HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Kılıçdaroğlu'ndan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a İsveç tepkisi: 'Dün söylediğinizi bugün neden yalıyorsunuz?'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmasında dikkat çeken bir çıkışta daha bulunarak “AK Parti’ye oy veren kardeşlerimin oturup bir vicdan sorgulaması yapmaları gerekir” diyerek iktidarı eleştirdi. Öte yandan Kılıçdaroğlu, İsveç hakkındaki NATO kararı ile ilgili de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik çok sert ifadeler kullandı.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bugünkü grup toplantısında seçim sürecine ve sonrasında yaşanan sürece ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu’nun hedefinde yine Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetin ekonomi alanında attığı adımlar vardı. Kılıçdaroğlu konuşmasında “Benim sıkıntım varsa benden daha zor durumda olan vatandaşın da sıkıntısı var. Biz size oy verdik siz bizi mahvettiniz demeleri lazım. Ama AK Parti’ye oy veren kardeşlerimin oturup bir vicdan sorgulaması yapmaları gerekir” ifadelerini kullandı.

1

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları:

Vatandaşlarımın zor durumda olduğunu biliyorum. Neden sesiniz daha gür çıkmıyor diye sitem ettiklerini de biliyorum. Biz sesimizi çıkaracağız ama 25 milyonu artırmamız lazım. Ben edeceğim zaten ama diğer arkadaşımızın da etmesi lazım. Vatan sadece benim vatanım değil hepimizin vatanı.

Benim sıkıntım varsa benden daha zor durumda olan vatandaşın da sıkıntısı var. Biz size oy verdik siz bizi mahvettiniz demeleri lazım. Ama AK Parti’ye oy veren kardeşlerimin oturup bir vicdan sorgulaması yapmaları gerekir. Türkiye’nin egemen güçler tarafından nasıl teslim alındığını anlatacağım. Türkiye’nin itibarının nasıl yerle bir edildiğini anlatacağım.

İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİNE TEPKİ

Türkiye Cumhuriyeti NATO üyesidir. NATO’da kararlar oybirliği ile alınır. Bir ülke NATO’ya üye olmak istiyorsa tüm üyeler kabul oyu vermelidir. İsveç terör örgütü üyelerini tuttuğu için, ‘Asla üye olamazlar’ diye ifadeler kullanıldı. İsveç geri adım atmadı, tam tersine kutsal kitabımızı yaktılar. Ona da yeterince tepki göstermediler. Biden Erdoğan’a telefon etti ve Erdoğan ‘evet diyeceğiz ve Meclis’e getireceğiz’ dedi.

“BİDEN TELEFON ETTİ, EMİNİM DERHAL ESAS DURUŞA GEÇTİ”

Bir devleti yöneten kişi, onuruyla hayatta kalan bir devlet böyle yönetilir mi. Dün söylediğinizi bugün neden yalıyorsunuz? Biden telefon etti. Eminim derhal esas duruşa geçip ne emrediyorsunuz demiştir. Kardeşim bunlar senin dediklerini yaptılar mı? Dün hayır diyordun bugün neden evet dedin.

İsveç AB için Türkiye’ye destek verecek. Dünya’dan haberi yok. AB ayrı NATO ayrı. Yalan üzerine dış politika oluşturuyorsunuz. Bu kabul edilebilecek bir şey değil arkadaşım.

‘DÜNYADAN HABERİ YOK! AB AYRI NATO AYRI!’

İsveç AB için Türkiye’ye destek verecek. Dünya’dan haberi yok. AB ayrı NATO ayrı. Yalan üzerine dış politika oluşturuyorsunuz. Bu kabul edilebilecek bir şey değil arkadaşım. 84 milyona demokrasiyi getiriyor musun? Demokrasinin yolu, AB’nin yolu Can Atalay, Osman Kavala, Merdan Yanardağ, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay bunlardan geçiyor sen bunları serbest bırakacak mısın? AB’nin yolu Selahattin Demirtaş’tan, Emine Şenyaşar’dan tweet attı diye gözaltına alınan gencecik çocuklardan geçiyor. Sen bunların gereğini yapacağına söz verdin mi?

‘DEVLET ADALETLE YÖNETİLİR’

AB’nin yolu Diyarbakır’da tutuklu gazetecilerden, Galatasaray Meydanı’nda annesinin babasının, çoluğunun çocuğunun hakkını arayan Cumartesi Anneleri’nden geçiyor. Sen bunların haklarını teslim edecek misin? Cumartesi Anneleri’nin yolunu hepimiz gözlemek zorundayız. Hiç kimse evladının faili meçhul bir cinayete kurban gitmesini istemez. Anneler annedir. Bütün annelerin başımın üstünde yeri vardır. Ben merak ediyorum Meclis’e ne diyecekler bunlar. Devler adaletle yönetilir diyoruz. Devletin dini adalettir diyoruz. Bunu sadece ben söylemiyorum. Tarihte binlerce kişi söylemiş.

1

“TÜRKİYE’Yİ BORÇ BATAĞINA SÜRÜKLEDİLER”

Tek başlarına iktidar oldular, devletin Hazinesi, maliyesi en azından toparlanmış mıydı, toparlanmıştı. Fabrikaları sattılar... 2 binin üzerinde fabrikaları, bankaları sattılar. Bu paraları ne yaptılar hala hesabını veren yok. Daha sonra yetmedi, memleketi borç batağına soktular. Herkes borçlu. Devlet de gırtlağına kadar borçlu. Dünyanın parasını alıyorsunuz, Türkiye'yi borç batağına sürüklüyorsunuz, Düyûn-ı Umûmiye kabinesi kuruyorsunuz sonra. Şimdi satacak bir şey kalmadı. THY var, Turkcell var, bunları pazarlamaya çalışıyorlar.

‘ERDOĞAN ULUSLARARASI TEFECİLERE TESLİM OLDU’

Körfez ülkelerinden para dileniyorlar. Hiçbir uluslararası tefeci böyle bir ülkeye yatırım için gelmez. Buraya gelecek yabancı paranın aradığı iki konu vardır: Yüksek faiz olursa gelirim, yüksek kârlı şirketler varsa onları alırım. Erdoğan uluslararası tefecilere teslim oldu ve faizi artırdı. Arkası gelecek. Yerel seçimlerden sonra faizler de pik yapacak. Uluslararası tefeciler Erdoğan'ın kaç kalibrelik birisi olduğunu gayet iyi biliyorlar. Hangi koşullarda kendi sözlerinden çıkmayacağını da gayet iyi biliyorlar. Önce borçlandırdılar, şimdi emir veriyorlar. Erdoğan'ın tekrar ettiği, 'Borç alan emir alır' noktasında.

‘EKONOMİK BAĞIMSIZLIĞINIZ YOKSA, SİYASAL BAĞIMSIZLIĞINIZ TEHLİKEDEDİR’

Dolar baronlarından hepimizin görmesi gereken gerçekler var. Türkiye'yi teslim alan dolar baronları. Hükûmetin önüne, ekonomik soykırım programı koydular. 85 milyonu mağdur edecek ekonomik soykırım programı koydular. Bazıları merak eden bu program nedir diye. Bu program, Şili'de bir iktisatçıda kullandığı, Şili, bizimle aynı koşullarda kullandığı ekonomik soykırım programından söz eder. Şili hala sırtını düzeltmiş değildir. Bu program, Türkiye'nin ekonomik anlamda bağımsızlığını büyük ölçüde kaybettiği programdır. Ekonomik bağımsızlığınız yoksa, siyasal bağımsızlığınız tehlikededir. Bunu Atatürk söylüyor.

“ZAMLAR HER YERDEN YAĞMAYA BAŞLADI”

85 milyonu bir avuç çeteye hizmet eder hale getirdiler. Zamlar her yerden yağmaya başladı. Her şeye zam geldi. Vatandaşlar neden sesiniz çıkmıyor diye bağırıyor. Asıl sizin sesinizin çıkması lazım. Geçen hafta döviz kurundaki 1 liralık artış devlete yükü 145 buçuk milyar lira. Bizim tarihimizde böyle bir şey yok. Şimdi 145 buçuk milyarı kim ödüyor? Bir avuç hariç sokaktaki vatandaş ödüyor.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler