BBP lideri Mustafa Destici, Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş) Genel Başkanı Mahmut Arslan'ı ziyaret etti. Yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından Destici ile Arslan, ortak açıklamada bulundu. Destici, asgari ücretteki artışın en az yüzde 40'ların üzerinde olması gerektiğini söyleyerek, "Asgari ücretin en az 4 bin lira olması gerektiği konusunda fikrimizi beyan etmiştik. Daha sonra dövizdeki dalgalanmayla birlikte bunun 4 bin 500 lira seviyesinde olması gerektiğini çok açık bir yüreklilikle ifade ediyorum. Bu benim ve BBP'nin görüşü. Hem işçiyi memnun edecek hem de işvereni memnun edecek şekilde asgari ücret çalışmalarının sonuçlanacağına inanıyorum. Birinci olarak düşünmemiz ve ele almamız gereken işçi kardeşlerimizdir" dedi.
"HÜKÜMETİMİZLE HER ALANDA GÖRÜŞECEĞİZ"
Hak-İş Genel Başkanı Arslan ise, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yaptığı çalışmaları dikkatle takip ettiklerini belirterek, "İnşallah bu ayın yarısını bulmadan asgari ücretin ilan edileceğini bekliyoruz. Umarım işçi, işveren, hükümet üçlüsünün uzlaştığı bir asgari ücreti belirlemiş oluruz. Öncelikle, asgari ücretin bir ülkedeki en az ücret olmadığını ifade etmek istiyorum. Türkiye'deki asgari ücret bir asgari ücret değil, geçim ücretidir. İstisnai bir ücret olması gerekirken maalesef çalışanlarımızın yüzde 42'si asgari ücretle çalışıyor. Büyük bir kesimi ilgilendiriyor. Türkiye'nin en büyük toplu sözleşmesini yapıyoruz. Burada kriter olarak işçinin tek başına değil, ailesiyle beraber asgari ücretin belirlenmesini istiyoruz. Yaşadığımız ekonomik kriz, döviz ve enflasyondaki yükseliş hepimizi etkiliyor ve endişelendiriyor. Bu endişe ve etkilerin azaltılması konusunda asgari ücret çok önemli bir enstrüman olarak görüyoruz. Taleplerimizin bu konuda değerlendirilmesini bekliyoruz. Hükümetimizle her alanda görüşeceğiz. Ancak felaket tellallığı yapmayacağız. Bu ülkenin yaşadığı zorluları bu ülkenin dinamikleri ile aşacağız. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımızın ve hükümetin IMF'ye karşı tavrını destekliyoruz" diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU'NA TÜİK TEPKİSİ
Destici, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, randevu talebinin kabul edilmemesi üzerine gittiği Türkiye İstatistik Kurumu'nda (TÜİK) içeriye alınmaması ile ilgili soruya, "Randevu ne zaman istenmiş, ne zaman verilmemiş bunu bilmiyorum. Daha önceden randevu istendi de randevu verilmediyse bu farklı bir şey. Ama sabah arayıp 'ben 11.00'da geleceğim' dediyse bu farklı bir durumdur. Daha önce aranıp randevu verilmemişse, 'keşke verilseydi' derim. Ama Sayın Kılıçdaroğlu sabah arayıp 'ben 11.00'de gelmek istiyorum' diyorsa, bence bu doğru olmamıştır. Çünkü o zaman bu baskın gibi anlaşılır. 'Ben geliyorum' tavrı hakikaten bir baskın tavrıdır. Bunu hiçbir siyasetçiye yakıştırmam" cevabını verdi. (DHA)