HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Tarım, ekonominin can damarı

'Endüstriyel fabrikalara geçiş döneminde Türkiye'deki tarım sektörünün hayatiyetinin azaldığı' fikrinin doğru olmadığı ve Türkiye'nin, gıda konusunda kendi kendine yeterlikten uzak olan çöl içindeki komşularının yanında, 'yeşilliklerle çevrili bir ev görünümünde' olduğu belirtiliyor.

Tarım, ekonominin can damarı

Türkiye'nin, yaklaşık 800 bin kilometrekarelik alana sahip ve Batı Avrupa ülkelerinin her birinden daha geniş olan büyük bir ülke konumunda bulunduğunu bildiren uzmanlar, Türkiye'nin, dünyadaki enlem ve boylam olarak coğrafi konumu, üç tarafının denizlerle çevrili bir Akdeniz ülkesi oluşu, değişik mikroklimalara sahip bulunuşu, iklimi, güneşlenme süresi, toprak yapısı ve varlığı açısından bir kısım tropik ve subtropik ürünler dışında bütün ürünleri yetiştirmeye büyük imkan verdiğini kaydediyor.

Bugün zirai üretim olarak dünyada kendi kendine yeterli ülkeler arasında sayılan Türkiye'nin, mevcut potansiyelini sanayisine paralel olarak geliştirme durumunda olduğunu ifade eden uzmanlar, toplam yüzey alanının yüzde 35'ine tekabül eden 27.6 milyon hektarlık zengin ekilebilir arazi parçasına sahip olduğunu, 300 bin dekar alanda örtü altı tarımı (seracılık) yapıldığını vurguluyor.
Türkiye'nin en önemli ürünlerini, başta buğday ve arpa gibi hububat olmak üzere, fındık, üzüm, pamuk, limon, incir, tütün, zeytin, çay, ayçiçeği, şeker pancarı, fıstık vs. olarak sıralayan uzmanlar, dev Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)'nin uygulanması ile birlikte bölgede 1.7 milyon hektar alanın sulama imkanına kavuşacağını, bu miktarın, Belçika'nın yarısı kadar bir alanın ilavesi anlamına geldiğini savunuyor.

Ekonomik olarak çalışan nüfusun yüzde 54'den fazlasının tarım ve hayvancılık sektöründe bulunduğunu, bu rakama tarım sanayiinde çalışanlar ilave edilirse daha da fazla olduğunun görüleceğini ifade eden uzmanlar, hane halkı toplam gelirinin yaklaşık yüzde 23'ünün tarımdan geldiğini, bunun da Türkiye için tarımın hayati önemini muhafaza ettiğini ve Türk ekonomisinde daima büyük rol oynadığını ifade ettiğini vurguluyor.

Türkiye'nin, coğrafi yerleşimi sebebiyle de, çok büyük ticari imkanlara sahip olduğunu belirten uzmanlar, bölgedeki ve diğer Türk cumhuriyetleri ülkeleriyle geleneksel ve tarihi bağlarının bulunmasının, Türkiye'ye ticaret konusunda büyük avantaj sağladığını bildiriyor.

Türkiye'nin, 1980'li yılların başında, ekonomisini globalleştirmek ve dünya ile entegre olmak için yapısal değişiklikler yaptığını hatırlatan uzmanlar, stratejilerdeki bu değişimlerin, ülke tarımsal sanayiinin yapısında da esaslı değişikliklerin meydana gelişi sonuçlarını sağladığını kaydediyor.

Hükümetin, elinde olan birçok hizmeti özel sektöre devrettiğini ifade eden uzmanlar, devredilen bu hizmetlere örnek olarak, tarımda tohumculuk, tarım makineleri, gübre, zirai mücadele ilaçları, süt ve et sanayii ve diğer bazı fabrikaların gösterilebileceğini vurguluyor. Uzmanlar, bu stratejilerin sonucunda meydana gelen olumlu şartlar sebebiyle, yabancı yatırımcıların da tarım sektöründe önemli yer almaya başladığına dikkat çekiyor.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler