SBÜ'den 7 bin asistan hekime "İyi Klinik Araştırma Eğitimi"

İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Tıp alanında, Türkiye kaynaklı bilimsel yayınların sayısını, kalitesini artırmak ve tıpta uzmanlık eğitiminde dünya standartlarını yakalamak amacıyla Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) ile Medical Research Support (MedicReS) iş birliğinde hayata geçirilen program kapsamında, 7 bin asistan hekime "İyi Klinik Araştırma Eğitimi" verildi.

Türkiye genelinde 58 eğitim ve araştırma hastanesinde çalışan yaklaşık 10 bin asistan doktorun uzmanlık, uzman doktorların da akademik eğitimlerini yürüten üniversite tarafından verilen eğitimle hekimlerin, bilimsel çalışma okuma, yorumlama, planlama, yürütme ve yazma konularında yetkinliklerinin artırılması hedefleniyor.

Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, sağlık eğitiminde kaliteyi artırmak amaçlı bazı projeler yürüttüklerini dile getirdi.

MedicReS iş birliğiyle gerçekleştirdikleri bu eğitimi, tüm asistanlara, uzmanlık öğrencilerine, öğretim üyelerine ücretsiz olarak sağladıklarını aktaran Erdöl, şunları kaydetti:

"7 bin kişiyi bu konuda eğitmiş olduk. Sağlıklı, doğru, ülkemizin, milletimizin menfaatine en uygun güzel çıktıları elde edebilmek için bir çalışmayı baştan iyi dizayn etmek lazım. Baştan hangi parametreyi, deneysel çalışmayı, hasta, denek sayısını, tipini iyi belirlemeden yola çıkarsanız, sonunda geriye dönük zamanı kazanamazsınız. Yani bilimsel veriye dönüşmez. İstediğiniz çıktıyı elde edemezsiniz. Biz bunu baştan iyi planlayalım istedik. Bu eğitimlerle bilimsel araştırmalarımızın daha kaliteli olmasını, bilimsel araştırma sonuçlarının ülkemizin, milletimizin ve insanlığın faydasına olmasını amaçladık. Bunda da büyük bir mesafe aldık."

- "Araştırma noktasında ülkemizde de büyük çabalar var"

SBÜ Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı Başkanı ve MedicReS Uluslararası Eğitimler Bilimsel Direktörü Prof. Dr. Arzu Kanık da tüm dünyada tıp araştırmalarının sonuçlarında tutarsızlıklar olduğunu ifade etti.

Araştırma planlamaya yönelik eğitimlerin, tıp hekimliği eğitimi esnasında verilemediğini aktaran Kanık, bu programın mezuniyet sonrası tıp hekimlerine araştırma yapmayı öğreten eğitimlerden oluştuğuna işaret etti.

Prof. Dr. Kanık, eğitimleri sadece araştırma yapmak için değil, araştırmayı okumak, anlamak, hataları görebilmek, eleştirebilmek anlamında gerçekleştirdiklerini aktararak, şöyle devam etti:

"Bu anlamda ülkemizde de büyük çabalar var. Sağlık Bakanlığımız da ülkemizde araştırmaların yapılmasını destekleyen eğitim programlarını destekliyor. Bu anlamda eğitimlerimiz Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından onaylandı. Sağlık Bilimleri Üniversitesi olarak biz, büyük bir başarı gerçekleştirdik. 7 bin araştırmacının uluslararası da geçerli araştırmacı eğitimlerini tamamladık. Bu kişiler hem üniversitemizin hem ülkemizin hatta dünyada araştırma için ayrılan fonlarından yararlanabilecek durumdadır. Bu fonları alabilmek için proje yazmak gerekiyor. Yazılan projenin uluslararası teknik ve kurallara uygun olması gerekiyor. MedicReS eğitimlerini tamamlayanlardan beklentimiz hem Türkiye'de hem dünyada uluslararası fonlardan yararlanıp insanlık adına çok iyi araştırmalar planlamaları. Bunların sonuçlarını paylaşabilecekleri makaleler yazabilmeleri. Amacımız bu yetenekleri onlara kazandırmak."

- "Bu konu ülkemizin geleceği ve prestiji açısından çok önemli"

Prof. Dr. Arzu Kanık, araştırmaları tehdit eden en önemli konunun yanlılık olduğunu vurgulayarak, "Bu noktada iki unsur var. Biri gerçekten araştırmacının akademik veya ticari kaygılarla araştırma sonuçlarını manipüle etmesidir. Yani biz buna asla araştırma demiyoruz. Bu sonuçta sahtekarlık. Ama onun dışında iyi bir bilim insani dahi hata yapabilir. Bizim araştırmacıya eğitim verdiğimiz konu bu noktadadır." dedi.

İyi bir araştırma için birinci adımın iyi örnekleme yapmak olduğunu belirten Kanık, tıpta uzmanlığını yapan öğrencinin araştırma yapmaktan çekindiğini, bu cesaretin de eğitim ve bilgi birikimiyle oluştuğunu söyledi.

Kanık, daha iyi bir sağlık hizmeti verebilecek hekimlerin sadece üniversitede aldıkları eğitimlerle yetinmemelerini istediklerini anlatarak, şunları kaydetti:

"Makale okumayı öğrenmelerini, bunu bir hayat biçimi olarak sürekli bilgilerini yenilemelerini istiyoruz. Araştırma yapmaktan, okumaktan kaçınmadan, korkmadan, anlayarak ve bu yeteneklerini kendilerinde hissederek mezun olmalarını sağlayacağız. Bunun da yeni dünyada ortaya çıkan yeni gelişmeleri takip edebilecek bir genç nesil oluşmasına katkısı büyük olacak. Erken ve doğru tanı, öncelikle hastalıkları önlemeyle ilgili uluslararası sonuçları takip etmekten geçer. Sadece takip etmek değil ülkemizin artık bu araştırmaları yapmaya da ihtiyacı var. Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nin ülkemizde yürütülen tıp araştırmalarının sayı ve kalitesini artırma gibi bir hedefi var. Özellikle devletimizin de bu konuda ülkenin daha iyi yerlerde olması noktasında hedefleri var. Bu ülkemizin geleceği ve prestiji açısından çok önemli."