BİZE ULAŞIN
Kılıçdaroğlu, "İnanıcımıza göre ölenin arkasından konuşulmaz. O ne yapıyor? Rahmetli İsmet İnönü ile uğraşıyor. Ne istiyorsun arkadaş? Sen bırak İsmet İnönü'yü, uğraşacaksan karşında Kemal Kılıçdaroğlu, gel karşıma." dedi.
Partisinin Atatürk Spor Salonu'nda düzenlediği il başkanlığı kongresine katılan Kılıçdaroğlu, CHP'nin halkın partisi olduğunu, bütün inançlara saygı gösterdiğini kaydetti. Partisinin kimliği ne olursa olsun, nerede doğarsa doğsun bütün insanlara eşit davranan, etnik kimliği görmeyen ve herkese saygı duyan bir parti olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, geçmişi olan, halkına hesap vermeyi namusu kabul eden, düzgün, namuslu insanların olduğu partilerin ayakta kaldığını dile getirdi. Kılıçdaroğlu, ''Siyasi tarihimiz siyasi partilerin mezarlıklarıyla dolu. Dünya kadar siyasi parti kuruldu, ayakta kalan tek parti vardır 93 yılda, o da CHP'dir. Çünkü CHP halkın partisidir, CHP ne olursa olsun bütün inançlara saygı duyan bir partidir.'' diye konuştu.
Ülkedeki vergi sistemini eleştiren Kılıçdaroğlu, Türkiye'de herkesin yaşı ne olursa olsun doğduğu andan itibaren vergi verdiğini söyledi. Son 9 yılda AK Parti'nin bir trilyon 397 milyar dolar kullandığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Sayın Başbakan, soruyorum, yüreği varsa cevabını versin, 9 yılda bir trilyon 397 milyar dolar harcadın. Bu parayla hangi kesimin derdini çözdün? İşçinin derdini mi çözdün, esnafın derdini mi, emeklilerin derdini mi, öğrencilerin derdini mi, kimin derdini çözdün arkadaş? Ben biliyorum kimin derdini çözdün. Kendi dertlerini çözdün, yandaşlarının derdini çözdün, onların hepsi abat oldu, 7 düvel sülalelerine yetecek kadar paraları, pulları da oldu onların. Onun için söylüyorum, ödediğimiz vergilerin hesabını soracağız. Yolsuzluk kitabımızda yok. Kul hakkı yemek kitabımızda yok. Yolsuzluğa karşı, kul hakkı yiyenlere karşı direneceğiz."
"ÖLENİN ARKASINDAN KONUŞULMAZ"
Başbakan Erdoğan'ın rahmetli İsmet İnönü ile uğraştığını ileri süren Kılıçdaroğlu, bu ülkede taş taş üstüne koyan, geçmişte siyaset yapıp bu ülkede başbakanlık, bakanlık yapmış olan insanların rahmetle anılması gerektiğini dile getirdi. Başbakan için "O, ölülerle mücadele ediyor" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Ölen insanlarla mücadele ediyor. Bu ülkede taş taş üstüne koyan, geçmişte siyaset yapıp bu ülkede başbakanlık, bakanlık yapmış olan insanları rahmetle anmamız lazım. O insanlar bu ülkeye hizmet ettiler. İnancımıza göre de ölenin arkasından konuşulmaz. Herkese rahmet dileriz. Siyasi görüşlerini benimsemesek bile öbür dünyaya intikal ettikten sonra herkesi rahmetle anarız. Bu bizim görevimiz zaten. O ne yapıyor? Rahmetli İsmet İnönü ile uğraşıyor. Ne istiyorsun arkadaş? Sen bırak İsmet İnönü'yü, uğraşacaksan karşında Kemal Kılıçdaroğlu, gel karşıma diyorum, gelmiyor, kaçıyor. Demokrasilerde normalde siyasal liderler televizyon ekranlarında yan yana gelebilirler, tartışabilirler bu uygar bir toplumun ortaya koyduğu bir tablodur. Bunu yapmayacaksınız, kalkacaksınız 30, 40, 70 yıl önceki olaylardan bahsedeceksiniz. Doğruyu söylese eyvallah diyeceğim, orada da yalan söylüyor."
"BU ÜLKEDE KAVGA DEĞİL, HUZUR İSTİYORUZ"
Hükümetin Suriye politikasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Suriye'ye gittiler. Ortak bakanlar kurulunu topladılar, ortak barajın temelini attılar. Turistler gelip gidiyordu, her şey iyiydi. Ne oldu? Bir gece kalktık. Esed bir numaralı düşman oldu. Niçin? Batı'nın egemen güçleri istemedi. Sen niye kalkıp Türkiye Cumhuriyeti'ni o noktaya taşıyorsun?"
Türkiye'nin iyi bir yönetime ihtiyacının bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin insanlarının barışa, kardeşliğe, bizim gibi düşünmeyenlere saygı göstermeye ihtiyacı var. Biz kardeş olmak istiyoruz bu ülkede. Sağcısı, solcusu, ortacısı ne olursa olsun, hepimiz bu ülkede huzur içinde yaşamak istiyoruz. Sokakta karşılaştığımız zaman birbirimize selam vermek, elimizi sıkmak istiyoruz. Bu ülkede kavga değil, huzur istiyoruz. Bütün kardeşlerimizin bu coğrafyada barış içinde yaşamaları için her şeyi yapacağız. Bunun birinci koşulu insan olarak birbirimize saygı duymaktır. İkinci koşulu herkesin karnını doyurabileceği Türkiye'yi ayağa kaldırmaktır." dedi.
(CHA)
