HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Dünyadaki örnekleriyle 'uygulamada başkanlık sistemi'

Başkanlık sistemi, Türkiye'de siyasetin en sıcak tartışma konularından bir tanesi olarak uzun süredir gündemdeki yerini koruyor. Peki dünyada bu sistemi uygulayan diğer ülkelerde durum ne?

Dünyadaki örnekleriyle 'uygulamada başkanlık sistemi'

Yusuf Demirtaş / Mynet Dış Haberler

Başkanlık sistemi nedir? Nasıl uygulanır? Bir ülkeyi 50 yıl ileri mi götürür, yoksa totaliter bir diktatörlüğe mi sürükler? Demokrasi için daha da önemlisi 'ileri demokrasi' için tercih edilesi bir yol mudur, yoksa ancak 'kanla' gelecek bir baskı rejimi mi?

Öncelikle yazarın görüşünü açıklayayım; tüm bireylerin (saraydaki devlet başkanından, dağdaki çobanına) eşit ve adil koşullarda hesap verebileceği kanunların ve kanun savunucularının olduğu, demokratik temellere dayanan her sistemin arkasındayım, başkanlık sistemi dahil. Bu arada, demokrasinin sadece 4 yılda bir -Türkiye'de genellikle daha erken- sandığa gitmekten daha öte bir tanımının olduğunu vurgulamama gerek yoktur diye düşünüyorum. (Bkz. sivil toplum, bağımsız basın, özerk üniversite vs.)

Şimdi başkanlık sistemi üzerine yukarıda sorduğum sorulara geleyim. Ülkemizde gündemi oldukça meşgul eden, her cevabının arkasında sert ve bir o kadar yılmaz münazırlar biriktiren bu soruları "E-Hepsi" olarak yanıtlayacağım.

Çünkü başkanlık sistemi bir ülkeyi birkaç on yıl ileri de götürebilir, o ülkeden totaliter bir diktatörlük de yaratabilir. Mesela uygulandığı Uruguay'da devlet kurumlarını en verimli şekilde işleterek halka refah yaratabilmiş ancak Gambiya, Zimbabve, Sudan, Burundi gibi ülkelerden ise koltuklarını bırakmak istemeyen diktatörler çıkartmış hatta kimisinde kanlı sokak olaylarına ve çatışmalara yol açmıştır.

Yahut başkanlık sistemi demokrasiyi ilerletebilmek için çok büyük önem de taşıyabilir, başka ses çıkaranın başına inen bir balyoza da dönüşebilir. Mesela ABD'de başkanlık sistemi demokrasinin en doğrudan haliyle uygulanması için önemli bir araçken, Venezuela, İran, Myanmar gibi ülkelerde halkı baskılayan farklı olanı yok eden bir formda halen kullanılmaya devam etmektedir.

Üstelik olayı salt demokrasi kavramı üzerinden ele almak zaten yanlıştır. Çünkü hepsinden tamamen başka olarak Birleşik Krallık, İspanya, Belçika gibi ülkeler parlamenter monarşiyle yönetildikleri halde dünyaya demokrasinin ve nasıl demokrat olunacağının en güzel örneklerini sunmaktadır. Bu çerçevede, başkanlık savunucusu demokrat münazırlar parlamenter monarşiyi de aynı tonda savunurlarsa belki bize anlattıkları sözüm ona 'ileri demokrat' ülkeye daha kolay kavuşabilmemiz bile mümkündür(!)

Bu dosyadaki amacım başkanlık sistemini tanımlamaktan çok (çünkü tanımı nasıl yapılırsa yapılsın uygulandığı coğrafyanın kültürüne, tarihine ve uygulayıcılarının fikirsel dünyalarına göre farklılıklar gösterebilir) dünyada nasıl uygulandığı üzerine -en azından- birkaç somut fikir oluşturmaya yarayacak genel bir resim çizmek. Bu yüzden giriş bölümünü biraz uzun tuttum ve Google'da 'başkanlık sistemi' yazdığınızda hemen karşınıza çıkacak sıkıcı tanım cümlelerinden uzak durdum. Şimdi birkaç örnek ülkeyle 'uygulamada başkanlık sistemi'ni en özet haliyle anlatmaya koyulalım.

'BAŞKANLIK' DENİNCE İLK AKLA GELEN: ABD

Demokrasi kavramının literatürdeki tanımı baz alındığında şüphesiz ABD dünya üzerinde demokrasi geleneğini en iyi oturtmuş ülkelerden bir tanesi. Zaten sistemi, yer yer kimi sorunlar yaşansa da, en doğru işleten ülke konumunda olması ABD'deki iyi oturmuş demokrasi geleneğinden kaynaklanıyor. ABD Anayasası, rejimin yetkilerini üçe ayırmıştır: Başında başkan olan yürütme, Senato ve Temsilciler Meclisi olmak üzere kongrenin her iki kanadını ihtiva eden yasama ve başta yüksek mahkeme olmak üzere yargı. Anayasa, her birinin yetkisini sınırlamakta ve birinin gereğinden fazla yetki sahibi olmasını engellemektedir. Başkanlık sistemindeki en kritik fren-denge mekanizması olan bağımsız yargıya ABD en iyi örnektir. Yargı kesinlikle başkanın kontrolünde değildir ve demokrasinin bireysel hak ve özgürlüklerin en büyük güvencesi konumundadır.

ABD Başkanları 35 yaşını doldurmuş, doğuştan ABD vatandaşları arasından seçimle dört yıllık dönemler için seçilir ve bir kişi en fazla iki dönem bu görevde kalabilir. ABD Anayasasında Başkanın görevleri bazı noktalarda belirsizlik gösterse de Başkan Anayasaya karşı sorumludur ve karar alırken kanunda yazanları 'esnetmek' gibi kestirme yollar kullanmaz.

Obama'nın viral olan 'başkanlık' konuşması:

​ Anayasa hükümlerine uymayan ve görevini kötüye kullanan ABD Başkanı yine ABD Anayasası gereği görev süresi dolmadan da görevden alınabilir. Birleşik Amerika Anayasası uyarınca, görev süresi tamamlanmamış bir Başkan, görevi kötüye kullandığı iddiasının, yeterli delile dayanılarak, Temsilciler Meclisinde üyelerin üçte iki çoğunluğunun tasdik etmesi ile görevden alınabilir. Bugüne kadar yalnız bir Amerikan Başkanı görevi kötüye kullanmakla suçlanmıştır. O da 1868'de hakkındaki suçlamalardan beraat eden Andrew Jackson'dır. Ancak daha yakın bir tarihte, 1974 yılında Başkan Richard Nixon ve yüksek makamda birçok yetkilinin adının karıştığı meşhur Watergate Skandalı'nın ardından Nixon, mahkemeye çıkmadan istifa etmiş ve yerine Gerald Ford geçmiştir. > **Watergate Skandalı** > > 1972-1974 Amerika Birleşik Devletleri'nin başkentinde gelişen ve Başkan Richard Nixon'ın istifa etmesiyle sonuçlanan siyasi bir skandaldır. Watergate ABD'nin başkenti Washington, D.C.'de bulunan bir otel ve iş merkezinin adıdır. Skandal bu binada ortaya çıktığı için binanın adıyla özdeşleşmiştir. > > 17 Haziran 1972 günü 5 hırsız Watergate iş merkezindeki bir büroya girerken polis tarafından yakalandı. Kısa süre sonra büronun ABD'nin o zamanki ana muhalefet partisi olan Demokratik Parti'nin merkezi olduğu ve hırsızların Nixon'ın partisi olan Cumhuriyetçi Parti ile bağlantılı oldukları ortaya çıktı. Olayı araştırmak için görevlendirilen savcı Beyaz Saray'da başkanın bütün konuşmaların teybe alındığını öğrenerek bu bant kayıtlarının kendisine verilmesini istedi. Richard Nixon bu isteği kesinlikle reddetti. ABD Yüksek Mahkemesi Nixon'ı bant kayıtlarını savcılara teslim etmeye zorladı. Diğer taraftan ABD Kongresi de Nixon'ı görevden almak üzere soruşturma başlattı. Bu ortamda 8 Ağustos 1974 tarihinde Richard Nixon televizyonda yaptığı bir konuşmayla ertesi gün istifa edeceğini açıkladı. Böylece Richard Nixon ABD tarihinde başkanlıktan istifa eden ilk ve tek başkan oldu. ABD Başkanı'na tanınan bazı yetkiler ise şunlardır: Başkomutanlık, antlaşmaları imzalama ve yüksek düzeydeki federal görevlileri atamak, Kongre’ye bir yasama izlencesi sunmak, Kongre’yi ya da meclislerden birini toplantıya çağırmak, kanun tasarılarını veto edebilmek. Ancak bu veto yetkisinin bile bir sınırı vardır çünkü Başkan, kongre tarafından onaylanmış bir kanun tasarısını veto eder veya bunu imzalamayı reddederse; kongrenin her iki kanadı tarafından üçte iki oyla alınan bir karar bu vetoyu hükümsüz kılar ve tasarı yine de kanunlaşır. **DÜNYANIN DİĞER UCUNDAKİ BİZE BENZEYEN İNSANLAR: BREZİLYA** Öncelikle şunu belirteyim başlıkta kullandığım ifadeler öznel yargılarım. Aynı fikirde olmayacaklar mutlaka çıkabilir, saygı duyarım. Ancak fikrimce; onlar da bizim insanımız gibi sevgisini de nefretini de uçlarda yaşayan, sürekli kanları kaynayan, kolay inanan, yeni tanıdığı insanlara bile her şeyden önce sonsuz güven sunabilen bol gönüllü karakterler. Bu yüzden dünyanın bu öteki yakasındaki insanlarla her ne kadar kültürümüz farklı olsa da karakterlerimiz neredeyse aynı. Hatta ülkeden gelen siyaset haberlerini biraz takip ederseniz politikacılarımızın kafalarının bile neredeyse aynı çalıştığını göreceksiniz. (bkz. bal tutan parmağını yalar) ![](https://imgrosetta.mynet.com.tr/file/1459235/640xauto.jpg) Brezilya da ABD gibi başkanlık rejimiyle yönetilen federal bir cumhuriyettir. Buradaki sistemin ABD'den farklı olarak en fazla göze çarpan özelliği ise eksik ve manipülasyona açık çoğulcu demokrasi pratiğidir. Başkan yürütme organından sorumludur, devletin ve hükümetin başıdır. Genel seçim yoluyla halk tarafından dört yıl için seçilirler, ikinci defa aday olmaları mümkündür. Başkana bağlı 37 “Bakan” (Sekreterlikler ve Merkez Bankası Başkanı dahil) bulunur. Bakanlar doğrudan Başkana karşı sorumludurlar, Başkan istediği zaman görevlerine son verebilir. Sekreterlikler, Başkanlığın yardımcı organları olup, devlet birimleri arasında koordinatör olarak görev yapmaktadırlar. Ülkede Yasama organı ise yine halkoyuyla seçilen 81 üyeli Senato ile 513 üyeli Temsilciler Meclisinden oluşur. Brezilya'daki yönetimsel sistem teorik olarak yukarıda kısaca bahsedildiği biçimde olsa da ülkenin bu araştırmanın konusu olmasının en önemli sebebi geçtiğimiz günlerde yaşanan ve dünyanın gündemine oturmasını sağlayan siyasi kriz. Brezilya Senatosu ülkenin ilk kadın başkanı Dilma Roussef'i görevden aldı. Rousseff 2014'te yeniden iktidara geldiği genel seçimler öncesinde, kamu açığını gizlemek amacıyla bütçede usulsüzlük yapmakla suçlanıyor. Roussef İşçi Partisi ile girdiği Ekim 2014'deki seçimlerde oyların %51,64’ünü alarak Devlet Başkanı olmuştu. Dilma Roussef'in görevine Başkan Yardımcısı Michel Temer vekalet edecek. Aynı zamanda ülkedeki diğer büyük siyasi parti olan Demokratik Hareket Partisi'nin lideri de olan Temer, 2018 seçimlerine kadar ülkenin yeni Devlet Başkanı olarak görev yapacak. **BİR DOLU BENZER ÖRNEKTEN SADECE BİRİ: GAMBİYA** Gambiya başkanlık sistemi uygulamasının en kötü senaryosunun anlaşılabilmesi için bakılabilecek bir sürü örnekten bir tanesi, belki de en korkutucusu. Ülkenin hali hazırdaki devlet başkanı Şeyh Prof. Alhaji Dr. Yahya A.J.J. Jammeh 20 yıldan uzun süredir görevde. Ülkede muhalefet yapmak neredeyse imkansız. Muhalif partiler ne yazık ki ülke siyasetinde hiçbir varlık gösteremiyorlar, hatta son üç genel seçimi bu durumdan dolayı boykot ettiler. ![](https://imgrosetta.mynet.com.tr/file/1459237/640xauto.jpg) Gambiya başkanlık sistemiyle yönetilen bir Cumhuriyet rejimi. Yasama yetkisi ise çoğu başkanlık sistemi uygulamasında olduğu gibi parlamentonun kontrolü altında. İdarenin Başı olan Cumhurbaşkanı çoğunluk oyu ile halk tarafından 5 yıllık bir süre için seçilir. Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulunu atar ve Hükümet Başkanı olarak görev yapar. Hükümetin başı olan Cumhurbaşkanı aynı zamanda Savunma Bakanlığı görevini de üstlenmiş durumda. Cumhurbaşkanı Şeyh Prof. Alhaji Dr. Yahya A.J.J. Jammeh, 1996’da yapılan yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle tekrar iktidara geldi, 2001 ve 2006 yıllarında düzenlenen Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de kazandı. Son olarak, 24 Kasım 2011’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de oyların %72’sini alarak iktidarını korudu. Aralık 2015'te ise, Gambiya'da siyaset anlayışını kökten değiştiren bir gelişme yaşandı ve Başkan Jammeh yaptığı açıklama ile ülkesinin bundan sonra "İslam Devleti" olduğunu açıkladı. Ocak 2016'da, Başkan Yahya Jammeh, işyerlerinde çalışan kadınların saçının açık olmasını yasaklayarak "kadınlar saçlarını toplamalı ve düzgünce örtmeli" ifadesinin yer aldığı bir kararname imzaladı. Gambiya'nın nev-i şahsına münhasır Başkanı Jammeh daha önce de kadınların iç çamaşırı ve dar kot pantolon giymelerine karşı savaş açmıştı. **Sonuç olarak;** Başkanlık sistemi dünyada onlarca ülkede uygulanan bir sistem. Sistemi baştan sona değerlendirip, kesin yargılara varmak pek tabi -sadece- üç ülkeyi anlayabilmekle mümkün olmayacaktır. Ancak burada anlatılan her üç ülke de, birbirlerine taban tabana zıt olmasından dolayı, başkanlık sisteminin kullanım şekline göre ne gibi sonuçlar verdiğini göstermek, hatta -üzerimize vazife olmayan- Türkiye benzeştirmeleri yapıp, komplo teorileri üretmek için oldukça verimli olacaktır. Hayde, düşünebilme kabiliyetinize kuvvet...
Mynet Youtube

En Çok Aranan Haberler