o bölgede 10 kişiyle birlikte çalıştığını ifade etti. Afganistan'daki kardeşlerin okula gittiğini belirten çocuk, bir kardeşinin de depoda çalıştığını kaydetti.
Bazı yabancı uyruklu kağıt toplayıcılar da, grup halinde çalıştıklarını ve baraka tarzı yerlerde birlikte yaşadıklarını söylüyor. Yaklaşık 2 - 3 yıldır İstanbul'da çalıştıklarını belirten Afgan uyruklu bir kişi ise, bu işi yapanların yaş ortalamasının 13 ila 25 arasında olduğunu söylüyor.

"DÜKKAN ÖNÜNE PARA EDECEK BİR ŞEY BIRAKAMIYORUZ"
Çevre esnafı yabancı uyruklu atık toplayıcılarından rahatsız. O esnaflardan biri olan Cemal Kalkan, "Kapımın önünde çöp tenekesi var ve günde 100 kişi geliyor. Dükkan önüne para edecek bir şey bırakamıyoruz. Benim standım vardı. Akşamları bazen gecikiyoruz. Sabah geldim, yok. Burada birçok esnaf arkadaş bu durumdan rahatsız. Kapının önüne bir şey koyamıyoruz. Akşam koyuyorum sabah yok. Hepsi yabancı. Yüzde 90 hallerinden de belli Afganlara benziyorlar. Bir denetime tabii olmamalılar. Başıboş serseri mayın gibi dolanıyorlar" dedi.

Görüntü Dökümü:
---------
-Yabancı uyruklu atık toplayıcıları
-Toplayıcıların çalışması
-Türk toplayıcı ile röportaj
-14 yaşındaki Sami Yula ile röportaj
-Yabancı toplayıcılar ile röportaj
-Yabancı toplayıcıların deposu ve kaldıkları baraka
-Esnaf Cemal Kalkan ile röportaj
-Muhabir anonsu
23.01.2019 - 10.59 - Haber Kodu : 190123039

3- ATM'LERDEN KART KOPYALAYAN ŞÜPHELİLER KAMERADA

Çağatay KENARLI/İSTANBUL, (DHA) İSTANBUL'da ATM'lerden banka müşterilerinin kartlarını kopyalayarak ulaştıkları bilgilerle, vatandaşların paralarını çeken 5 kişilik çete yakalandı. H.Y. isimli şüphelinin her para çekmeye gitmesinde dikkat çekmemek için 8 yaşındaki oğlunu da yanına aldığı bankamatik kameralarına yansıdı.
İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerine banka kartlarından bilgileri dışında para çekildiğini belirten vatandaşlar polis ekiplerine şikayetçi oldu. Polis ekipleri paraların çekildiği bankaları tespit ederek şüphelilerin kimliklerinin belirlenmesine yönelik çalışma başlattı.
Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri yaptığı incelemede bankaların ATM cihazlarına kart kopyalama cihazı yerleştirerek banka müşterilerinin kart bilgilerine ulaşarak, daha sonra kendi hazırladıkları kartlarla vatandaşların paralarını çeken 5 kişilik bir şebekeyi belirledi. Polis ekipleri 3-7 Ocak tarihlerinde şüphelilerin banka ATM'lerine taktıkları kamera sistemini söktükleri sırada yapılan operasyonda H.Y., İ.D., Y.E., O.U. ve H.E.'yi yakalayarak gözaltına aldı.

315 KİŞİNİN KART BİLGİLERİ ELE GEÇİRİLDİ
Siber polis yaptığı incelemede şüphelilerin 315 kişinin kimlik bilgilerine ulaştığını bu yolla ilk belirlemelere göre 456 bin liralık vurgun yapıldığını tespit etti.

DİKKAT ÇEKMEMEK İÇİN 8 YAŞINDAKİ OĞLUNU KULLANMIŞ
Öte yandan H.Y. isimli şüphelinin her para çekmeye gitmesinde dikkat çekmemek için 8 yaşındaki oğlunu da yanına aldığı bankamatik kameralarına yansıdı.

Görüntü Dökümü
-----------
(Bankamatik Kamerası)
-Şüphelilerin para çekmesi
-H.Y.'nin oğlu ile birlikte para çekmesi
-Genel ve detaylar
(AKTÜEL)
-Ele geçirilen malzemeler
-Kartlar
-Kamera düzenekleri
-Kart şifrelerini çalmaya yarayan kamera sistemi
-Genel ve detaylar

===========================

4- ESENYURT'TAKİ VAHŞİ CİNAYETTE KARAR: SANIĞA 18 YIL HAPİS CEZASI

Haber-Kamera: Serpil KIRKESER / İSTANBUL, (DHA)
Esenyurt'ta 11 yıl önce Mehmet Gürbüz'ün (57) öldürüldükten sonra yakılmasına ilişkin 1'i tutuklu 3 sanığın yargılandığı dava karara bağlandı. Mahkeme heyeti, Muharrem Çotuk'u "Haksız tahrik altında kasten öldürme" suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırarak, tutukluluk halinin devamına karar verdi. Sanık Musa Durmuş'u "Suç delillerini yok etme gizleme" ve "şantaj" suçlarından 7 yıl 9 ay hapis ve 2 bin 500 TL adli para cezasına çarptıran mahkeme heyeti, diğer sanık Ali Teber'i de "şantaj" suçundan 3 yıl 9 ay hapis ve 2 bin 500 TL adli para cezasına çarptırılmasına karar verdi. Verilen hapis cezalarında "İyi hal" indimi ise uygulanmadı.

Öldürülen Mehmet Gürbüz'ün kardeşi Bedriye Gürbüz davanın ardından yaptığı açıklamada mahkemenin kararından dolayı mutlu olduğunu söyleyerek "Adalet yerini buldu, kardeşimizin kanı yerde kalmadı" dedi. 2007 yılında işlenen Mehmet Gürbüz cinayeti, 9 yıl sonra çözülmüştü.

CİNAYET 2007 YILINDA İŞLENDİ
Esenyurt'ta Uğur Mumcu Caddesi üzerinde 15 Temmuz 2007 tarihinde meydana gelen olay iddiaya göre şöyle oldu:
İhbar üzerine verilen adrese giden polis ekipleri yanmış bir otomobille karşılaştı. Lüks otomobil itfaiye ekipleri tarafından söndürülürken, aracın bagajında yanmış bir erkek cesedi olduğu tespit edildi. Başlatılan soruşturmada otomobilin bagajındaki cesedin aracın ateşe verilmeden önce konulduğu, ölümün de tabancayla vurulmaktan olduğu ortaya çıktı. Bagajdaki cesedin Mehmet Gürbüz olduğu belirlendi. O tarihte yapılan çalışmalarda olayın faillerini yakalamak için bir ipucu bulunamadı. Cinayet dosyası faili meçhul olarak kalırken, 2016 yılında gelen bir ihbar telefonu soruşturmanın seyrini değiştirdi. Telefon ihbarında Mehmet Gürbüz'ün olay gecesi birlikte içki içtikleri arkadaşları tarafından öldürüldüğü söylendi. Bu gelişme üzerine başlatılan çalışmada ihbarda adı geçen Muharrem Çotuk (52), Ali Teber(63) ve Musa Durmuş (42) Düzce'de gözaltına alındı.

SAVCILIK DAVA AÇTI
Soruşturma sonunda hazırlanan iddianamede, sanıklar Muharrem Çotuk'un Esenyurt'ta oto kaporta ve tamir atölyesinin bulunduğu, sanıklardan Ali Teber'in oto alım satım işi yaptığı, sanık Musa Durmuş'un da aynı dükkana gidip geldiği, maktul Gürbüz'ün, Çotuk'un iş yerine koyduğu tezgahında kalıp işiyle uğraştığı belirtildi. Sanıkların HTS kayıtları, telefon dinleme ve iletişim tespit kayıtları, tanık beyanları, sanıkların verdikleri çelişkili ifadeler kapsamında, sanıkların maktul Mehmet Gürbüz'ü öldürerek, aracıyla birlikte yaktıkları öne sürüldü. Olayla bağlantılı olarak sanıklar Musa Durmuş ve Ali Teber'in olaydan sonra tehdit, baskıyla korkutarak para ve araç almak suretiyle Muharrem Çotuk'a şantaj yaptıkları, menfaat sağladıkları belirtildi. İddianamede, sanıklar Muharrem Çotuk, Musa Durmuş ve Ali Teber hakkında "Kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, sanıklar Teber ve Durmuş hakkında "Şantaj" suçundan 1 yıldan 3'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talebiyle dava açıldı. Sanıklar mahkemedeki savunmalarında cinayet işledikleri iddialarını kabul etmedi.

KARAR DURUŞMASI YAPILDI
Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasına tutuklu sanık Muharrem Çotuk ile tutuksuz sanık Musa Durmuş hazır bulundu. Öte yandan hayatını kaybeden Mehmet Gürbüz'ün kardeşleri Bedriye Gürbüz ve Şeref Gürbüz ile kızı Esra Gürbüz de duruşmada 'müşteki' olarak katıldı. Müştekilerin Avukatı Funda Sadıkahmet Alp, "Her 3 sanığın da özellikle sanıklardan Muharrem Çotuk ile Musa Durmuş'un iddianamedeki gibi cezalandırılmasını talep ediyoruz. Cinayet mahallinde birliktedirler. Her 3 sanık cinayetin nasıl işlendiğine dair açıklama yapmadı. Faili meçhul dosya uzun süre sonra açığa çıkmıştır. Tüm sanıklar cezalandırılsın" dedi.

SANIKLAR SUÇLAMAYI REDDETTİ.
Sanık Muharrem Çotuk, "Suçlamaları kabul etmiyorum. Olayı yapan Musa'dır. Benim alakam yoktur. Yapmış olsam 'yaptım' derdim" dedi. Sanık Musa Durmuş ise iftiraya maruz kaldığını söyleyerek beraatını talep etti.

MAHKEME 18 YIL HAPİS CEZASI VERDİ
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanıklardan Muharrem Çotuk'u "Kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı, eylemin "haksız tahrik" altında işlendiği gerekçesiyle cezayı 18 yıla düşürdü. Muharrem Çotuk'un kaçma şüphesi nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar verildi.

2 SANIK DAHA FARKLI SUÇLARDAN CEZA ALDI
Sanık Musa Durmuş'u "Suç delillerini yok etme, gizleme" suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, "şantaj" suçundan da 3 yıl 9 ay hapis ve 2 bin 500 TL adli para cezasına çarptırılmasına karar verdi. Sanık Ali Teber de "şantaj" suçundan 3 yıl 9 ay hapis ve 2 bin 500 TL adli para cezasına çarptırıldı. Verilen cezalarda "iyi hal" indirimi ise uygulanmadı.

"ADALET YERİNİ BULDU"
Davanın ardından Gürbüz Ailesi adliye önünde açıklama yaptı. Ölen Mehmet Gürbüz'ün kardeşi Bedriye Gürbüz, karardan dolayı mutlu olduğunu söyleyerek "Adalet yerini buldu, kardeşimizin kanı yerde kalmadı" dedi. Hakimlere, savcılara ve avukatına kanunu yerine getirdiklerini için teşekkür eden Gürbüz "Hiçbir şey yok, boşu boşuna işlenmiş bir cinayet. Bunu yapanlara da Allah, onun on misli onlara kendilerine cezalarını versin. Adaletime, devletime şükür ediyorum" dedi.

"BABAMIN CENAZESİ ÇOK KÖTÜYDÜ"
Öldürülen Mehmet Gürbüz'ün kızı Esra Gürbüz de "Babamın katilleri ceza aldıkları için çok mutluyum. Babama yaşattıklarının aynısını yaşamalarını istiyorum. Babamın cenazesi çok kötüydü. O kadar kötüydü ki babam olduğunu kanıtlayabilmemiz için bana babalık testi yapıldı. Aylarca babamın cenazesini almak için aylarca morgda bekledim. Şu an biraz da olsa mutluyuz ceza aldıkları için" ifadelerini kullandı. Dosyanın uzun yıllar faili meçhul olarak kaldığını, 9 yıl sonra şüphelinin tutuklandığını anlatan Avukat Funda Sadıkahmet, suçluların cezalandırıldığını söyledi.

Görüntü Dökümü:
----------------------
-Funda Sadıkahmet Alp'in konuşması
-Bedriye Gürbüz'ün konuşması
-Kızı Gürbüz'ün konuşması
-Genel ve detaylar
-Arşiv (şüphelilerin adliyeden çıkarılması)

23.01.2019 - 10.58 - Haber Kodu : 190123038

(ek bilgilerle)
5-AVCILAR'DA MEŞRUBAT YÜKLÜ KAMYON DEVRİLDİ

Haber-Kamera: İhsan DÖRTKARDEŞ-Alper KORKMAZ-Ersan SAN/İSTANBUL, (DHA)- AVCILAR'da kontrolden çıkan meşrubat yüklü kamyon, yola yan yattı. Sürücü kazayı hafif sıyrıklarla atlattı.
Kaza, bu sabah meydana geldi. Mehmet Akgül yönetimindeki meşrubat yüklü 34 ON 5715 plakalı kamyon ile Ambarlı Mahallesi'ndeki Tesisler Yolu'nda ilerlerken kasisi fark edince fren yaptı. Yağışın etkisi ile kayganlaşan yolda kontrolden çıkan kamyon, büyük gürültü ile yola yan yattı. Tesadüf eseri bu sırada yoldan geçen başka araç olmaması olası faciayı önledi. Araçtan kendi çabaları ile çıkan ve bacağında küçük sıyrıklar oluşan kamyon sürücüsü Mehmet Akgül, "Dağıtıma tek başıma çıkmıştım. Kasisi fark ettiğimde yavaşlamak istedim. Araç yan yattı. Çarpma söz konusu değil" dedi.
Bölgeye sevk edilen başka bir kamyona meşrubatlar aktarılırken, araç daha sonra çağrılan çekici ile kaldırıldı.

Görüntü dökümü:
----------------
-Kaza yerinden görüntü
-Devrilen kamyondan görüntü
-Ekiplerden görüntü
-Trafikten görüntü
-Meşrubatlardan görüntü
-Genel ve detaylar

23.01.2019 - 10.56 - Haber Kodu : 190123037
23.01.2019 - 11.48 - Haber Kodu : 190123047

6- YILMAZ ÖZDİL'İN KİTABI SATIŞA ÇIKTI

Gül KABA-Özgür KUMANOVALI/İSTANBUL, (DHA) - Yılmaz Özdil'in 1881 adetle sınırlı özel seri 'Mustafa Kemal' kitabı Mustafa Kemal Atatürk'ün hayata gözlerini yumduğu saat olan 09.05'te satışa çıktı. İlk kitabı Yılmaz Özdil aldı.
Kırmızı Kedi Yayınevi aracılığıyla 2 bin 500 liraya satılan kitabın özel seri olduğu, elle ciltlendiği ve 'özel' olduğuna vurgu yapıldı. Yalnızca 1881 adet basılan ve bir daha basılmayacak olan Mustafa Kemal kitabını almak isteyen okuyucular internet sitesini ve telefonları kilitledi. Yayınevinden alınan bilgiye göre saat tam 09.05'te telefonda sıra bekleyenlerin sayısı 680'i geçerken internet sitesinden satın almak isteyenlerin sayısı 2 bin 500'ü geçti.

KİTABA İLİŞKİN BİLGİ NOTU
1881 adetle sınırlı özel baskı Mustafa Kemal kitabının basımında MunkenPure 120 gr/m2 kâğıt, kitabın cilt ve kutusunda ise Shantung-S cilt bezi, Gmund f-colorglatt kâğıt ve özel olarak renklendirilmiş deri kullanıldı. Tamamı elle ciltlenip 1'den 1881'e kadar numaralandırıldı. Kitabın muhafaza kutusuyla ağırlığı 2.6 kilo, kutusuz ağırlığı ise 1.8 kilo.
Kitabın ölçüsü: 20.5 x 28. Kitabın yapımındaki malzeme, Mustafa Kemal'in gösterişten uzak rafine zevkini ve yaklaşımını yansıtmak üzere seçildi.

TASARIMINI JOELLE İMAMOĞLU GERÇEKLEŞTİRDİ
Kitabın yayıma hazırlanırken iç tasarımını Joelle İmamoğlu gerçekleştirdi. Joelle İmamoğlu, tasarım eğitimi gördüğü LondonCollege of Printing'den 1985 yılında mezun oldu. İtalyan ve İsviçreli matbaalarla çalıştı. Silksforthe Sultans, Haghia Sophia, Kara Memi, Matrakçı Nasuh ve Menazilname'si gibi tarihi ve kültürel mirası konu edinen önemli kitapların tasarımını yaptı. 1998'de Etem Tem'in fotoğraflarından oluşan, Bernard Lewis ve Halil İnalcık'ın metniyle Atatürk, Değişim ve Uluslaşma Süreci kitabını tasarladı.

KİTABA ÖZEL FONT: 10 KASIM
Joelle İmamoğlu, 1881 adetlik özel Mustafa Kemal kitabında; Mustafa Kemal Atatürk'ün atik, öne atılan kararlı kişiliğine vurguda bulunarak, bölüm başlarında bu özellikleri yansıtan Arjantinli Maximiliano Sproviero tarafından tasarlanmış yazı tipini seçti. İmamoğlu, seçtiği bu yazı tipini özel olarak, bu proje için geliştirdi ve 10 Kasım adını verdi. Kitabın görsel yerleşiminden harflerin seçimine 21 günde tasarlayıp baskıya hazır hale getirdi.

KİTABIN SATIŞI SADECE WEB'TE
Okuyucular özel seri olan kitabı sadece kirmizikedi.com adresinden ve telefonla müşteri temsilcileri üzerinden satın alınıyor. Yayınevinin internet sitesinde oluşturulan sayaç üzerinden kitabı kaç kişinin aldığı görülebiliyor.

Görüntü Dökümü:
----------
-Satışa çıkan kitabın görüntüsü

23.01.2019 - 12.02 - Haber Kodu : 190123059

7- BAŞAKŞEHİR'DE SAHTE PARFÜM OPERASYONU

Haber: Çağatay KENARLI-Kamera: İSTANBUL, (DHA)
Başakşehir'de bir depoya yapılan baskında, piyasa değeri yaklaşık 41 milyon lirayı bulan çeşitli markalara ait 77 bin 236 şişe sahte parfüm ele geçirildi. Sahte parfümlerin Kırgızistan üzerinden Rusya, Norveç ve Finlandiya ülkelerine satılmaya hazırlandığı öğrenildi.
İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü ekiplerine Başakşehir'de bir iş yerinde sahte parfüm depolandığı yönünde ihbar geldi. Polis ekipleri ihbarı değerlendirerek depoya 18 Ocak'ta baskın düzenledi. Yapılan baskında koliler içinde çeşitli markalara ait 77 bin 236 şişe sahte parfüm ele geçirildi. Polis ekipleri yaptığı çalışmayla sahte parfümlerin piyasa değerinin yaklaşık 41 milyon lira olduğunu belirledi. Ekipler olayla ilgili olarak depo sahibi M.A. ve Suriye uyruklu D.D. ile J.R.'yi gözaltına aldı.

SAHTE PARFÜMLERİ YURTDIŞINA ORJİNAL DİYE SATACAKLARMIŞ
Polis ekipleri ele geçirdiği sahte parfümleri şüphelilerin Kırgızistan üzerinden Rusya, Norveç, Finlandiya gibi pek çok ülkede bulunan iş yerlerine orijinal olarak satacaklarını belirledi. 2'si Suriye uyruklu 3 şüpheli Vatan Caddesi'nde bulunan Güvenlik Şube Müdürlüğü'ne getirildi. Gözaltına alınan 3 şüpheli hakkında '6769 Sınai Mülkiyet Kanunu' kapsamında işlem yapıldığı öğrenildi.

Görüntü Dökümü:
-----------
(Polis Kamerası)
-Polis ekiplerinin baskına gidişi
-Ekiplerin arama yapması
-Sahte parfümlerin kolilerle taşınması
-Genel ve detaylar

23.01.2019 - 11.57 - Haber Kodu : 190123053

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler