HABER

'Kemer sıkmak ekonomiyi iyileştirmez'

Dünya Bankasının eski baş ekonomisti ve Nobel ödülü sahibi Joseph Stiglitz, kemer sıkma politikalarının ekonomik iyileşmeye katkı sağlamaktan ziyade toparlanmayı geciktireceğini söyledi.

'Kemer sıkmak ekonomiyi iyileştirmez'

Dünya Bankasının eski baş ekonomisti ve Nobel ödülü sahibi Joseph Stiglitz, kemer sıkma politikalarının ekonomik iyileşmeye katkı sağlamaktan ziyade toparlanmayı geciktireceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama, G20 toplantısından çok önce, bütçe açıklarını 2013 yılına kadar yarı yarıya azaltmayı kararlaştırdıklarını, G20 toplantısında alınan kararın, orta ve uzun vadede bu büyük açıkların göz önünde bulundurulmasını düşünen Amerika'nın görüşleriyle bağdaştığını belirtti.

Kanada'da yapılan G20 zirvesine katılan liderlerin her biri, toplantı sonucunda alınan kararların, kendi hükümetlerinin açığı azaltma stratejilerinin doğru olduğuna işaret ettiğini savundu.

G20 zirvesinden çıkan kararları Dünya Bankasının eski baş ekonomisti ve Nobel ödülü sahibi Joseph Stiglitz'e sorduk.

BBC: Büyümeyi destekleyecek mali konsolidasyon planları izleyeceklerini vurgulayan, dünyanın önde gelen 20 ekonomisinin liderlerinin üzerinde uzlaştığı görüş hükümetlerin üç yıl içinde borçlanmayı yarı yarıya indirirken ekonomik büyümeye zarar vermeme sözü ne kadar gerçekçi bir senaryo içeriyor acaba?

Joseph Stiglitz: Bence bu sadece bir düş. Ekonomilerinin iyileşeceği konusundaki aşırı iyimserliği yansıtan bir görüş. Almanya, İngiltere ve Avrupa'daki diğer ülkeler tarafından kararlaştırılan kemerleri sıkma politikası aslında ekonomilerin düzelme hızını yavaşlatacaktır. Ekonominin hızı azalınca vergi gelirleri de azalacak ve sonuç olarak bütçe açığını umulan düzeye indirme şansı da pek fazla olmayacaktır. Ayağını kendi yorganına göre uzatma ilkesini benimsemek iyi hoş da bu politika ancak kişiler bazında işe yarar. Ülkeler söz konusu olunca durum farklıdır. Hükümetler harcamayı kesince gelirleri eskisi gibi kalacak anlamına gelmez bu. Tersine üretim azalır ve üstelik bu düşüş, kesilen harcamanın kat kat daha fazlası boyutlarda olur.Harcanan her dolar başına daha fazla teşvik yaratacak biçimde vergilerin ve harcamaların yapılanması üzerine odaklansalar daha iyi olurdu. Ve uzun erimli borçları azaltma konusuna ağırlık verseler daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Şöyle bir örnek vereyim. Eğer hükümetler, az gelir de getirecek olsa yatırımlara bütçelerinde yer ayırsalar, verilen bu teşvikle ekonomi kısa erimde daha çabuk büyür ve uzun erimde de gelirler artacağı için ekonomi yeniden büyür. Avrupa ülkelerinin şimdi izlediği "açığı azaltma" yolu izlenmese uzun erimli borç daha da düşük olur.

BBC: Önerdiğiniz bu kadar basit olsa ülkelerin çoğu bu yolu izlemez miydi? Neden bu yolu seçmiyorlar?

Joseph Stiglitz: Miyop görüşlü mali piyasaların fazla etkisinde kaldıkları için derim. Mali piyasaların yanlış tahminlerine çok örnek var etrafımızda. Uzun erimli sonuçlara bakmak yerine kısa erimli önlemler alıp herşeyi kesme yoluna gidiyorlar. Ülkelerin, harcamalarını keserek gerilemiş ekonomilerini düzeltmelerine başarılı örnekler olarak gösterebileceğimiz kanıtlar yok hiç. Öte yandan bu tür kemerleri sıkma politikalarının ekonomileri gerilettiğine, gerilemenin ekonomileri daralttığına örnek ise çok. IMF bize bir çok örnek verdi. Endonezya, Tayland , Arjantin ve Brezilya bunlara güzel birer örnek. Hepsinde çok büyük ekonomik gerileme görüldü. Kemerleri sıkma politikasının tehlikelerine bir çok örnek var. Bu politikanın başarılı sonuç verdiğine dair ise hemen hemen hiç örnek ise yok.

BBC: Obama yönetimi de durumu aynı şekilde mi değerlendiriyor sizce? Çünkü ekonominin düzelmesi ve bu yolda teşvikler getirilmesi fikrini öne çıkardığı izlenimi var.

Joseph Stiglitz: Evet, sanıyorum Obama yönetimi benim önerdiğim biçimde değerlendiriyor durumu. Bizim için işsiz oranının yüzde 10 olması kabul edilemez. Avrupa'da son zamanlarda işsiz oranının böyle arttığına tanık olundu. Belki o nedenle, benim "ekonominin yanlış işlemesi"diye tanımlayabileceğim önlemleri kabul edilebilir buluyorlar. Çünkü hiç bir toplum, her on vatandaşından birinin çalışmak istediği halde iş bulamamasını kabul edemez.

En Çok Aranan Haberler