BİZE ULAŞIN
ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, Suriye'de siyasi geçişe yönelik İsviçre'nin Cenevre kentinde devam eden diplomatik görüşmeler belirli bir diplomatik çözüme ulaşıncaya kadar ABD'nin Suriye'deki askeri varlığını sürdüreceğini bildirdi.
Bakan Mattis, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) basın ofisinde gazetecilerle bir araya geldi.
DEAŞ'ın "hilafetinin başkenti" olarak ilan ettiği Rakka'nın düşmesi ile bu terör örgütün Suriye'de çöküşe doğru gittiği, dolayısıyla ABD'nin DEAŞ sonrası süreçte Suriye'deki askeri varlığını devam ettirip ettirmeyeceği yönündeki soruyu yanıtlayan Mattis, sürecin Cenevre ile birleştirileceğini ve bu görüşmeler çerçevesinde yeni yol haritasının belirleneceğini söyledi.
Mattis, şu ifadeleri kullandı:
"Siyasi uzlaşma ve ilerisi için gideceğimiz yer, Birleşmiş Milletler koordinasyonunda devam eden Cenevre sürecidir. Şimdiki hedefimiz; DEAŞ hilafet olarak yok oluncaya kadar operasyonlarımıza devam etmek ve Cenevre'de diplomatik bir çözüme varıncaya kadar onların geri gelmeyecekleri şekilde pozisyonumuzu korumaktır. Dolayısıyla Cenevre süreci bir sonuca varmadan Suriye'den ayrılmayacağız."
DEAŞ'ın yenilgisinin ölçütünün ne olduğuyla ilgili soruları geçiştiren Mattis, bu örgütün henüz tam bitmediğini ve onların savaşma isteği olduğu sürece ABD'nin savaşmaya devam edeceğini dile getirdi.
Suriye'de İran ile Rusya arasındaki iş birliğinin artıp artmadığına dair bir soruya ise Mattis, "Bu çok iyi bir soru ancak buna cevap vermeye hazır değilim." karşılığını verdi.
"S-400 TÜRKİYE'NİN EGEMEN KARARI"
Bakan Mattis'e, NATO toplantıları kapsamında Türk mevkidaşı Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli ile bir araya geldiği hatırlatıldı.
Söz konusu toplantıda, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füze savunma sistemleri alması konusunun gündeme gelip gelmediğine ilişkin soru üzerine Mattis, "Bu, Türkiye'nin egemen kararıdır. Açıkçası NATO sistemleri ile çalışmayacak, dolayısıyla bu konuda ilerlerken bunu hesaba katacaklar" dedi.
ERDOĞAN’DAN RUSYA VE ABD’YE SURİYE TEPKİSİ: O ZAMAN ÇEKSİNLER ASKERLERİNİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Rusya'ya yolculuğu öncesinde, Rusya ve ABD liderlerinden gelen "Suriye'de askeri çözüm söz konusu değil" açıklamalarına tepki göstermişti. Erdoğan, "O zaman çeksinler askerlerini. Dünya ahmak değil. Bazı gerçekler maalesef farklı söyleniyor ama uygulaması farklı oluyor" demişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya ve ABD'den gelen "Suriye'de askeri çözüm söz konusu değil" açıklamalarına "Askeri çözüm söz konusu değilse, o zaman çeksinler askerlerini. Dünya ahmak değil. Bazı gerçekler maalesef farklı söyleniyor ama uygulaması farklı oluyor" diye tepki gösterdi.
Rusya ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı'nda bir basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, "Ben bu ifadeleri anlamakta zorlanıyorum. Askeri çözüm mümkün değil deniliyor" dedi ve ekledi:
"Öbür tarafta merkezi yönetimin şu ana kadar askeri yöntemlerle öldürdüğü insan sayısı 1 milyona ulaştı. Askeri çözüm söz konusu değilse, o zaman çeksinler askerlerini. Orada Türkiye'nin askeri yok ki. Onların var. Çeksinler askerlerini, siyasi yönteme başvurulsun. Bir an önce hep birlikte orada seçime gitmenin yolları aransın. 7-8 yıl içinde bu yönteme başvuruldu mu?
'BU BÖLGEYİ EN İYİ TANIYAN BİZİZ'
"Dünyayı aldatma yöntemlerine gitmeyelim. Bu bölgeyi en iyi tanıyan biziz. 7 yıllık Suriye, 15 yılı biraz aştı, Irak olayı. A'dan z'ye biliyoruz olanı. Biz Irak'a ABD'nin girmesini istememiştik. Girdiler. Irak'ta durmayacağız dediler, boşalttılar mı? Boşaltmadılar. Dünya ahmak değil.
"Bazı gerçekler maalesef farklı söyleniyor ama uygulaması farklı oluyor. Amerika'nın Suriye'nin kuzeyinde 5 hava üssü var. Bir de Rakka'ya hazırlıyorlar. 8 tane de ayrıca üssü var. 13. Rusya'nın 5 tane var. Bunlar ortada. Bu gerçekleri nereye koyacağız? Sadece Amerika'nın Suriye'ye zırhlı taşıyıcı olarak getirdiği silahlar var."
Cumartesi günü Kremlin'den yapılan açıklamada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'de çözümün askeri değil siyasi olması gerektiği konusunda anlaştıkları açıklanmıştı.
Açıklamada liderlerin tüm tarafları Cenevre barış sürecinin gerekliliklerini yerine getirmeye çağırdığı da ifade edilmişti.
