Esenyurt Talatpaşa Mahallesi'nde tekel bayisi sahibi Ömer T., 25 gün evli olduğu eşini, kayınvalidesinin müdahaleleri nedeniyle terk ederek ablasının evine gitti. Bu duruma öfkelenen eşi A.T., evdeki koltukları bıçakla parçalayıp eşyaları dağıttı. Evi terk eden A.T., eşine de "Koltukları parçaladım" diye mesaj gönderdi. Eve döndüğünde karşılaştığı manzarayla şaşkına dönen Ömer T., boşanma davası açtı. Eşiyle sorunlarının annesinden kaynaklanmadığını ifade eden A.T., balayından döndükten sonra sürekli tartışma yaşadıklarını, şiddete uğradığını ileri sürdü.
"SAĞ KULAĞIM DUYMUYOR"
Eşiyle sıkıntılarının düğünden hemen sonra başladığını belirten A.T, "Arkadaşlarımız aracılığıyla tanıştık. Sözlenmek üzereyken, anlaşamadık ve yüzükleri attık. Benden sonra başka biriyle nişanlandı. Onunla da ayrıldı. Barışma sürecine girdik, ailelerimiz bu duruma karşıydı fakat, ikna ettik. Evlendik ama balayından döndükten sonra sürekli tartışmalar yaşıyorduk. Bana şiddet de uyguladı. Annesinin yanında bile şiddete maruz kaldım. Sürekli, ben sana koltuk takımı aldım, şu kadar para verdim. Gelinliğine 20 bin lira verdim şeklinde söyleniyordu. Annemin mesajından sonra, bana yine şiddet uyguladı, zaten sağ kulağım duymuyor şu anda, onun da raporunu aldım" diye konuştu.
"KENDİME ZARAR VERMEMEK İÇİN ÇEVREME ZARAR VERDİM"
Telefonunun eşi tarafından incelenip, mesajlarının okunduğunu belirten A.T. "Annemden gelen mesajları okuduktan sonra benimle tartışmaya girdi, vurdu, duvara itti. Sonra da evi terk etti. Geri geldi, hırsını alamadı tekrar şiddet uyguladı. Ertesi gün gitti. Altınlar annesindeydi. O altınlarla araba aldı. Bana en son, araba aldım dedi, evden ayrıldı. Mesaj attım, cevap vermedi. Saat 22.00 civarı telefonunu kapattı, ben onun annesini ve babasını da aradım. Psikolojim çok bozuldu, sinir krizi geçirdim. Kendime zarar vermemek için, çevreme koltuklara zarar verdim. Olaydan sonra hastaneye, ertesi gün ise psikiyatri kliniğine gittim. İnsan içine çıkamayacak haldeydim, sinirli ve gergindim. Hastaneden darp raporu aldım, polise gittim, 6 aylık bir uzaklaştırma kararı aldık" şeklinde anlattı.
"PROTEZ TIRNAKLARINI ÇIKARACAKSIN, KAPANACAKSIN"
Evlilik süresince baskı altında olduğunu belirten A.T., "Bana 'Protez tırnaklarını çıkaracaksın, kapanacaksın, annenin evine gitmeyeceksin. Annenin devri kapandı artık, annen yok biz varız, onun evine bile giremezsin' dedi. Zaten ben evlilik süresince hep yalnız kaldım, annesi ve kuzenleri gelip benimle evimde kaldı. O dükkandaydı, hep dükkanda çalışıyor, sabahlıyordu. Sözlü bir şekilde, notere gidip imza atmamı istedi. Annemle görüşmeyeceğimi söylüyordu. Her şeye sessiz kalacağımı, istemiyorsam da annemin evinde kalmamı söylüyordu. Olaylardan sonra onun avukatını aradım, anlaşmalı boşanma protokolü hazırladılar. Ben 'Kimseden hiçbir şey istemiyorum, kurtulmak istiyorum' dedim. Fakat haberler çıkınca, şimdi hakkımı aramak istiyorum, imzalamadım. Biz de masraf yaptık. Babasına araba almak istedikleri için, altınlar bizde değil, onlardaydı. Bizim de borcumuz var, benim kredi borcum var, iddiaların hiçbirini kabul etmiyorum" dedi.
"KIZIMIN TAKILARIYLA ARABA ALDI"
Damadının evi terketmesine neden olduğu iddia edilen A.T.'nin annesi kayınvalidesi Z.K ise, "Tartışıyorlar, sabah kalkıp dükkanına gidiyor. Kızımın takılarıyla gidip araba alıyor. Benim kızım ona, 'Bana sormadan nasıl araba alabilirsin' diyor. Kızıma 'Defol git artık, ben seni istemiyorum, kabul etmiyorum seni, git boşanma davası aç' diyor. Kızım gece beni arıyor, sinir krizi geçirdiğini anlıyorum. Kızım 'Araç getirin, eşyalarımı topladım, beni alın' dedi. Ben ona hala 'Uzlaşırsınız, çiftlerin arasında tartışma olur, sakin ol' dedim. Sonrasında tekrar damadın babasını aradım, 'Bakın bu kız kötü durumda, siz yardımcı olun sakinleştirin' dedim. Kızım bana evin halinin fotoğrafını atınca şok oldum, ambulans ve polis çağırarak eve gittim. Olayların ertesi gününde, evin kapısının kilidini değiştirip, içerideki tüm eşyaya el koydular. Biz de savcılığa şikayet ettik, uzaklaştırma kararı alındı. Benim o evle alakam yok, kesinlikle. Kayıtlarım, mesajlarım var. Gittiğim saat belli, ambulansın o eve geldiği saat belli" dedi.
"ANNELİK İÇ GÜDÜSÜYLE BİR MESAJ YAZDIM"
Tartışmaya sebep olan mesajı da açıklayan Z.K, "Kızım bundan 2.5-3 sene önce mide ameliyatı geçirdi. Doktor, '4-5 yıl hamile kalmamalı, hayati risk olabilir' diye uyardı. Bu durumdan korktuğum için ben de hamile kalmasını istemedim. Annelik iç güdüsüyle, 'Belki çocuğun ailesi bir torun sahibi olalım diye düşünüp çocuğa iletiyor olabilirler, dikkat et kızım en azından bir yıl yapma, evliliğiniz otursun, eşine alışır, aile ortamını öğrenir sonra yaparsınız' diye mesaj yazdım. Bundan başka cümlem olmadı. Bunu okuyor ve üzerine kızıma ve bana hakaretler ediyor. Beni arayarak hakaret ediyor. Çocuğumun psikolojisi neden böyle bozuk? Neden her aradığımda bu kız ağlıyor? Niye bu halde diyorum, bana kullandığı cümle 'Sen kanser hastası olduğun için kızının psikolojisini bozuyorsun' oldu. Ben 7 yıldır kanser hastasıyım, yeni değil, bugün mü etki edecek, bugün mü hastalığım vuracak" şeklinde konuştu.
Ömer T. ve A.T arasındaki dava sürecinin devam ettiği öğrenildi.
DHA