Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yeniden büyük Türkiye'nin", Gazi Mustafa Kemal'in hayali olduğunu söyledi. Terörün eski Türkiye'yi diriltme çabasının olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hizmet maskesi altında vatanına ihanet edenlerin kirli mücadelesi eski Türkiye'yi diriltme mücadelesidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MEMUR-SEN tarafından düzenlenen "Yeniden Büyük Türkiye Kongresinde" konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına MEMUR-SEN kurucu Genel Başkanı merhum Mehmet Akif İnan'ın, "Kim demiş her şeyin bitişi ölüm, destanlar yayılır mezarımızdan" sözleri ile başladı.
Dava sancağı ve mücadele ruhunun asla ve asla yere düşmeyeceğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İçimizden birileri, umutsuzluğa düşse, yorulsa da, yılsa da o dava mücadele sancağı el değiştirecek ama asla kirlenmeyecektir. Birileri umursama da, birileri omuzlarındaki mesuliyetin gereğini yapmasa da güneş doğup battığı müddetçe bu dava ve mücadele sancağını taşıyacak yiğitler her zaman olacaktır. İşte yeni Türkiye'nin, yeniden büyük Türkiye'nin ruhu, manası da tam burasıdır" dedi.
100 yıl önce uzak diyarlardan gelenlerin Osmanlı topraklarını kemirmeye başladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir büyük devlet bir cihan devletini yıktılar. Osmanlı toprakları üzerinde 64 yeni devlet kuruldu. Bununla da yetinmediler, yurdumuza, anavatanımıza her karışı şehitlerimizin kanı ile sulanmış vatan topraklarımıza dâhil kastettiler. O büyük dava sancağını, o büyük hak mücadelesi sancağını bu aziz topraklardan silmek, tamamen yok etmek istediler. İşte bu millet o sancağın yere düşmesine izin vermedi. 100 yıl önce Sarıkamış'ta direndi, Çanakkale'de direndi, Sakarya'da, Dumlupınar'da direndi ve o mübarek sancağın yere düşmesine izin vermedi. 23 Nisan 1920'de yeni bir Türkiye kuruldu. Yeniden güçlü Türkiye'nin temelleri atıldı. Ne yazık ki o temel üzerinde 23 Nisan 1920'de varılan büyük ittifak üzerinde yeniden güçlü bir Türkiye'nin yükselmesine yine de mani olundu" diye konuştu.
"KARDEŞLİĞİMİZE TAARRUZLAR YAPILDI"
Milletin öz değerlerine taarruzlar yapıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"İnançlarımıza, kutsallarımıza, kitaplarımıza, camilerimize, ezanımıza taarruzlar yapıldı. Dilimize, kelimelerimize, cümlelerimize binlerce yıllık ilim hazinemize taarruzlar yapıldı. Birliğimize, dayanışmamıza, bir arada yaşama kültürümüze, kardeşliğimize taarruzlar yapıldı. Silah zoru ile indirilemeyen sancağımıza zorla, zorbalıkla indirilemeyen sancağımıza tarihin, ecdadın, dilin, kültürün, kardeşliğin inkârıyla çok acımasızca suikastlar tertip edildi. Yeniden büyük Türkiye sevdası hiç ama hiçbir zaman kaybolup gitmedi. Yeniden büyük Türkiye 23 Nisan 1920'de Ankara'da büyük Millet Meclisinde bir araya gelen Polatlı'daki top seslerine rağmen Kurtuluş Savaşını idare eden mebusların hayaliydi. Yeniden büyük Türkiye, Gazi Mustafa Kemal'in hayaliydi. Yeniden Büyük Türkiye, merhum Adnan Menderes'in, merhum Turgut Özal'ın, merhum Necmettin Erbakan'ın hayaliydi.
"O SANCAK BUGÜN DAHA YÜKSEK BURÇLARDA DALGALANIYOR"
O sancak bugün daha yüksek burçlarda dalgalanıyor. Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 5 büyüyerek yeniden büyük Türkiye'nin hayalini gerçeğe dönüştürmeye başlamıştır. Yasaklarla, yoksullukla, yolsuzlukla, mücadele eden Türkiye küresel projelerin, küresel yatırımların adeta şantiyesi olmuştur. Özgürlükler her alanda daha da genişleyerek büyük Türkiye hedefini gerçekleştirmiştir. Ret, asimilasyon son bulmuş devlet ile millet muhabbetle kucaklaşmaya başlamıştır. İnançların, değerlerin, dillerin üzerindeki baskılar kaldırılmıştır.
"ESKİ TÜRKİYE'Yİ DİRİLTMEK İÇİN GAYRET SARF EDİYORLAR"
Yeniden Büyük Türkiye tıpkı geçmişte olduğu gibi, tarihi misyonuna sahip çıkmış, mazlumun sesi olmuştur, mağdurun sesi olmuştur. Yeniden büyük Türkiye Filistin davasının, Suriye davasının, Somali, Afganistan davasının yılmaz ve sarsılmaz savunucusu olmuştur. Bu aziz millet 100 yıldır yeni Türkiye için, yeniden büyük Türkiye için mücadele verirken, birileri boş durmamış, eski Türkiye'yi diri tutmak, canlı tutmak, eski Türkiye'yi her daim muhafaza etmek için mücadele verdi. Millet yeni Türkiye dedikçe milletten haz etmeyenler eski Türkiye'de ısrar etmiştir. Türkiye büyüdükçe, Türkiye daha fazla refaha, huzura kavuştukça işte o aktörler eski Türkiye'yi diriltmek için gayret sarf ediyorlar.
"SON NEFESİMİZE KADAR BU MÜCADELENİN NEFERİ OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ"
Terör eski Türkiye'yi diriltme çabasıdır, darbe girişimleri eski Türkiye'yi diriltme çabasıdır. Hizmet maskesi altında vatanına ihanet edenlerin kirli mücadelesi eski Türkiye'yi diriltme mücadelesidir. Ulusla ve uluslararası medyada, ortak bir dille, ortak bir üslupla, ortak manşetlerle yapılan algı ve bu algı operasyonları eski Türkiye'yi diriltme çabasıdır. Bizim ve hepimizin mücadelesi hiçbir zaman nihayete ermeyecek. Nerede erecek; son nefesi verdiğimiz an. Hiçbir zaman menzile ulaştık, misyonumuzu tamamladık, hedefimizle, hayallerimizle kucaklaştık demeyeceğiz. Bizler öncekiler nasıl ki son nefeslerine kadar hak mücadelesine kalplerini koydularsa, Allah'ın izni ile bizlerde son nefesimize kadar bu mücadelenin neferi olmayı sürdüreceğiz.
"SON 1 YILDIR YAŞANANLARI GÖRDÜNÜZ"
Saldırının nereden geldiğini tahmin edemezsiniz, ihanetin nereden geleceğini kestiremezsiniz. Sizi sırtınızdan kimi hançerleyeceğini göremezsiniz. Siz dost zannedersiniz ama dost bildiğinizin, iradesini, idrakini, inancını, vatanı ve milletini karanlık odaklara pazarladığını bilemeyebilir fark edemeyebilirsiniz. Bunları yaşıyoruz. Önemli olan her an uyanık olmak. Bizde bu konuda maalesef yanıldık, yanıltıldık ve şu anda biraz da daha erken netice alabilecekken gecikmesinin sebebi bu. Şimdi önemli olan gerekirse canını ortaya koyup istiklal ve istikbal mücadelesini verebilmektir. Hep birlikte biz üzerimize düşeni yaparsak inanın millet arkamızda olacak. Son 1 yıldır yaşananları gördünüz.
"KARŞIDAN GELEREK BENİ ÖLDÜRDÜ"
Dava şuurunu kaybedenler, yoruldum diye sancak bayrağını bırakanlar ülkenin ve milletin yeşeren umutlarına haksızlık ederler. İşte gördünüz. Saldırının, ihanetin nereden geleceğini kestiremezsiniz. Sizi sırtınızdan kimin hançerleyeceğini bilemezsiniz. Karşıdan gelerek bizi erkekçe geldi beni öldürdü.
"CEZAEVLERİMİZDE 7 TANE MAHKÛM GAZETECİ VAR"
Erdoğan, inlerine girilince, hesap sorulmaya başlanınca, kirli ilişkileri ortaya dökülünce feryadı figan ortalığı gürültüye vermeye başladıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"En iyi yaptıkları işi yapıyorlar. Gidiyor ağlama duvarında mazlum ve mağdur edasıyla gözyaşı döküyorlar. Türkiye'de gazetecilerin tutuklandığını, basının susturulduğunu iddia edecek kadar bunu da dünyaya ağlayarak şikâyet edecek kadar ilkesizler, pervasızlar ve maalesef ahlaktan yoksunlar. Şimdi dikkat ediyorum bir grup eli kalem tutanlar gazete ilanı vermişler. Gazeteciler tutuklanmış, içeri atılmış vs. Şuanda bizim cezaevlerimizde 7 tane mahkûm gazeteci var. Bunu bu toplantıda açıklamam lazım. Bunların bir grubu terör örgütleri ile ilişkilidir. Bir grubu öldürme suçu ile bunlar yakalanmış mahkûm edilmiştir. Polis öldüren var bunların içinde, bekçi öldüren var bunların içinde. Terör örgütü ismini vermeme gerek yok. Onlarla iktisatlı evlerin silah bulunduranlar vs bunlar var. Bunlar gazeteciliği sadece kendileri için bir zırh olarak kullanmışlar. Şimdi son olarak bu operasyonda içeri alınan gazeteci de işte legal görünüm altında illegal bir yapının şekillenmesinde gayreti olanlar arasında. Ama onun dışında alınan üç kişi Emniyet görevlileri. Nerde bu gazeteciler. Belki onunla beraber başka alınanda olacaktır olabilir. Şimdi ben soruyorum; Ey eli kalem tutanlar acaba gazeteciler suç işlemez mi? Suç işliyorsa buda bunun bedelini ödemek zorundadır. Gazetecilerin eli sadece kalem tutmuyor ki yeri gelir silah da tutar. İşlediği zaman o gazetecilik zırhı altında bunlar masumdur diyebilir miyiz? Hukuk ne ise bu hukuk içerisinde onlar da karşılığını görecektir. Özgürlükler noktasında biz göreve geldiğimiz ana kadar cezaevlerinde olan yazar çizerlerin sayısını bi hesaplasınlar. Uluslararası medyadan bazıları bunlara inanarak bunlarla yol arkadaşı oldukları için bu yalanlara itibar ediyor ve Türkiye aleyhine kampanyalar yapıyorlar. Aynı şekilde Avrupa Birliğinin bazı yetkililerde bu tuzağa düşüyor."
"BİZ AVRUPA'NIN GÜNAH KEÇİSİ DEĞİLİZ"
Dünya'nın hiçbir yerinde medyanın Türkiye'de olduğu kadar serbest olmadığını öne süren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Otururuz hesabını kitabını yaparız. Türkiye'de medya o kadar serbesttir ki, demokratik ülkelerde bile dahi asla müsaade edilmeyen hakareti, iftirayı, karalamayı, ırkçılığı ve nefret suçlarını her gün işleyebilmektedir. Bunu şahsımda yaşıyorum, ailemle yaşıyorum. Ve onlara yapılan hakareti dünyanın hiçbir yerinde yapamazsınız. Bu hakaretinde yerden tavana sınırı yok. İnanın, ABD'de bunu yapamazlar. Bu manşetleri Avrupa Birliği içinde atamazlar. Şimdi bazı Avrupalı yetkililer çıkıyor sanki kendi ülkelerinde böyle şeyler yokmuş gibi bizi itham ediyorlar. İngiltere'de telekulak skandalı nedeniyle 50 gazeteci gözaltına alındığında, medya kuruluşları kapandığında bize yaptıkları gibi İngiltere'ye basın susturuluyor dediler mi demediler. Amerika'da Ferguson olaylarında gazeteciler gözaltına alındı, hatta Anadolu Ajansı'ndan bir arkadaşımız yerlerde süründürüldü ve 6 saat gözaltında tutuldu ama bunu görmediler. Kendileri yapınca susuyorlar, başkası yapınca susuyorlar görmemeleri gereken ülkelerde gazeteciler katledilirken susuyor üzerini örtüyorlar ama Türkiye'de gazetecilik faaliyetinin dışında bir iddia ile gözaltına alınanları bizim aleyhimize kullanmaya çalışıyorlar. Önce aynaya bakmaları lazım. Önce kendi ellerine, kendi yüzlerine bulaşan gazeteci kanlarını temizleyecekler. Biz Avrupa'nın günah keçisi değiliz. Biz Avrupa'nın keyfice eleştirileceği, hele hele parmak sallayacağı, hele hele azarlamaya kalkacağı bir ülke hiç değiliz."
ALMANYA'DA CAMİYE YAPILAN SALDIRI
"Avrupa bizi eleştireceği yerde gitsin kendi içinde artan ırkçılığa, ayrımcılığa, İslamofobi'ye çare bulsun. Son günlerde Almanya'da yapılan bir caminin duvarlarına geliyorlar o Nazi gamalı haç işaretini yapıyorlar. Caminin inşaatını engellemek için gayret sarf ediyorlar. Hani sizde inanç özgürlüğü vardı? Hani nerede? Türkiye de böyle bir şey var mı? Türkiye'de böyle bir şey olsa dünyayı ayağa kaldırırsınız. Biz aksine destek veriyoruz. Batı bunları yapamıyor. Avrupa bizi eleştireceğine gitsin Avrupa Birliği içindeki faili meçhul cinayetleri aydınlatsın. Bir daha ileri standartlara giderken Avrupa bir zahmet geriye gittiğini görsün, kabul etsin ve tedbirlerini alsın."
ANKA
Copyright © MYNET A.Ş. Telif Hakları MYNET A.Ş.'ye Aittir.