Araştırmaya katılanlar, istedikleri yiyeceklerden küçük porsiyonlarla tüketmelerine izin verilen bir diyet uyguladıklarında, bir yıl sonunda daha fazla kilo verdi. Özellikle şekerli ve yağlı yiyeceklere olan isteklerinde büyük azalma gözlendi. Bu kişilerin katı diyet uygulayanlara göre çok daha başarılı oldukları görüldü.

Çalışmanın baş yazarı Prof. Dr. Manabu T. Nakamura, “Pek çok kişi kilo vermek için güçlü bir iradeye sahip olmak ve bazı yiyeceklerden tamamen kaçınmak gerektiğini sanıyor. Oysa mesele sürdürülebilirlik. Bir değişikliği kalıcı hale getirmek istiyorsanız, o değişiklik size bir şekilde tatmin sağlamalı” dedi.
Nakamura’ya göre çoğu diyet, uzun vadede başarısız oluyor çünkü insanlar bu diyetleri sürdüremiyor. Bu görüş, daha önceki araştırmalarla da destekleniyor. Esnek beslenme anlayışının, vücut kitle indeksiyle ters orantılı olduğu; yani daha esnek beslenen kişilerin genellikle daha fit olduğu belirtiliyor. Öte yandan, aşırı kısıtlayıcı diyetlerin, kişinin stres anlarında ya da lezzetli yiyeceklerle karşılaştığında daha çok yemesine yol açabildiği görülüyor.

Beslenme uzmanı Sarah Anzlovar ise şöyle diyor: “Hayat tahmin edilemez. Katı kurallara bağlı bir beslenme tarzı, hastalık, stresli bir gün ya da ani bir dışarı yemeği gibi durumlarla kolayca bozulur. Bu olduğunda insanlar kendini başarısız hissediyor, ardından da ‘intikam yemeği’ geliyor. Bir kurabiyeyle başlayan kaçamak, tüm paketin bitmesine neden olabiliyor.”

Uzmanlara göre anahtar, genel olarak dengeli ve sağlıklı bir beslenme düzeni kurmak. Tam tahıllar, sebzeler, meyveler ve yeterli protein içeren bir diyetin içine, yüzde 10-20 oranında çikolata veya cips gibi yiyecekler eklemek mümkün. Bu esneklik, hem motivasyonu koruyor hem de uzun vadeli kilo kontrolünü sağlıyor.

Araştırma sonuçları, esnek diyetin sadece kilo kaybı değil, aynı zamanda zihinsel sağlık açısından da faydalı olduğunu vurguluyor.