MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın 31 Mart seçimlerine mührünü vurduğunu, başarısını tescillediğini belirterek, "23 Haziran'da da gönüllerde olmasına rağmen istismar ve yalan siyaseti maalesef ön plana çıkmıştır." dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yenileme seçiminde milli iradenin tercih ve seçiminin belli olduğunu anımsattı.
Seçim sonucuna duydukları saygılarının tartışmasız olduğunu belirten Bahçeli, sonucun ülkeye, millete ve İstanbul'a hayırlı olmasını diledi.
Partisinin İstanbul'da çalışan teşkilatına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'lilere şükran ve teşekkürlerini sunan Bahçeli, şunları söyledi:
"Türk demokrasisi, güçlü vasfını bir kez daha göstermiştir. Sandık şaibeden arındırılmış, ahlak ve yasa dışı müdahalelerden, oy hırsızlarından korunmuş ve kurtarılmıştır. Tek adam iddiaları, demokrasimizin kötü gösterilme aymazlığı 23 Haziran'da emel ve iddia sahiplerini mahcup etmiş, hepsini çuvallatmıştır. 'Türkiye'de demokrasi yok' diyenler, hem 31 Mart seçiminden hem de 23 Haziran seçiminden ibret almalıdır.
Ancak bize göre İstanbul ehline emanet edilmemiştir. Bunun sonuçlarını da ilerleyen dönem ve yıllarda görmemiz kuvvetle muhtemeldir. Seçilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın ne yapıp yapmadığı kısa sürede belli olacaktır. Şu hususun altını çizmek isterim ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın bütün tasarruflarını yakinen takip edeceğiz, gerekli notlarımızı alacağız."
23 Haziran'ın neticesi ne olursa olsun, Cumhur İttifakı'nın 31 Mart'a mührünü vurduğunu, başarısını tescillediğini ifade eden Bahçeli, "23 Haziran'da da gönüllerde olmasına rağmen istismar ve yalan siyaseti maalesef ön plana çıkmıştır.
31 Mart'tan 23 Haziran'a geçen zaman dilimi içinde pek çok şey yaşanmıştır. 6 Mayıs'tan 23 Haziran'a kadar da siyasi ortam gerildikçe gerilmiş, iftiralar, saldırgan tavırlar, tezvirata dayalı söylemler havalarda uçuşmuştur.
Sosyal medya infazları, rezil dedikodular, asılsız ve temelsiz haberler, gerçekçi olmayan mağduriyet edebiyatı 23 Haziran'ı bir nebze de olsa gölgelemiştir." değerlendirmesini yaptı.
-"Artık Kılıçdaroğlu'nun tepesinde keskin kılıç gibi sallanacak"
Devlet Bahçeli, usulsüzlüğe ve yolsuzluğa batmış bir seçimin hukuk kuralları ve emniyet tedbirleri çerçevesinde yenilenmesi zaruri olduğu için 31 Mart'taki seçimin iptalini her fırsatta dile getirdiklerini söyledi.
CHP'nin, YSK'nin seçimin iptali kararını haksız ve kasıtlı şekilde tartışmaya açtığını, ağır hakaretler eşliğinde karaladığını savunan Bahçeli, "Şu işe bakınız ki CHP Genel Başkanı'nın dünkü grup toplantısında '23 Haziran seçimi de iptal edilirse tepki göstermeyeceğim' demesi arızalı bir ironi, şirazesinden çıkan ters manyel, şımarık bir ruh halinin dile gelmesidir." dedi.
Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun çoktan korku tünelinde bocalamaya, patinaj yapmaya, kaygı türbülansına girmeye başladığını ifade ederek, "Fakat korkunun ecele faydasının olmadığı pek çok kere görülmüştür.
Artık bundan sonra Ekrem İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun tepesinde keskin bir kılıç gibi sallanacak, kabuslar görmesine yol açacaktır.
Elbette onların ne yapacağı, kimin hangi koltuk hesabıyla avunduğu kendi meseleleridir.
Dileğimiz İstanbul'un iyi yönetilmesi, belediye hizmetlerinin bahanesiz ve eksiksiz sunulmasıdır." diye konuştu.
- "Siyasi paçozluğa müsaade olmayacak"
Ekrem İmamoğlu'nun seçimin hemen ardından yaptığı teşekkür konuşmasının dikkatle analiz edilmesi gerektiğini söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bu konuşma bir belediye başkanının yapacağı konuşma değildir.
Maksadını aşan, hamaset tuzağına kapılan, siyasi hedeflerinin koordinatlarını ele veren İstanbul Belediye Başkanı, gizli gündemi doğrultusunda anlaşılan bir hazırlık içindedir.
Sanal bir devlet başkanı edasıyla, yapay bir Cumhurbaşkanı üslubuyla ahkam kesen CHP'li Belediye Başkanı'nın asıl görev ve sorumluluk alanından ziyade her yere çekilecek bir tarz ve tonda konuşma yapması bize göre tesadüfi görülemeyecektir.
İstanbul gözbebeğimizdir.
PKK ve FETÖ'nün hükmü İstanbul'a sökmeyecektir.
Dağda kovalanan teröristler İstanbul ve diğer büyükşehir belediyelerine çöreklenemeyecek, buna devlet umuru, millet şuuru izin vermeyecektir.
Bu itibarla herkes ayağını denk almalıdır. Durduğu yeri tekrar gözden geçirmelidir.
Siyasi paçozluğa, siyaset palyaçoluğuna müsaade olmayacaktır. Yedi dakikada domuz eti tüketmekle övünenlerin bizim üzerimizden nefret yarışına girmeleri terbiyesizliktir. İstanbul'a konvoyla girişimizi geriye sarıp İzmir Marşını kullanarak alaya alanlar bilmelidir ki yedikleri haram lokmalar, kırdıkları cevizler günü geldiğinde boğazlarına duracaktır."
-"Türkiye bir yol ayrımında"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye'nin egemenlik haklarına karşı çoklu saldırı ve siyasi oyunların uzun zamandır sahnede olduğuna işaret ederek, "ABD'nin S-400 hava savunma sistemi üzerinden ülkemizi tehdit etmesi, yaptırım kozunu kullanacağını hem dikte edip hem de kabaca dile getirmesi devlet olma vasfımıza hakaret ve hürmetsizliktir." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin bir yol ayrımında olduğunu vurgulayan Bahçeli,"Ya bu tehditlere boyun eğeceğiz, asırlara meydan okuyan devlet olma vakar ve şerefimizi kaybedeceğiz ya da S-400'leri temmuz ayı içinde alıp belirlenen vatan topraklarına konuşlandıracağız.
Bunun başka bir seçeneği kalmamıştır." diye konuştu.
Hassasiyeti derinleşip boyut değiştiren bu konunun "artık bir hava savunma sisteminden daha fazlasını ihtiva ettiğini" dile getiren Devlet Bahçeli, "ABD, açıkça taviz istemekte hatta devletimizin çözülmesini dayatmaktadır. 'S-400 hava savunma sistemini alırsanız şöyle olur, böyle olur' tehditlerinin bizim nezdimizde geldiğimiz bu aşamada hiçbir geçerliliği ve ehemmiyeti yoktur." dedi.
ABD beğense de beğenmese de S-400'lerin alınmasının bir varoluş meselesine dönüştüğünü söyleyen Bahçeli, şunları kaydetti:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin karar organları bellidir.
Türk milletinin iradesi üstünde bir irade tanımamız söz konusu bile edilemeyecektir.
S-400 gelecek, Türkiye'nin milli güvenliği için kullanılacaktır. ABD Başkanı Trump'ın kriz imali, yaptırım ikmali, dünya barışını zedeleme ilkellikleri vahim bir gidişatın ispatı ve ön habercisidir.
Türkiye teslim olmamalıdır.
Türkiye taviz vermemelidir. S-400 hava savunma sistemini almak sadece milli güvenliğimiz için değil, milli devletimiz için de vazgeçilmez bir öneme sahiptir. ABD Başkanı iyice pervasızlaşmış, freni boşalmıştır. İran Devrim Muhafızları'nı terör örgütleri listesine almasının ardından ilanı yapılan yeni yaptırımların bölgesel tansiyonu arttıracağı, küresel gerginlikleri tırmandıracağı açıktır.
ABD sorumsuzdur, kontrolsüzdür, duyarsızdır, saygısızdır."
-"İzmir'de denize dökülen dedelerinden ders almalı"
Bahçeli, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin deniz egemenlik sahasına ve haklarına yönelik mütecaviz söz ve eylemlere her gün bir yenisinin eklendiğinin altını çizerek, Yunanistan'ın "ateşle oynadığını" söyledi.
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerinde ısrar etmesinin bedeli olacağını küstahça açıkladığını anımsatan Devlet Bahçeli, şöyle konuştu:
"Topal ördek Çipras, Akdeniz ve Ege'de savaş riski var diyerek, Türkiye'yi önleyeceklerini ifade etmiş, ilaveten Kıbrıs'ta garantörlüğümüzün son bulması çağrısını yaparak zırvada zirveye çıkmıştır. Yunan hükümeti bilmelidir ki Akdeniz ve Ege'de önümüzü kesecek bir korsan henüz anasından doğmamıştır. Çipras meydan okumayı bırakmalı, kendini tarihe vermelidir. İzmir'de denize dökülen dedelerinden ders almalıdır. Almıyorsa denize gömülmeye, denize çakılmaya, denizde yutulmaya şimdiden hazır olmalıdır. Yunan munan bilmeyiz, gideceğimiz yere kadar gideriz, yolumuza çıkan olursa ezeriz, hiçbir şart altında hedeflerimizden vazgeçmeyiz. Önümüzü kesenin ömrüne kast ederiz.
Parmak sallayanların parmağını keser atarız.
Türk milleti tehditle durdurulamaz, meşru yürüyüşü zorla engellenemez.
Hodri meydan, Çipras Akdeniz ve Ege'de karşımıza çıksın da nelerin olacağını, başına neyin geleceğini görsün.
Akdeniz'de görev yapan sondaj gemilerimiz faaliyetlerine cesaretle devam etmeli, hakkımız ne ise onun temini konusunda gereğini kahramanca ve fedakarca yapmalıdır.
Yiğit leventlerimiz unutulmadı, Barbaros Hayrettin Paşa bizim gönlümüzde ölmedi, bilinsin ki haçlı donanmasını hala parmağıyla işaret etmekte, denizin dibine indirmek için tetikte beklemektedir."
(Bitti)