TRABLUS (A.A) - Cemahiriyenin yıldönümü törenlerinde halka hitabeden Kaddafi, "Muammer Kaddafi istifa etme durumunda olan bir devlet başkanı değildir. Hatta feshedecek bir meclisi bile yoktur" dedi.
Libya'da bir iç sorun bulunmadığını tekrarlayan Kaddafi, "Doğuda hiç protesto yok" dedi. Kaddafi, "El Kaide hücreleri güvenlik kuvvetlerine saldırdı ve silahlarını ellerinden aldı. Bütün bunlar nasıl başladı? Küçük el Kaide hücreleriyle" diye konuştu.
Ölü sayısının da abartıldığını iddia eden Kaddafi, olaylarda 150 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.
Kaddafi, haberlerin dünyaya, Libya'da muhabiri olmayan ajanslar ve barış kuruluşlarınca ulaştığını iddia etti.
Kaddafi, uyguladığı "doğrudan demokrasi" sistemine ilişkin olarak, "Libya sistemi, halkın sistemidir ve hiç kimse halkın otoritesine karşı gelemez. Halk, uygun gördüğü yetkiliyi seçmekte serbesttir" dedi.
"Devrim Lideri" unvanını taşıyan Muammer Kaddafi, 1976'da yayımladığı; İslami ülküler, sosyalizm ve Arap milliyetçiliğinin harmanlandığı, siyasi partiler ve temsili demokrasiyi reddeden "Yeşil Kitabı"nı temel olarak alarak, halkın görüşlerini "halk komiteleri" ve "genel halk kongresi" aracılığıyla sunabilmesine olanak tanıyan "Cemahiriye Sistemi"ne 2 Mart 1977'de geçti.
-"DÜNYA LİBYA'DAKİ HALK İKTİDARINI ANLAMIYOR"
Libya lideri Muammer Kaddafi, dünyanın iktidarı halkın ellerine veren Libya sistemini anlamadığını söyledi.
Kaddafi, Libya televizyonunda gösterilen, cemahiriyenin yıldönümü törenlerinde kalabalığa yaptığı konuşmada, "Yeşil Kitap"ta sözü edilen "doğrudan demokrasi" sistemine ilişkin olarak, "Libya sistemi, halkın sistemidir ve hiç kimse halkın otoritesine karşı gelemez. Halk, uygun gördüğü yetkiliyi seçmekte serbesttir" dedi.
-"MARSA EL BREGA HAVALİMANI HÜKÜMETİN KONTROLÜNDE"
Libya devlet televizyonu, Muammer Kaddafi'ye bağlı birliklerin Marsa El Brega'daki havalimanını ve limanı kontrol ettiklerini bildirdi.
İsyancılar ise hükümet birliklerinin Marsa El Brega'nın kontrolünü kısa bir süre ellerinde tuttuklarını, daha sonra püskürtüldüklerini söylemişlerdi.
Görgü tanıkları, hükümete bağlı birliklerle muhaliflerin Brega'daki petrol terminali ile havalimanının kontrolü için savaştıklarını söylüyorlar. Savaş uçaklarının ve ağır silahların seslerinin duyulduğu, rejime bağlı bazı güçlerin isyancılar tarafından kuşatıldığı belirtiliyor.
-TAHRAN SAVCISI: "MUSAVİ VE KERRUBİ HALA EVLERİNDE"
Öte yandan İran'daki muhalefet liderleri Mir Hüseyin Musavi ve Mehdi Kerrubi'nin hala evlerinde oldukları ve cezaevine götürülmedikleri bildirildi.
Mehr ajansının bildirdiğine göre, Tahran Savcısı Abbas Caferi Dolatabadi, Kerrubi ve Musavi'nin cezaevine gönderildikleri yolundaki söylentinin tamamen yanlış olduğunu belirterek, "Evde gözetim altında tutuldukları ifadesi doğru değil. Musavi ve Kerrubi evlerinde eşleriyle birlikteler. Işığı yakıp yakmadıkları kendi sorunları" dedi.
İran Başsavcısı Gulamhüseyin Muhsini Ecey de reformcu muhalefetin önde gelen iki isminin hala evlerinde olduğunu belirterek, "Evlerindeler ve temaslarında kısıtlamalara tabiler" diye konuştu.
Eski Başbakan Musavi ve eski parlamento başkanı Kerrubi'nin yakınları, evlerinde eşleriyle birlikte tamamen tecrit edilen iki liderin pazartesiden beri bilinmeyen bir yere, büyük olasılıkla cezaevine götürüldüklerini söylüyorlar. İki lidere yakın isimler, komşuların tanıklıkları ve kimsenin yanıt vermediği evlerinde hiç ışığın yanmamasına dayanarak bu açıklamayı yaptılar.
-BM, IRAKLI GÖSTERİCİLERE ŞİDDET UYGULANMASINDAN ENDİŞELİ
Birleşmiş Milletler (BM), Irak'ta ülke çapında düzenlenen protesto gösterileri sırasında güvenlik güçlerinin göstericilere aşırı güç kullanması dahil, şiddet haberlerinden endişe edildiğini bildirdi.
BM Özel Temsilcisi Irak Ad Melkert, Irak'ta gösteriler sırasındaki şiddet ve insan hakları ihlallerinden endişe duyduklarını belirtti.
Melkert, Irak'ta basın yayın organlarına yönelik kısıtlamalar ve gazetecilerin tutuklanmasından da kaygı duyduklarını söyledi.
Irak'ta yolsuzluk, işsizlik ve yetersiz kamu hizmetine tepki gösteren binlerce kişi sokaklara çıkarak gösteriler düzenledi. Irak'ta geçen cuma günkü protesto gösterilerinde en az 14 kişinin öldürüldüğü bildirilmişti.
Göstericilerin çoğu güvenlik güçleriyle çatışmış, hükümet binalarını ateşe vermişti.