MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Fırat'ın doğusu hainlerden temizlenmedikten sonra vatan tehlikededir. Sınırlarımızdan başlayarak 30 kilometrelik derinliğe kadar bir güvenli bölge kurulacaksa, bunun denetim, kontrol ve yönetimi kesinlikle Türkiye'de olmalıdır." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen Aday Tanıtım Toplantısı'nda konuştu.
Bahçeli, konuşmasına, "'Beka için milli karar, cumhur için istikrar' diyor, adımlarımızı hızlandırıyoruz. 'Sağduyunun birlikteliği, Cumhur İttifakı' diyor, anılarımızı atiye taşımak, parlak bir geleceğin kilidini açmak için çalışıyoruz.
Çünkü işimiz çok, hedeflerimiz büyük, yükümüz ağırdır.
İnanıyorum ki 31 Mart 2019'da Türkiye ehline emanet edilecektir. İnanıyorum ki Türkiye'nin önünü kesmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir." diyerek başladı.
Bahçeli, 9 Ocak 2019'un Ülkü Ocaklarının kuruluşunun 50. yılı olduğunu anımsatarak, 24 Ocak 1993'te de Milliyetçi Çalışma Partisi'nin dördüncü Olağanüstü Kongresi'nde MÇP-MHP'nin bütünleşmesinin sağlandığınıaktardı.
Bahçeli, 9 Şubat'ta MHP'nin 50. yıl dönümünü şölen havasında ve çok görkemli bir şekilde kutlayacaklarını bildirdi.
Milliyetçi-Ülkücü hareketin Türklüğün ve Türkiye'nin beka davası olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:
"Öyle bir dönemdeyiz ki hem tarih yazıyor, hem de yazılan tarihe şahitlik ediyoruz.
MHP, 50 yıllık birikim ve tecrübesiyle, 50 yıllık ilke ve tutarlılığıyla, 50 yıllık siyasi ahlak ve ağırlığıyla Türkiye'nin önünü açıyor, serpilip gelişmesine destek veriyor.
Herhangi bir çıkar gözetmeksizin, herhangi bir pazarlık veya al-ver sürecine dahil olmaksızın milli bekamızın haklarını savunmak için fedakarlıksa fedakarlık, mücadeleyse mücadele, bedelse bedel, kısacası ne gerekiyorsa onu yapıyoruz.
31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri'ni de bu şekilde kavrıyoruz."
-"Milli bekamızın haysiyet konusudur"
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleriyle birlikte Türkiye'nin yeni bir hükümet sistemine geçtiğini anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bu tarihi bir eşiktir.
15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünü dikkate alarak bu geçişi düşünüp planlayan Cumhur İttifakı'dır.
Bu geçişe onay veren büyük Türk milletidir.
Cumhur İttifakı cumhurun özlemlerini şuurla benimsemiş, Türkiye Cumhuriyeti'ni yükseltme amacına sebatla odaklanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti sistemsel yenilenmeyi başarmış, bunu da başkalaşmadan değişerek elde etmiştir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin iyice yerleşip kökleşmesi hayat memat konusudur.
1 Nisan sabahı için felaket senaryoları yazanların hevesleri kursaklarında kalacaktır.
Bu yeni sistemin mimarlarından birisi de MHP'dir.
İçinde olduğumuz, payımızın bulunduğu, var olması için çaba sarfettiğimiz bir hükümet sisteminin güçlenmesini istemek, kurum ve kurallarıyla derinlik kazanmasını amaçlamak tutarlılıktır, doğru bir siyasetin tezahürüdür.
Yaptığımız ve yapacağımız da budur.
Cumhuriyet'in yüzüncü yıl dönümüne, yani 2023'e, huzur, istikrar, derlenmiş toparlanmış, kronik sorunlardan kurtulmuş şekilde mutlaka erişeceğiz.
31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri yeni hükümet sisteminin ilk demokratik imtihanıdır.
Bu imtihandan alnımızın akıyla çıkmamız aynı zamanda beka meselesidir.
Bu imtihanda başarılı olmak aynı şekilde milli bekamızın haysiyet konusudur."
-"İl genel meclislerine daha fazla girelim"
Bahçeli, bugüne kadar aday olarak ilan ettikleri 863 belediye başkan adayının seçilmesini istediklerini belirterek, "Elbette Cumhur İttifakı'nın zafere imza atmasını, bununla birlikte il, ilçe ve büyükşehir belediye meclislerinde daha çok temsil edilmeyi amaçlıyoruz.
51 ilimizdeki il genel meclislerine daha fazla girelim, daha çok yer alalım arzusundayız." dedi.
-"Senin gibi mankurtların işidir"
Ancak seçimde kendileri için bekanın her şeyin önünde ve üstünde olduğunun altını çizen Bahçeli, şunları kaydetti:
"Beka yoksa belediye taş yığını, beton yıkıntısıdır.
Beka yoksa, yani var oluşumuz hücum ve hüsrana uğramışsa, ne yapalım belediyeyi, nasıl yapalım siyaseti?
Malum zillet korosu hep bir ağızdan soruyor, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin bekayla ne ilgisi varmış?
Hezeyan çukuruna düşen zillet neferlerine göre, yerel seçimler ülke bekası için önemli değilmiş.
İnce ince nifak taşları döşeyen, kıyıda köşede, orada burada partisinin genel başkanını hedef alan bir zat da, Cumhurbaşkanı adaylığında yaşadığı şok ve hezimeti atlamadığından ağzından çıkanı kulağı duymayacak bir noktaya savrulmuştur.
Aklı epey incelmiş bu zavallıya göre, sadece bir yerel seçimi beka sorunu olarak millete anlatmak olsa olsa zeka sorunuymuş. Bu yaklaşımdan da uzak durulması lazımmış.
Gerçi gafile kelam, nafile kelamdır ama yine de biz hak edene hak ettiği gibi söyleyeceğiz.
Bu ucube zihniyete layık olduğu muameleyi yapacağız.
Vay densiz vay, bekayı zeka sorunu olarak görmek ancak senin gibi mankurtların işidir, ancak senin gibi sabah başka akşam başka konuşan çarkı feleklerin üslubudur.
Zillet beğenmedi, zillet sevinmedi, zillet takdir ve tebrik etmedi diye bekamızı yok mu sayacağız?
Kaldı ki, CHP-İP-HDP-PKK-FETÖ'den oluşan, arkalarında Türk düşmanlarının bulunduğu zillet koalisyonu, 31 Mart'ı beka görseydi biz kendimizden şüphe eder, 'acaba doğru mu yapıyoruz' diye kendimizi sorgulardık."
-"Beka seçimidir"
"Bilenlerle bilmeyenler, samimiyetle sahtekarlık hiç bir olur mu?
Günahla sevap hiç aynı olur mu?
Bekayla bozguncu emeller hiç yan yana gelir mi?" diye soran Bahçeli, "Be hey cahil, be hey zalim, be hey zillet ittifakı, hakla batılın, doğruyla yanlışın, caniyle şehidin, aynı safta toplandığını, aynı hizaya geldiğini bir kez olsun gördünüz, bir kez olsun duydunuz mu?
Kimin ne söylediğinin önemi yoktur.
31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri beka seçimidir." değerlendirmesinde bulundu.
Devlet Bahçeli, Balkanların sarsıldığını, özellikle Makedonya'nın kaynadığını, Avrupa'nın sancılı, Kafkasya'nın sallantıda olduğunu vurgulayarak, "AB'de kanama vardır, Londra-Brüksel ilişkisi karmakarışıktır.
Dahası güney sınırlarımız boyunca kanlı ve karanlık bir hesap görülmektedir.
Her yer karışık, her taraf karanlıktır.
Küresel emperyalizm şirret oyun peşinde, habis senaryosunu icranın derdindedir.
Fırat'ın doğusunda neyin olacağı belli değildir.
Gündemde olan güvenli bölge teklifleri masadadır, ne var ki boyutunu, ne getirip ne götüreceğini, dahası içeriğini tam bilen de yoktur.
ABD'nin dayattığı güvenli bölge teklifiyle terör örgütlerinin güvenliğini sağlama gayesi ön plandadır, son tahlilde milli bekamız risk ve tehditlerin markajındadır.
Yeni bir Barzani modeli kafalardadır, yeni bir özerk yapılanma gündemin başköşesindedir." diye konuştu.
Bahçeli, geçen hafta Türkiye'yi ziyaret eden ABD'li Senatörün YPG'yi PKK'nın politik kolu olarak itiraf ve ifadesinin hala akıllarda olduğuna dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"ABD'nin Suriye'den çekildim, çekiliyorum iddiaları her geçen gün anlam ve inandırıcılığını kaybediyor.
Menbiç'te, Afrin'de ABD'li askerlere yönelik peş peşe manidar saldırılar gerçekleşiyor.
Ve Türk milleti Fırat'ın doğusuna girilmesini, teröristlerin imha edilmesini sabırsızlıkla bekliyor.
Kaybedilen her gün, her saat, her an aleyhimizedir.
Fırat'ın doğusu hainlerden temizlenmedikten sonra vatan tehlikededir.
Sınırlarımızdan başlayarak 30 km'lik derinliğe kadar bir güvenli bölge kurulacaksa, bunun denetim, kontrol ve yönetimi kesinlikle Türkiye’de olmalıdır.
Başkalarının stratejik türbülansına kapılırsak tedavisi çok zor yaralar alırız.
Başkalarının eline avucuna bakarsak yenilgi üstüne yenilgi yaşarız."
(Sürecek)