Türkiye'de 30 milyon kişiyi tehdit eden bu hastalıktan korunabilmek için dengeli beslenilmesi, yeterli miktarda su içilmesi, düzenli spor yapılması, sigara içilmemesi ve kalabalık yerlerden uzak durulması gerektiği hatırlatılıyor.
Uzmanlar, gribin, 'İnfluenza' denilen virüsün, bronşlar ve akciğerden oluşan solunum sisteminde meydana getirdiği, özellikle sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başında salgınlara yol açan yüksek derecede bulaşıcı viral bir enfeksiyon olduğunu bildiriyor. Grip olan kişilerin aksırık, öksürük ve hatta konuşmaları ile üst solunum yollarındaki salgılardan yayılan virüs yüklü su damlacıklarının havaya geçerek orada saatlerce kalabildiğine dikkat çeken uzmanlar, bu damlacıkların nefes yolu ile alındıklarında, alt ve üst solunum yoluna yerleştiklerini ve orada hızla çoğaldıklarını belirtiyor. Uzmanlar, kuluçka süresi 1-3 gün arasında değişen gribin, bu dönemde kişide hastalık belirtisi olmamasına rağmen bulaştırıcı özelliğini devam ettirdiğini kaydediyor.
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ
Uzmanlar, gribin başlangıcının genellikle ani olduğunu, kişi kendini iyi hissediyorken, 1-2 saat içinde önce üşüme, titreme, terleme, baş ağrısı, kas ağrıları ve ateş başladığını, daha sonrasında ise burun akıntısı, baş dönmesi, öksürük, boğaz ağrısı, göğüste yanma, ağrı, gözlerin sulanması ve gözlerde ışığa hassasiyet şikayetlerinden bir ya da bir kaç tanesinin tabloya eklenebildiğini vurguluyor. Uzmanlar, bu belirtiler 3-5 gün kadar sürse de genellikle 2-3 gün içinde düzelme başladığını bildiriyor. Uzmanlar, grip hastalığı açısından riskli grubu şöyle açıklıyor:
"Küçük çocuklar ve 65 yaşından büyük kişiler, şeker hastaları, astım ve kronik akciğer hastalığı olanlar, transplantasyonlu organ nakli yapılmış hastalar, böbrek hastaları, bakımevleri ve huzurevlerinde kalanlar, bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi gören kişiler, anne adayları ve bebekler."
Türkiye'de bu gruba giren yaklaşık 30 milyon kişi yaşadığını ifade eden uzmanlar, grip virüsünün vücuda girmesiyle başlayan bulguların genellikle 5-7 gün içinde iyileşme ile sonuçlansa bile bazen kulak (otit) veya akciğer enfeksiyonları (zatürree) gibi bazı ciddi enfeksiyonlara yol açabileceğine dikkat çekiyor. Uzmanlar, gripten korunabilmek için, dengeli beslenilmesini, yeterli miktarda su içilmesini, düzenli spor yapılmasını, stresten uzak yaşanılmasını, sigara içilmemesini, tokalaşılmamasını, kalabalık yerlerden uzak durulmasını, düzenli uykuyu, çıplak ayakla dolaşılmamasını, sıcak ortamlardan kaçınılmasını öneriyor.
GRİP NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Grip olan bir hastanın her şeyden önce istirahat, mümkünse yatak istirahati etmesinin önemine temas eden uzmanlar, yatarken başın yukarıda tutulmasının (2 ya da daha fazla sayıda yastık ile yatmak), geniz akıntısının vereceği rahatsızlığı azaltacağını vurguluyor.
Uzmanlar, yakınmalar düzeldiğinde hemen normal aktiviteye dönülmemesini, tam bir iyileşme için bir süre daha dinlenmeye devam edilmesini öneriyor. Bulunulan ortamın uygun ısıda olmasına ve iyi havalandırılmasına dikkat edilmesi gereğine dikkat çeken uzmanların diğer önerileri ise şöyle:
"Havanın kuruması engellenmeli, nemli olması sağlanmalıdır. Hastalık süresince, özellikle yüksek ateş varsa bol sıvı alınması çok önemlidir. Bu nedenle, su içinde eritilerek kullanılan anti gribal ilaçlar, sıvı alımının arttırılması, hızlı etki sağlaması açısından önerilir. Hastalıkta, su, meyve suyu ve kafeinsiz içecekler tercih edilmelidir. Yeteri kadar sıvı alınması sinüslerdeki ve göğsünüzdeki ifrazatın daha az birikmesine ve vücuttan daha kolay temizlenmesine yardım eder. Hastalık dönemlerinde beslenmeye dikkat edilmeli, iştahsızlık varsa enerji ihtiyacını gidermek için karbonhidrattan zengin diyet uygulanmalıdır."
Uzmanlar, antibiyotik türü ilaçların, ancak viral enfeksiyon olan gribin üzerine bakteriyel bir başka enfeksiyon eklendiğinde bir hekimin önerisi ile kullanılabileceğini hatırlatarak, "Grip sırasında aspirin kullanılmamalıdır. Anti gribal ilaçlar gribe bağlı rahatsızlıkları hafifletir" diyorlar.