BİZE ULAŞIN
Bazı ilaç firmalarının sponsorluğunda OMÜ Tıp Fakültesi Pembe Salon'da düzenlenen "Yaşlanan Erkek" konulu toplantıda konuşan Prof. Dr. Ramazan Aşçı, yaşlanmanın doğal ve olağan bir süreç olduğunu dile getirerek, "Erkekler için 4 yaşında donuna işememek, 20 yaşında eş bulabilmek, 60'da seks yapabilmek ve 80'de yine donuna işememek başarı sayılıyor. Yaşlanan erkeklerin asıl sorunu partner bulamamak, bulsa da sertleşme sorunuyla karşılaşmasıdır" dedi.
Türkiye'de erkekler için yaş ortalamasının 69, kadınlar için ise 71 olduğunu ve Türkiye'nin hiçbir zaman nüfusunun 100 milyonu bulamayacağını dile getiren Prof. Dr. Ramazan Aşçı, "Türkiye'de doğurganlık oranı şuanda binde 4, 2025'te binde 8 ve 2050'de binde 0 olacak. Yani zaman ilerledikçe yaşlı nüfusumuz artacak. Ancak asıl sorun bu değil. Yaşlanan erkekte bir çok hastalığın yanında sertleşememe sorunu da kendini gösteriyor" dedi.
"YAŞLILARDA SEKSÜEL İSTEK AZALIYOR"
Yaşlı erkeklerde ereksiyon kalitesinin düştüğünü, seksüel arzu ve isteklerin azaldığını ve "yararsız seks oldu" cümlesinin altında yaşlıların sertleşme ve orgazm sıkıntısı çektiğinin yattığını ifade eden Aşçı, "Bu durum Ortadoğu'daki erkeklerde daha yaygın" iddiasında bulundu.
Penisin sertleşmesini beynin sağladığını ve sertleşmenin beyinden başladığını kaydeden Aşçı; yaşlanma, obezite, sigara ve diyabet hastalıklarının oksidatif strese neden olduğunu ve bu stresin de sertleşmeyi engellediğini vurguladı. Aşçı, "Yani insan yaşlandıkça peniste de yaşlılık belirtileri ortaya çıkıyor. Penis kas yapıları bozuluyor. Yaşlanan erkekte ereksiyon olayı uzun süre uğraştıktan sonra ortaya çıkıyor. Sertleşme olsa da bir gece de iki kere seks yapamıyor. Gece uykularında ereksiyon kalitesi azalıyor. Ancak, şu da var ki, bazen 80 yaşındaki erkekte durum normal de olabiliyor. Ereksiyon kalitesinin arttırılması için gelecekte gen tedavisi uygulanacaktır. Sertleşmeyi sağlayan tedavilerden biri de gen tedavisi olacaktır. Sonuç olarak yaşlanan erkekler sertleşmeyle ilgili ilk yıl, yılda 4 kez; sonraki yıllarda ise bir kez doktora görünmelidir. Yaşlılıkta sertleşmeyi sağlamanın yolu preparatlar kullanmaktır. Enjeksiyon, oral ve implant kullanımları yaygındır. Amerikalılar son zamanlarda implant kullanımını yaygın bir şekilde yapıyor. Ama bunlar kullanılsa bile gizli bir şekilde kullanılmalı, 'ben bunu kullanıyorum' dememelidir. Bir başka açıdan 'hayat seks değildir' deyip torunlarımızı severek yaşlılığın tadını da çıkarabiliriz. Fakat biz yaşlı erkek işlevsel olsun istiyoruz" diye konuştu.
"ÖLÜM İNSAN İÇİN NİMET"
İki oturum halinde gerçekleştirilen toplantıda "Yaşlanan Erkeklerde Erektif Disfonksiyon" konusunu Prof. Dr. Ramazan Aşçı anlatırken, Prof. Dr. Hakkı Kahraman "Yaşlanan Erkeklerde Hormonal Değişiklikler", Prof. Dr. Mahmut Şahin "Yaşlanma İle Birlikte Kardiyovasküler Değişiklikler", Doç. Dr. Yücel Bilen "Yaşlanan Erkeklerde Prostat Hastalıkları", Yrd. Doç. Dr. Gamze Alaylı "Yaşlanan Erkeklerde Osteoporoz" ve Yard. Doç. Dr. Ömer Böke de "Yaşlanan Erkeklerde Psikolojik Sorunlar" konularını anlattı.
Doç. Dr. Yücel Bilen, prostatın da 40'lı yaşlardan sonra kendini gösterdiğine dikkat çekerken, prostat kanserinin ölüm riskinin çok az olduğunu vurguladı. Bilen, ne yaşlılığın ne de prostat hastalığının durdurulamadığını ifade ettiği konuşmasında, şunları anlattı:
"Elimizden gelen bir şey yok. Prostat, çok stratejik bir yerde, çıkarılacak gibi değil. Ergenlikten sonra büyümeye başlıyor, 40'tan sonra kendini hissettiriyor. Prostat hastalarında yanma ve sık idrara çıkma durumu çok nadirdir. Bu yaşlanan erkeğin hastalığıdır. Sonuç itibariyle insan için işin sonu ölümdür ve ölüm insan için en güzel yetenektir. Bizim genlerimizde ölümsüzlük yeteneği var. İnsan organizmasının asıl amacı çoğalmak ve sağlıklı yaşamak. Buna rağmen yaşlandıkça bütün fonksiyonlarımız işlerliğini yavaş yavaş yitiriyor. Ölüyoruz ve aslında yaşlandıkça kendini gösteren bunca hastalığı düşününce ölüm insan için bir nimet."
