Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, AB'nin, ''ne niyetle yenilirse o tadı veren bir muz'' olmadığını ifade ederek, ''CHP, içinde ama kelimesi olmadan bir AB cümlesi kuracaksa işbirliğine hazırız. AB, iki harften oluşuyor; A ve B. İçinde ama yok'' dedi.
Bağış, bakanlığının 2012 yılı bütçesi üzerinde TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, ''AB üyeliği TBMM'nin Genel Kurulu'ndan geçer'' ilkesiyle yürüttükleri çalışmaların, Hükümetin son 9 yılda ortaya koyduğu kararlılıkla milletin takdir ettiği noktaya geldiğini söyledi.
AB katılım müzakereleri çerçevesinde gerçekleştirdikleri reform hamlelerini Mecliste hep birlikte gerçekleştirmelerinin, milletin bu konuya verdiği hassasiyetin bir göstergesi olduğunu ifade eden Bağış, şunları kaydetti:
''AB, lacivert zemin üzerindeki 12 yıldızdan ibaret değil. AB süreci sadece Ankara veya Brüksel'de tartışılan bir konu olmaktan çıkmıştır. AB süreci hepimizin günlük hayatını etkileyen, 81 ilde vali yardımcılarının koordinasyonunda yerinde yürütülen, gözlemlenen bir süreç haline gelmiştir. Bu sürecin sonucunda istisnasız her ülke, daha demokratik, şeffaf, müreffeh ülkeler haline gelmiştir. AB demek, ileri demokrasi demektir. AB, daha şeffaf, daha kalkınmış bir süreci simgeler. Ülkemiz de bu süreçte çok önemli başarılar katetmiştir. Bu yüzden de milletimiz her zaman bu sürecin arkasında durmuştur. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma hedefini miras bırakırken, bugünün AB standartlarını aslında işaret ediyordu.''
-''Vuvuzela alsın''-
Ertuğrul Kürkçü'nün Kıbrıs konusundaki sözlerinin kendisini üzdüğünü dile getiren Bağış, Genel Kurulda yapılan eleştirilere şu yanıtı verdi:
''Sayın Türkkan'ın yaptığı eleştirilerin dozunu kendisine yakıştıramadım. Kendisinin Grup Başkanvekili Oktay Bey'den (Oktay Vural) vuvuzela almasını tavsiye ediyorum. Kendisi o konuda daha başarılı olacaktır diye düşünüyorum.
Şafak Hanım'ın eleştirilerini saygıyla karşılıyorum ama teknik yanlış bilgiler vardı. Şafak Hanım'ın dile getirdiği pozitif gündem, Kıbrıs ve limanların açılması, dönem başkanlığı yönündeki görüşlerinin CHP'nin hiçbir belgesinde, parti programında, seçim beyannamesinde olmamasını çok düşündürücü buluyorum. Gönül isterdi ki bunlar CHP'nin gerçekten kurumsal fikirleri olsun. AB, ne niyetle yerseniz o tadı veren bir muz değildir. AB; bir demokratikleşme sürecidir, üstün hukuk sürecidir. Eğer CHP, içinde ama kelimesi olmadan bir AB cümlesi kuracaksa, 'AB'yi destekliyoruz ama' demeden bir takım şeyler yapacaksa, biz işbirliğine hazırız. AB, iki harften oluşuyor; A ve B. İçinde ama yok. Biz CHP'nin ama'larını anlamakta zorlanıyoruz.''