BİZE ULAŞIN
Kamil Erdoğdu
Pekin, Çin
Tianenmen Meydanı turist akınına uğradı
Çin, yaklaşık 30 yıldır dünyada kendisinden ekonomik gelişmesiyle söz ettiriyor. Çin'in gelişmişliğinden bahsedilirken de akla hemen özel otomobiller, dolup taşan mağazalar ve lüks tüketim geliyor.
90'lı yılların başlarında Çin hükümeti ekonomiyi canlandırmak için tüketimin artırılması gerektiğini saptadığında tasarruf yapmasıyla tanınan halkı birikimlerini harcamaya çağırmıştı.
Çin halkının refah göstergeleri otomobil, ev ve alışverişle sınırlı değil. Çinliler bu 30 yılda tatil yapmaya başladı, daha doğrusu tatil yapmanın tadına vardı.
Milli ve geleneksel bayram tatiller hafta sonlarıyla birleştirilmeye başlandı ve bu 7 günlük tatiller "Altın Hafta" diye adlandırıldı.
1 ile 7 Ekim günleri arasındaki son Altın Hafta yine ülke çapında seyahatlere ve turistik yerlerin dolup taşmasına sahne oldu.
Pekin'e akın Tatilin ikinci günü, üstelik sabahın saat altısında Pekin havaalanına giden otobanı görenler, şehrin boşaltıldığını düşünebilirlerdi.
Tapınaklar ziyaret edildi, tütsüler yakıldı
Çok erken saatte olmasına rağmen bindiğimiz taksi havaalanına adım adım gidebiliyordu. Uçağı kaçırmamak için daha terminale varmadan taksiden inip yürümek zorunda kaldık.
Tabii, tatilde başkent Pekin'in boşaldığını söylemek doğru değil. Zira Pekin dışına olduğu gibi, Pekin'e de turist akını vardı.
Hatta yetkililer şehirdeki trafik sıkışıklığından dolayı araç sahiplerinden tatil günlerinde gerekmedikçe saat 15 ile19 arasında trafiğe çıkmamaları istedi.
Geleneksel Çin hayatı Bayram tatilindeki hedefimiz ülkenin güneyindeki Guilin şehri idi. Bir arkadaşın tavsiyesi üzerine şehir merkezinde değil, dünyanın 10 'su harikası'ndan biri kabul edilen Li nehrinin kıyısındaki Yangshou kasabasında kalacaktık.
Klasik Çin resimlerindeki uzun sivri kayalıkları ve aralarından akıp giden nehri ilk gördüğümde bunların tamamen ressamların hayal ürünü olduğunu düşünmüştüm. Oysa havaalanından kasabaya doğru ilerlerken iki yanımızda bu tepeler yükseliyordu.
Li nehri kıyısına vardığımızda gördüğümüz manzarayı anlatmak için kelime bulmak o kadar kolay değil.
Zaten manzarayı değil, bambu sallarla nehirde gezen, Batı Caddesi adı verilen sokakta klasik Çin mimarisiyle yapılmış binalardaki dükkanları dolaşan ve nehir kenarındaki ışık ve dans gösterisini izleyen Çinlilerin düşündürdüklerini aktarmak istiyorum.
Geleneksel değerler revaçta
Dışa açılma ve reform uygulamalarının ilk yıllarında tatilin Çinliler için salt tüketimden ibaret olduğu söylenebilirdi. Ancak son yıllarda tatilin özellikle şehirli Çinliler için farklı anlamlar taşıdığı göze çarpıyor.
400 bin nüfuslu Yangshou'da tatil boyunca en az 1 milyon kişinin bulunduğunu söylemek abartı olmaz.
Caddelerinin sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen kasabada akşam saatlerinde trafik kitleniyordu. Gündüz nehirde bambu sallarla gezinti yapan ya da civardaki köyleri dolaşan insanlar sanki akşam Batı Caddesi'nde buluşuyordu. Ancak bu kalabalıkta bir tüketim çılgınlığı değil, şehirden kaçma ama daha fazla geleneklere ve kültüre yönelme dikkati çekiyordu.
Civardaki köylerde yaşayanlar konuklara geleneksel yaşamlarını, soya fasulyesi ezmesini nasıl yaptıklarını, kuyudan tulumbayla su çekişlerini, kuşlara takla attırmalarını, geleneksel tarzda döşenmiş evlerini ve geleneksel çalgılarını sergiliyor. Bunun belirli bir fiyatı yok, sadece girişe koydukları yardım kutusuyla evlerinin onarılması için gönlünüzden kopanı bekliyorlar.
Çinlilerin tatil anlayışlarındaki değişimi son tatille ilgili haberlerde de görmek mümkün. Önceki yıllarda benzer haberlerde harcama miktarları ve seyahat edenlerin sayıları öne çıkardı.
Oysa bu yıl kültürel ziyaretlerle ilgili haberler ağırlık kazandı.
En çok ziyaret edilen yerlerin başında Konfüçyüs'ün memleketinin ve Şian'daki yeraltı ordusunun gelmesi de Çinlilerin anlayışlarındaki değişimi özetliyor.
