Son zamanlarda adı sıkça duyulan ve görülme sıklığı 4 binde 1 olarak düşünülen çölyak hastalığının bugünlerde yüzde 1 gibi yüksek orana ulaşması, hastalığı daha da önemli hale getirdi. Çok gizli belirtilerle seyredebildiği gibi yaşamı tehdit eden ağır tablolara da yol açan çölyak hastalığının gluten içeren besinlerin alınmasıyla ortaya çıkan bir ince bağırsak hastalığı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ayhan Gazi Kalaycı, "Diğer adı 'Gluten Enteropatisi'dir. Toplumda ince bağırsak alerjisi olarak bilinir. Genetik olarak glutene duyarlı bireylerde görülür. Çocuklarda daha sık görülmesine rağmen hastalık bulguları hayatın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilir. Hastalık ömür boyu sürer" dedi.
Glutenin buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllarda bulunan bir protein maddesi olduğunu, bu tahılların unlarıyla hazırlanan ekmek, pide, simit, börek ve makarna gibi ürünlerin gluten içerdiğini, ayrıca pek çok gıdanın üretiminde (bisküvi, gofret, reçel gibi) kıvam verici madde olarak gluten kullanıldığını dile getiren Prof. Dr. Kalaycı, "Aldığımız besinler midede hazmedildikten sonra ince bağırsağa geçmekte ve gerekli besin maddeleri ince bağırsakta bulunan villüs çıkıntıları sayesinde emilerek kana karışmaktadır. Çölyak hastalarında villüslar, gluten proteini tarafından yok edildiği için ince bağırsaktaki emilim bozulur. Bağırsaklarda emilim bozulunca da hastalık bulguları ortaya çıkar. En sık görülen belirtiler; tekrarlayan ishaller, karın şişliği, büyüme geriliği, iştahsızlık, halsizlik ve kansızlıktır" diye konuştu.
Her çölyak hastasında bu belirtilerin hepsinin aynı anda görülmeyebileceğini ifade eden Prof. Dr. Kalaycı, bazen tek başına tekrarlayan demir eksikliği kansızlığı, boy kısalığı veya sık ve kötü kokulu dışkılamanın hastalığın yegane bulgusu olabileceğini vurguladı. Kalaycı, hastalığın seyrinde karın ağrısı, düzelmeyen gastrit benzeri yakınmalar, tekrarlayan ağız içi yaraları, karaciğer testlerinde yükseklik, ergenlik belirtilerinde gecikme gibi gizli bulgular da görülebileceği uyarısında bulundu.
Hastalığın kesin teşhisi için özel kan tahlilleri (antigliadin antikor, antiendomisyum antikor ve transglutaminaz antikor) ve ince bağırsak biyopsisi yapılması gerektiğine değinen Prof. Dr. Kalaycı, "İnce bağırsak biyopsisi, endoskopi ünitesi olan hastanelerde deneyimli çocuk veya erişkin gastroenteroloji uzmanları tarafından yapılmaktadır. Cerrahi bir girişim gerektirmez ve endoskopik olarak yapılır. Bu işlem için hastanın hastaneye yatmasına gerek yoktur ve ince bağırsak biyopsi işleminden sonra hasta evine gidebilir. Çölyak hastalığında tek tedavi yöntemi ömür boyu glutensiz diyet uygulamaktır. Glutensiz diyet yapan hastalarda hastalık bulguları hızla düzelmeye başlar. Diyet yaparken az miktarda dahi gluten içeren besinlerin alınmamasına özen gösterilmelidir. Tedavi başlangıcında, diyete ek olarak emilim bozukluğu nedeniyle gelişen vitamin ve mineral eksiklikleri (demir, çinko ve folik asit eksikliği gibi) düzeltilmelidir. Düzenli kontrol muayeneler yapılmalı ve bu eksikliklerin tekrarlayıp tekrarlamadığı denetlenmelidir. Glutensiz diyet; buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi gluten içeren tahıllar ve bu tahıl unlarıyla hazırlanan gıdaları tüketmemektir. Pirinç, mısır ve patates serbesttir. Son 5 yıl içinde glutensiz ürünlerle ilgili önemli gelişmeler olmuştur. Çölyak hastaları özel glutensiz un kullanarak ekmek, börek, poğaça, kurabiye ve tatlı çeşitlerini tüketir hale gelmişlerdir" şeklinde konuştu.
Glutensiz unun yanı sıra glutensiz makarna, glutensiz ekmek, glutensiz bisküvi ve gofret gibi hazır glutensiz ürünlerin eczanelerde ya da ilaç depolarında bulunabildiğini, sağlık güvencesi olan hastalar, çocuk ve erişkinlerin gastroenteroloji uzmanlarınca düzenlenen heyet raporu sayesinde bu ürünleri katkı payı ödemeden alabildiğini dile getiren Prof. Dr. Kalaycı, şunları söyledi:
"Glutensiz diyet yapılmazsa istenmeyen sonuçlar ortaya çıkar. Gluten, çölyak hastaları için oldukça zararlı bir proteindir. Tam diyet uygulandığında hastalık bulguları hızla düzelir ve çocuklar yaşıtları gibi sağlıklı birer çocuk olur. Okula gider, yürür ve koşarlar. Onların arkadaşlarından tek farkı gluten içeren gıdaları yiyemiyor olmalarıdır. Diyet yapılmadığında ise hem hastalık belirtileri devam eder hem de osteoporoz (kemik erimesi), erişkin bayanlar için sık düşük yapma, bağırsak kanseri gibi istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Sürekli diyet uygulandığı halde arada bir glutenli gıdaların tüketilmesi de benzer sonuçlar doğurabilir. Çölyak hastalığı ömür boyu diyet tedavisi gerektiren bir hastalıktır. Bu nedenle ince bağırsak biyopsisiyle teşhisin kesinleştirilmesi şarttır. Teşhis konulmadan diyete başlanan hastalarda hem hastalık belirtileri hem de ince bağırsak mukozasındaki hastalığa özgü bulgular kaybolabilir. Hastalığın kesin teşhisi zora giren bu hastalarda ömür boyu diyet kararı almak güçleşir ve ilerleyen yaşlarda 'gluten challenge' denilen testin yapılması zorunlu hale gelir. Bu nedenle, hastalıktan şüphe edilen hastalarda gerekli testler yapıldıktan sonra ince bağırsak biyopsisi ile tanı kesinleştirilmeli ve glutensiz diyete başlanmalıdır."
(İHA)